Arif Kızılyalın

Futbolun dini imanı paradır!

20 Nisan 2021 Salı

Gece yarısıydı, 6 İngiliz, 3’er İspanyol ve İtalyan takımı, Avrupa Süper Ligi’nin kurulduğunu duyurup, resmi internet sitesinden futbolseverlere ‘selam’ yolladı.

Aralarında Real Madrid, Barcelona, Manchester City ve United, Liverpool, Milan, Juventus gibi devler rest çekiyordu Avrupa Futbol Federasyonları Birliği’nin köhnemiş organizasyonları Şampiyonlar Ligi ile UEFA Avrupa Ligi’ne. Daha doğrusu, UEFA Başkanı Ceferin ile başlayan ‘herkes gelsin’ fikrine tepkiydi. Çünkü, “Futbolun marka değeri bizimle büyüyor, aldığımız pay her yıl azalıyor” diyorlardı. Hatta 2024’te devreye girecek ve görece büyük takımları kollayan yeni Şampiyonlar Ligi formatı sözü bile kesmemişti devleri. Basketbol Euroleague’deki gibi 15 daimi katılımcı ve 5 değişkenle 20 takımlı bir Avrupa organizasyonuydu planlanan!

Üstelik reklam, naklen yayın ve sponsordan yıllık neredeyse 350 milyon Avro’ya yakın Süper Lig ayakbastı parası alacaklar, tüm maç günü gelirleri ve benzeri gelirlerin tamamı onlara kalacaktı..

Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım; Infantino ve Ceferin’den beri hem FIFA, hem UEFA iyi yönetilmiyor. Şu pandemi sürecinde tüm foyaları ortaya çıktı.

Ne kulüplere maddi açıdan destek olabildiler, ne de güçlü-güçsüz dengesini kurdular. Böyle olunca da, futbolun ‘para babası’ sahipleri, “Mal bizim, biz yönetiriz...”e getirdiler olayı!

Elbette FIFA ile UEFA’nın acil eylem planı hazırdı: “Asarız... Keseriz... Oynatmayız...” İlk olarak bu takımların lisanslarının iptal edileceği sinyali verildi, ardından o takımlarda forma giyen futbolcuların ülkelerinin milli takımlarında oynayamayacağı duyuruldu. 12 Süper Lig takımı da karşılık verdi: “Biz de her platformda kendi organizasyonlarımızı düzenleriz..”

Tam bu sırada AB devreye girdi, Süper Lig oluşumunun rekabete uygun olmadığını dile getirdi. Bu kavga bitmez kolay kolay. Çünkü konu futbol değil para. Hani 1863’ün 26 Ekim’indeki gibi*, futbol adına bir şeyler yapılsa anlaşılır, ama artık özellikle de pandemi sonrası öyle bir noktaya geldik ki, “Parayı veren düdüğü çalıyor..” İşin kötüsü taraftarlar da artık eskisi gibi belirleyici etken değil. Örneğin liman işçilerinin takımı Liverpool’un sahipleri dünyada spor kapitalizminin öncülerinden, keza Manchester’ın halk takımı United, ABD’li Glazer ailesine ait. O yüzden, Liverpool’da da Manchester United’da da taraftarın değil, patronun dediğinin olacağı bir sistem hâkim. Peki ne olacak? Orta nokta bulunacak; tıpkı basketteki gibi. Futbol dünyası bu 12 takımı silemez; onlar da hem ulusal, hem de uluslararası ambargo yemeyi göze alamaz.

Evet, bekleyip göreceğiz, ama bir gerçek var ki futbolun mecazi anlamda, dini imanı paradır!

*Günümüz futbolunun kurallarının belirlendiği tarihi toplantının yapıldığı gün!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasete yenilme 29 Aralık 2024
İstanbul için el ele! 28 Aralık 2024
Haliç’e son hançer! 25 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları