AKP iktidarı, dün pandemi karşısında yeni önlemlerin gerekip gerekmediği konusunda karara varacaktı. Bu yazının yazıldığı an itibarıyla kararlar açıklanmış değildi.

26 Nisan 2021 günü AKP iktidarı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu kritik konuların hemen hepsinde ne yapacağını bilemez haldeydi; şu anda, tam yazı yazılırken yapılan açıklamada, 17 Mayıs’a kadar tam kapanma olacağının bildirilmiş olmasına rağmen iddia ediyorum ki önümüzdeki günlerde yapılacak bir ek açıklama ile 19 Mayıs günü kesin olarak tam kapanma olacaktır. Bugüne kadar pandeminin vardığı kritik noktayı göz önünde bulunduran uzmanlar, dört haftalık bir tam kapanma ve çok daha hızlı aşılama kararlarının mutlaka verilmesi ve uygulanması gerektiğini ısrarla vurgulamaktaydılar ama bu sürekli yinelenen köktenci önlem çağrılarına karşın iktidar, durumu idare etmeye çalışıyor, umarsızlık çukurunda debelenip duruyordu. Kabul etmek gerekir ki içinde bulunulan durum hiç de kolay değildi. Tam kapanma, zaten ekonomik açıdan felaket durumda olan yurttaşı, yaşamını sürdüremeyecek şekilde pandemiyle yok olmakla, önlemlerin daha da beter kılacak ekonomik bataklıkta boğulmak arasında bir tercihe zorlamış bulunuyor.

***

Şimdi kimse çıkıp da “Eh birader, pandemiyi de AKP getirmedi ya! Ne yapsınlar?” diyemez. Çünkü Türk halkı, AKP iktidarının himmetiyle, neyin ne olduğunu artık daha açık kafayla değerlendirebilecek bir duruma gelmiştir. Artık halk bilmektedir ki pandemiyi başımıza bela eden AKP değilse de bu kiritik döneme her alanda toplumsal çöküntüye yol açmış bir ekonomik durumla girilmesine, AKP’nin, ardı arkası gelmez uyarılara bigâne kalarak, yağma talan ekonomisi uygulamayı sürdürmesidir, AKP’nin ısrarla sürdürdüğü, kirli iktidar çarklarını sayesinde döndürdüğü yolsuzluk, hırsızlık düzeninin önlenemez skandalları da uyanmayı hızlandırdı.

Şimdi bu topluma “Pandemiyi AKP getirmedi ki” deseniz, “Ama ekonomik çıkmazı, yoksulluk ortamını, hırsızlık düzenini o getirdi, umarsızlığımızdan sorumludur” yanıtını hemen alırsınız. 

Evet, pandemiyi AKP getirmedi, ama yarattığı ekonomik koşullarla her şeyi daha da beter hale sokan durumu o getirdi; üstelik de salgınla mücadelenin her alanında, umursamazlık, nepotizm, ötekileştiricilik, yolsuzluk, bilim düşmanlığı, halka doğruyu söylememe alışkanlığı yüzünden kelimenin tam anlamıyla da çuvalladı.

Bu ortamda AKP köktenci önlemlerin zorunlu olduğunu görmesine karşın korkudan bu yola başvuramıyordu. Şimdi onu aşmış bulunuyor.

Peki, denebilir şimdi “19 Mayıs’ta, tam kapanmayı neden ve nasıl iddia ediyorsun?”

İşte orada duralım! Çünkü ince bir nokta var.

Her şeyden önce tam kapanma, bu defa koronavirüse karşı olmayacaktır.

***

AKP’yi koronadan çok daha fazla korkutan, 102 yıl önce Samsun’a düşüp çoban ateşlerinin zaten orasında burasında boy gösterdiği Anadolu’nun dört bir yanına sıçrayan bağımsızlık ateşidir.

AKP, bu bağımsızlık ateşinin, milli irade, laiklik, özgürlük kavramlarıyla birleşip mutasyona uğrayarak aydınlanmacı Cumhuriyet ateşine dönüşmesine yol açan bilinçten korkmaktadır.

19 Mayıs önleminin nedeni de budur, pandemi değil.

AKP’nin 19 Mayıs 1919’da çakan bağımsızlık ateşi karşısında pandemi kalkanının ardına sığınması ve bir kez daha aydınlanmacı Cumhuriyet yandaşlarına pandemi etiketli yasaklar uygulamaya kalkması pandemiye karşı bir önlem değil, Cumhuriyetin temel kazanımlarının anılmasına ve kutlanmasını engellemeye yönelik bir önlem olacaktır.

19 Mayıs’ı beklerken şimdilik söylenebilecek olan ise tam kapanmanın kaçınılmaz olduğunun kavranmasının olumlu bir adım olarak nitelenebileceğidir.

Peki, 19 Mayıs’ta tam kapanma olacak mı? 

Göreceğiz bakalım!