Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ne aceleniz var?

30 Ocak 2024 Salı

Gazze’de herkesin acelesi var. Bombardıman sürdükçe siviller can veriyor. Sivil ölümleri dursun diye acele ateşkese ihtiyaç var. 

Netanyahu’nun acelesi yok. 

Gazze’de hastanelerden ölüm tuzakları kuruluyor. Hastalar ve yaralılar İsrail bombalarıyla can vermesinler diye acil ateşkes lazım.

Netanyahu çağrılara kulak asmıyor. Onun ateşkese ihtiyacı yok. 

Gazze’de kadınlara, çocuklara gökten ölüm yağıyor. İsrail saldırılarının hedefi kadınlar ve çocuklar. Daha fazla çocuk ölmesin, daha fazla kadın can vermesin. Çağrıda bulunuyorlar: Acele ateşkese ihtiyaç var.

Netanyahu kulak asmıyor. Onun ateşkese ihtiyacı yok.

Gazze’de okullar ölüm saçıyor, çocuklar ölüyor. Çocuklar ölmesin diye acele ateşkese ihtiyaç var. Netanyahu kulak asmıyor. Onun ateşkese değil zamana ihtiyacı var. Onun daha fazla kadın, çocuk, yaralı, hasta öldürebilmek için zamana ihtiyacı var. “Pişkin pişkin” sırıtıyor:

Ne aceleniz var canım? Gazze’de mazlumların acele ateşkese; zalimlerin, daha fazla sivil, yaşlı, hasta ve çocuk öldürmek için zamana ihtiyaçları var.

Uluslararası Adalet Divanı (UAD) çatışmalarda İsrail tarafından Filistinlilere soykırım uygulandığı suçlamasıyla açılan davayı esastan görüşmeye karar verdi. Bu adım UAD’nin davayı kabul etmesi anlamına geliyor. İsrail’in Güney Afrika’nın iddialarına karşı soykırım definde bulunması bekleniyordu. Böylelikle İsrail’in soykırım suçlamasından aynı ithamla cevap vererek sıyrılması bekleniyordu. Bu oyun suya düşmüştür. UAD, Güney Afrika’nın soykırım konusunda makul iddialar öne sürdüğünü söyleyerek davayı kabul etmiştir. Mahkeme bu kararıyla kendini ve dünya kamuoyunu aklamıştır. Netanyahu soykırım iddiasına soykırımla cevap verme oyunu tutmayınca ateşkesi mümkün olduğu kadar geciktirerek kadın, çocuk katilliğine biraz daha devam etmeyi denemektedir. Şimdi mesele ölümlerin bir an önce durması, bir an önce ateşkesin devreye girmesidir. 

UAD’nin son kararı İsrail saldırılarını durdurmak açısından büyük bir anlam taşıyor. Şimdi duruşmanın bu aşamasından 1948 kriterleri tartışma konusu olacak, soykırımın unsurlarının gerçekleşmediği öne sürülecektir. Fakat daha bugünden UAD İsrail’in davranışlarından bir ırkın varlığına, dinine, diline son vermeye yönelik kasti hareketlerde bulunduğunu öne sürebilecektir. İsrail’in yavuz hırsız misali soykırımın mağduru olduğunu ileri sürerek ortada dolaşması artık o kadar kolay olmayacak.

ABD’ye sırtını dayamış olan İsrail’in bugüne kadar hiçbir yaptırımla karşılaşmadan uluslararası alanda at oynatması Tel Aviv’e eşsiz fırsatlar sunmakta ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkı ABD’ye İsrail saldırganlığının uluslararası alanda yaptırımsız kalmasını sağlayabilmesine yol açmaktaydı. İsrail’e karşı herhangi bir yaptırım uygulanması konusunda hâlâ Amerikan vetosunun geçerli olması bu durumun tümüyle ortadan kalkmasını engellemektedir. İsrail yine Amerikan desteğini sonuna kadar arkasında bularak saldırgan ve ırkçı politikasını sürdürmekte, soykırım suçunu işlemektedir. 

Ancak Netanyahu’nun aşırı sağ koalisyonu sınır tanımaz saldırganlığıyla bütün dünya kamuoyunun sabrını taşırmıştır. Bundan böyle İsrail şımarık, ırkçı, saldırgan politikasını bu kadar fütursuzca sürdüremeyecektir.

Evet, artık uluslararası tepkiler bu trajikomik durumun sona ermesini sağlayacaktır. Yanlış anlaşılmasın Ortadoğu’daki kanlı İsrail-Amerikan ittifakı tümüyle çökecek değildir. Mazlum postuna bürünmüş olan İsrail, Amerikan emperyalizminin bölgedeki planları için stratejik ortak konumunu sürdürecektir. Ama oyun deşifre olmaya başlamıştır ve İsrail’e büyüyen tepkilerin artması önlenemeyecektir. 

Bu arada AKP’nin ikili oyunu sürdürebilmesi kendi kamuoyu açısından daha güç olacaktır. Seçim ortamında iğrenç bir ikili oyun oynanmaktadır. İsrail’in ve AKP’nin ikili oyunlarının deşifre edilmesi için muhalefete önemli roller düşmektedir. Kimse bu ikili oyun karşısında sinmemeli ve kumpasların üzerine gitmekten çekinmemelidir. UAD’nin kararı İsrail’in Amerikan emperyalizmiyle kol kola soykırımın mazlumu değil zalimi olduğunu açıkça ortaya koyacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları