'Unut Beni Güniz!'

01 Temmuz 2012 Pazar
\n\n\n

Sevgili,

\n

Geçen gün değerli gazeteci Şükrü Küçükşahinin köşesinde okudum. Eski YÖK Başkanı, emekli öğretim üyesi, Prof. Dr. Kemal Gürüz, mahkemenin hakkında verdiği tutukluluk kararı üzerine eşine seslenmiş:

\n

- Unut beni Güniz!

\n

Çağrı insanlığın karanlık dönemlerini anımsatıyor.

\n

O dönemlerde devlet birinin yakasına yapışmayagörsün, bitmiştir artık biçare!

\n

Tıkarlar adamcağızı içeri, orada unutulur gider. Herkes unutur onu, komşusu, yakını, arkadaşı, karısı, kızı, oğlu ve hepsinden önce de devlet.

\n

Devlet devletliğini yapmış, biçareyi içeri atmış, sonra da unutup kulağının üzerine yatmıştır.

\n

Tarih bu öyküler açısından zengindir.

\n

Çok şükür ki, insanlığın önemli bir bölümü için bu devir geride kalmıştır.

\n

Ama, emekli öğretim üyesi eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, aynı çaresiz çığlığı 21. yüzyılın ikinci onluk bölümünde atıyor, karısına sesleniyor:- Unut beni Güniz!

\n

Neden?

\n

Çünkü Kemal Gürüz Türktür ve ÖYM tarafından tutuklanmıştır.

\n

Ve Kemal Gürüz çok iyi bilmektedir 2012 Türkiyesinde tutuklanmanın ne demek olduğunu ve tutuklananların başına neler geldiğini.

\n

***

\n

Tutuklama bütün demokrasilerde, suç işlediğine dair hakkında güçlü belirtiler bulunan bir şüpheli veya sanığın kaçmasını, delilleri karartmasını ya da diğer sanıkları veya tanıkları baskı altına almasını önlemek için başvurulan bir tedbirdir.

\n

Demokrasilerde masumiyet karinesi olduğundan, asıl olan tutuksuz yargılanmadır. Çünkü yanlış verilen veya uzun süren tutukluluk yargısız infaza dönüşür.

\n

Gereksiz ve uzun tutukluluklardan sonra beraat kararları bile verilse, adalet tecelli etmez. Çünkü sanık zaten belirli bir zaman dilimini içeride geçirmiştir. Bu süre bazen kendisi için istenen mahkûmiyete eş dahi olabilir.

\n

Ayrıca uzun tutukluluk süreleri, heyetin kararı üzerine de ipotek koymaktadır.

\n

Uzun süre tutuklu kalmış bir sanık hakkında karar verirken, beraatı düşünen yargıcın Peki de, aklarsak bu uzun tutukluğu nasıl açıklarız?düşüncesini aklından hiç geçirmemesi mümkün mü?

\n

Bu yüzden, demokrasilerde yargıçlar tutuklama kararı verirken kılı kırk yarar.

\n

Bizim mevzuatımızda tutukluluk kurumunu CMK 100. maddesi düzenlemiştir.

\n

İlk bakışta demokratik hukuk devletlerindeki uygulamadan farklı değilmiş gibi görünen CMK 100e göre de, tutukluluk için suçun niteliğinin yanı sıra şüpheli veya sanık için, kaçma şüphesinin olması, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapması girişiminde bulunması, delilleri yok etme veya değiştirmesi olasılığının var olması şartlarının aranması gerekir.

\n

***

\n

Şimdi Kemal Gürüzün durumuna bakalım:

\n

Yıllar önce meydana gelmiş ve eğer varsa delilleri, belgeleri devletin elinde olan bir olayda, eski YÖK Başkanı nasıl delileri yok edecek, gizleyecek veya değiştirecek?

\n

Böyle bir iddia düpedüz Bu devlet elindeki belgelere bile sahip çıkamazdemektir.

\n

Bugünkü koşullarda Gürüz, bu davanın herhangi bir sanığı, tanığı veya mağduru üzerinde nasıl baskı yapabilir?

\n

Kemal Gürüz halen YÖK Başkanı olsa hadi neyse. Ama değil.

\n

Kalıyor geriye, kaçma şüphesi.

\n

Bu adam, yargı önüne çıkacağını duyduğunda Türkiye sınırları dışındaydı.

\n

Kaçacak olsaydı dönmez, ABDdeki oğlunun yanına kaçardı. O durumda kaçmayan adam, şimdi mi kaçacak?

\n

Görüyorsun, Prof. Dr. Kemal Gürüzün tutuklanma kararını anlamak mümkün değil.

\n

Ama Kemal Gürüz kendisi gerçeği kavramış, tutukluğun bu ülkede kimi zaman ucu içeride ölüme kadar varan bir yargısız infaz aracı olduğunu biliyor ve sesleniyor:

\n

- Unut beni Güniz!

\n

Bu çığlık, aynı zamanda hepimizin utancını yüzümüze vuruyor.

\n

Sevgili, sürüden ayrıl! Bu çığlığı duy! Kemal Gürüz ile benzerlerini unutma! Ve sana bugün umut ve sevgi dolu şeyler yazamadığım için kusuruma da bakma!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları