Yarın bayram...

14 Temmuz 2024 Pazar

“Natamam Hain Darbe”nin yarın yıldönümü. Yarım kaldığı için de resmi bayram. Gerçi “tamamlanmış” darbeler için de yıllarca bayram yapmış bir milletiz. Zira darbe meselesinde kafamız biraz karışık. 

Darbede “darp” var diye olacak, daha çok “ihtilal” demeyi yeğlemişiz. Bu da Arapça, “düzensizlik, kargaşa, hercümerç” anlamına geliyor. Güzelim, “devrim” dururken, ne işimiz var ihtilalle! Çok şükür “düzensizlik sebep, ihtilal netice” diye bir müdahalesi de olmadı...

***

“İktidarın aktif desteğinin hukuki ve siyasi faturası çıkarılmadan, kimse 15 Temmuz zihniyeti ile savaştığını iddia etmesin...”

Darbe girişiminin 1. yıldönümünde Özgür Mumcu Cumhuriyet'teki yazısını böyle bitiriyordu. (16.07.2017) Bıraktığı yerden biz devam edelim. Milyonlarca yurttaş gibi babasının hakkı var üzerimizde.

Evet, siyasi destek “Ne istediler de vermedik?” ise hukuki destek de “Ben bu davanın (Ergenekon) savcısıyım”dır. 

Elbette beraber oldular. Beraber yol aldılar. Beraber yoldular. Sonrası malum!... 

Holivut filmlerinde kavga soyarken değil, hep paylaşırken çıkar.

Partinin en ön sıradaki üç adamından biriydi. Sadece Ankara’yı itiraf etmişti: “Parsel parsel sattınız!...” 

Ee sonra?

On yıl geçti halkın tepki vermesi.

İstanbul zaten sata sata bitsin diye yemin edilmiş gibi yönetildi. Yine de araziler biter korkusuyla, sahilleri yıllarca doldurulup doldurulup ranta açılıyordu. Milletin sandıkta attığı yarım tokat bile yetti asrın çılgın soygun projesini sümen altı etmeleri için.

Ne hayıflanıyorlardır kim bilir ?

- Trakya kıtasını kuzeyden güneye yarmak. Bir İstanbul'dan üç İstanbul çıkarmak. 

- Çıkarılacak milyarlarca metreküp hafriyat sayesinde milyarlar vurmak. 

- Metrekare üzerinden yapılan soygunu hesaplamak kolay.

- Metreküp ile gerçekleştirilen hafriyatı ölçmek mümkün değil.

- Nakliye için seçilmiş müteahhitler, milletin a'sından z'sine teveccüh göstermek için yıllardır avuç ovuşturup durdular.

- Sıradaki yandaş müteahhit grupları avuç ovuşturup duruyor. 

- Kanal İstanbul hafriyatı ile Marmara ve Karadeniz sahillerini doldurmak ve ortaya çıkacak milyonlarca metrekare araziyi satışa hazır hale getirmek. 

- Millete de tek söz düşecek: Allah topunuzun belasını versin!

***

FETÖ’ye sağlanan bir de izansız “ilahi destek” vardı: “Gökten ne yağmış da yer kabul etmemiş!?” Bu açıkça, İslamın “kul hakkı” ile birlikte en affedilmez günahı sayılan “şirk” ve “Allah’a ortak koşma” idi! Bu söz inanç tarihimizin en münasebetsiz lafı olarak kalacak.

CIA ile Mossad’ın hatta Vatikan’ın başhademesi olduğu iyice anlaşılan salya sümük bir vaizi arşıâlâya yükseltmek neden icap etmişti ki? Gökten ne yağmış da yer kabul etmemiş?... Yukarıda Fethullah, aşağıda millet. Ister ezilsin, büzülsün, ister süzülsün...

***

Darbe gecesi TBMM'ye komşu sayılacak yakınlıktaki Ankara büromuzun tepesinde F-16 alçak uçuş yaparken yazdığımız yazının başlığı “Hayrı Görülesi Bir Darbe” idi. (17.07.2016)

Bu bir dilek değil, kaygı ve endişe idi. Ne yazık ki darbenin hayrı çok hızla görülüyor. Aynı zarftan çıkan oylar farklı yorumlanıyor. Arkası çorap söküğü gibi geliyor. Her gün bir yenisi yürürlüğe sokulan KHK’lerle sımsıkı bir parti iktidarı kuruluyor. 

Sayın Cumhurbaşkanı, partisine genel başkan olmakla yetinmiyor. Valiler ve kaymakamlar fiilen partisinin il ve ilçe başkanları haline geliyor. Muhtarlara ise “Her biriniz birer cumhurbaşkanısınız!” diye ruhsatları bizzat tebliğ ediliyor.

“Muhtar bile olamaz”ın intikamı mı?

Kim bilir? 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları