Adnan Binyazar

Toplum öğretmeni

01 Aralık 2023 Cuma

Özdemir İnce “Ben bir öğretmenim” başlıklı yazısında (28.12.23), Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği ve 100. Yıl Platformu’nun “Cumhuriyetin Altın Çocuğu Ödülü”nü, şu gerekçeyle kendisine verdiğini duyurdu:

“Sayın Özdemir İnce, yaşamınız boyunca Cumhuriyet Devrimlerini savunduğunuz için 100’üncü yılında ‘Cumhuriyetimizin Altın Çocukları’ndan biri olarak sizi kutluyoruz.”

İnce, teşekkür konuşmasında kendini örnek göstererek öğretmenlerin başına neler geldiğini de dile getirmiş oluyor: 

“Değerli ve sevgili meslektaşlarım, bana öğretmen olduğumu, öğretmen olarak yetiştirildiğimi anımsattığınız için teşekkür ederim. Bilmem biliyor musunuz ‘Ben öğretmenlik yapmasına izin verilmeyen’ bir öğretmenim.”

Burada geçen “öğretmenlik yapmasına izin vermemek” sözü yalnız onun değil, yurdu yuvası dağıtılan nice öğretmenin de acı öyküsüdür. 

Kültür düşmanları, Uğur Mumcu, Ümit Kaftancıoğlu, Ahmet Taner Kışlalı’nın, daha nice öğretmenin başarılarından dolayı canına kıydı. 

İnce’nin öğretmenlik yapmasına izin verilmemiş ama o, kendini seçkin toplum öğretmenleri arasında saydırmayı bilmiştir. 

65 YILLIK ARKADAŞLIK

Yazılarının hiçbirini kaçırmadan okuduğum Özdemir İnce’yle 65 yıllık arkadaşız. O, 1957-58 yıllarında, Gazi Eğitim Enstitüsü kütüphanesinde görevliyken ben enstitünün edebiyat bölümü öğrencisiydim. Bir kitap aradığımda yürekten fışkıran sesiyle beni karşılar, üç beş dakika içinde kitabı elime tutuştururdu. 

İnce, 1960 yılında da enstitünün Fransızca bölümünde öğrenci oldu. 

TRT yıllarındaki başarıları, Fransızcayı anadili gibi bilmenin yanında, dilbilimsel açıdan da kişiliğinin bir parçası kılacak düzeyde kavramış olması, onu alanının en seçkin öğretmenlerinden biri yapmıştır.

ŞAİR

Edebiyat bölümündekiler, eskinin şiirleriyle didişirken, İnce, o dönemin yeni şairlerinin dizelerini seslendirerek dolaşırdı aramızda. Bir gün koridorda karşılaşınca şiir ışıltılı sesiyle “Sahi siz mi geldiniz, saksılarım ışıdı...” diye başlayan bir şiiri ezberden okumaya başlamış, “Bu da İlhan Berk’ten!” demişti. 

Ben, şiirin yalnızca ölçülü biçili dizeler sıralamak olmadığının bilincine, o dönemin Cahit Külebi, Orhan Veli Kanık, Cemal Süreya, Edip Cansever gibi ünlü şairlerini okuduktan sonra varmıştım.

YAZAR

Gazete yazarları, düşüncelerinin binlerce okurun değerlendirmesinden geçeceğini bilerek kalemi eline alır. O nedenle olayları, sorunları gerçeğin büyütecinden geçirerek sunar okura.

Yazdığını mantığının süzgecinden geçirmeden de yargıya varmaz. 

Kişiyi haksızlığa uğratıcı önyargılardan uzak durmayı, ahlak anlayışının temeline oturtur. Anlatım biçemini de (üslup) o yolda geliştirmiştir. Okur, bu yönlerinden dolayı yıllar boyunca onun yazdıklarını okumadan edemiyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları