NATO'nun Neresindeyiz?

26 Mayıs 2012 Cumartesi
\n

\n

İki gündür gazetelerde, Tayyip Beyin Astanadan yaptığı açıklamalar var. Başbakan bu açıklamalarında Türkiyenin Füze Kalkanısistemiyle birlikte NATO içinde ağırlığının artacağını söylüyor.\n

\n

Haklıdır.\n

\n

Türkiye, örgütün kuruluşunun 63üncü, kendi katılışının 60ıncı yılında örgüt içinde ağırlığını arttırmıştır.\n

\n

Değil NATO üyeliğimizin zorunlu olup olmadığının, ama NATOnun sürmesinin gerekip gerekmediğinin bile tartışma konusu olduğu dönemde, algılanması ne kadar güç olsa da Türkiyenin NATOya üyeliği kolay olmamış ve iktidar ile muhalefetin oybirliğiyle desteklediği adaylığın üyeliğe dönüşmesi, Sovyet tehlikesinekarşı Batının savunma kalkanı altına girmenin gerçekleşmesi tüm ülkede, bugün düşlenmesi olanaksız ortak bir sevinç yaratmıştı.\n

\n

Türkiyenin Batı dünyasında yerini alması, Avrupa Konseyi üyeliğinden çok, başlangıçta hiç de kolay olmamış olan NATO üyeliğiyle gerçekleşmişti.\n

\n

Türkiye NATO üyeliğiyle Batı dünyasının üyesi değil, bağlantısı konumuna gelmişti.\n

\n

***\n

\n

NATO üyeliği Türkiyeyi Batı dünyası içine sokmadı, yanında yer almasını sağladı.\n

\n

Türkiyenin bugün NATO ve Batı dünyası içindeki yerinin ne olduğunu irdelemeden önce, NATOnun bugünkü durumunun ne olduğuna bakmak, daha doğru olur.\n

\n

Blokların yıkılması ve Varşova Paktının feshinden sonra, NATOnun devam edip etmeyeceği tartışmasında karar çabuk verildi: NATO varlığını sürdürecekti.\n

\n

Amacı değişecek miydi?\n

\n

Aksini iddia eden çok olsa da gerçekte hayır.\n

\n

NATO kapitalizmin ve onun kalesi ABDnin çıkarlarını korumak için kurulmuştu, hâlâ da aynı nedenden dolayı var.\n

\n

Ama değişen dünya koşulları, küreselleşen kapitalizm ve dünyanın şu andaki tek egemeni konumu NATOnun amacını değiştirmese de, sorumluluk alanını ve ilgi konularını değiştirmiştir.\n

\n

Blokların ortadan kalkmasından sonra ortaya çıkan yeni tehdit biçimleri NATOnun, özellikle uluslararası terorizmilgisini ön plana çıkardı.\n

\n

Bu değişiklik, NATOnun katı çekirdek yapısını da genişletti. Ona bir yandan BMye yüklenmesine nafile çalışılan işlevleri yüklerken, birlikte aktif katılımlı ülke sayısını da arttırdı.\n

\n

***\n

\n

Blokların ortadan kalkması ve NATOnun amacının değilse bile işleyiş şeklinin değişmesiyle birlikte örgütün güneydoğu ucundaki sağlam kalesi Türkiyenin konumunun ne olacağı sorusunu da gündeme getirdi.\n

\n

Türkiye Batı için yine eskisi kadar önemli bir ülke olarak kalacak mıydı?\n

\n

Bu soruya bağlı olarak, sağlam müttefikstatüsünün getirdiği insan hakları ihlallerine göz yumma davranışı sürecek miydi, sürmeyecek miydi?\n

\n

Bu tereddütler çabuk aşıldı, değişen koşullara karşın, Türkiyenin konumu, salt askeri nedenlerle olmasa bile, önemini korumayı sürdürünce ve Ankarada, özellikle durumu iyi değerlendiren AKP iktidar olunca, yanıtlar berraklaştı.\n

\n

Evet, işleyişi değişen NATOda Türkiyenin önemi sürecekti. Hatta çok değişik konumunun getirdiği avantajlar dolayısıyla Tayyip Erdoğanın ülkesinin örgüt içindeki ağırlığı artacaktı da.\n

\n

Türkiyenin NATO içinde artan ağırlığı, ona Batı Kulübü içinde yeni bir statü kazandırabilir mi?\n

\n

Şimdiye kadar NATO içindeki önemimizi AB içinde sağlam bir pozisyon elde etmeye tahvil etme çabaları sonuçsuz kaldı.\n

\n

Bundan sonra da durumun değişmesini sağlayacak bir neden görünmüyor.\n

\n

NATO içinde artan ağırlığı Türkiyeye tabii ki gerçek üyelerle aynı durumda olmayacak olan güvenlik görevlisistatüsünün ötesinde Batı Kulübüiçinde yeni bir yer sağlamayacaktır.\n

\n

Zaten Ankaranın egemenleri de bu konumdan hiç de şikâyetçi değillerdir. \n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları