Adnan Binyazar

Köy Enstitülü yazar

04 Şubat 2022 Cuma

Geçen hafta iki yoksul öğrencinin Dicle Köy Enstitüsü’ne girişlerini anlattım. Bugünkü yazımda, enstitüyü bitirdikten sonra atandığı Siverek dolaylarının insanını, siyasal yapısını yansıtan romanların, öykülerin yazarı Osman Şahin’in Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Fakir Baykurt, Dursun Akçam, Ümit Kaftancıoğlu gibi Köy Enstitülü yazarlar arasında yer bulan yazınsal yönüne değineceğim. 

ÖĞRENCİ OSMAN 

Osman Şahin, 1940’ta Toros Dağları’nın Arslanköy’ünde doğdu, çocukluğu orada geçti. Kendi deyişiyle “Kıraç tepedeki domates fidanı gibi yoksul bir çiftçi ailesinin on üç çocuğundan biridir”. İlköğrenimini köyünde bitirir. Binlerce köy çocuğu arasında, ikinci doğumu olarak gördüğü Diyarbakır Dicle Köy Enstitüsü’ne girer. Ona göre, Köy Enstitülerinde okuyan öğrenciler, “Anadolu bozkırlarında, Toros Dağları’nda çalılaşmış meyve fidanlarının çiçeği, daldan eğme değil, kökten sürme bozkır çocuklarıdır”

Osman Şahin de öğretmenliğinde, yazarlığında, toplumsal savaşımında meyve fidanı çiçeği gibi, “daldan eğme değil, kökten sürme”dir.

YAZAR OSMAN 

Osman Şahin, 1957 yılında, henüz 17 yaşında Dicle Köy Enstitüsü’nü bitirip Urfa’nın Siverek ilçesinin Bucak aşiretine bağlı Kalemli köyüne atandığında kendini kanlı kavgaların, silaha tutkun yöre insanlarının içinde bulur. Genç öğretmen, bölge halkını dışarıdan gözlemez, onları özünden kavrayıp haklıyı haksızdan ayıran bir olay savcısı gibi, elinde kalem kâğıt, “Fırat taştığında, nehrin kıyısına kustuğu insan ölülerinin” tutanağını tutar. Yalın mı yalın, “bezeksiz donaksız” üslubuyla geniş kitleleri etkileyen öykülerinin düşünsel altyapısını bu tutanaklar oluşturur. 

1970 yılında, Cılavuz Köy Enstitüsü’nden Ümit Kaftancıoğlu’yla paylaştığı TRT Öykü Ödülü’nü, o toplumsal yangını estiren “Kırmızı Yel” adlı öyküsüyle alır. O başarının ardından, bölgeden edindiği izlenimlerle yarattığı “yalnızca Türk edebiyatı tarihi açısından değil, bugün hâlâ konuşulan bir konu olarak Türk siyasi tarihi açından da önemli olan” Fırat’ın Sırtındaki Kan/Bucaklar ile Yeraltında Uçan Kuş! romanları gelir. 

Özetle Şahin, duyarlı algısı, gerçekleri özünden kavrayan yaratıcılığı, yalın dilinin ürünü özgün buluşlarla gördüklerini, duyumsadıklarını öyküye dönüştürmekte zorlanmaz. Görüntüye elverişli yanı ağır basan Kırmızı Yel’deki “Kibar Feyzo”, “Adak”, “Fırat’ın Cinleri” adlı öykülerinden Türk sinemasının unutulmaz filmleri doğar. Öyküleri filme en çok alınan yazarlardandır. Öyküleriyle başta Sait Faik, Ömer Seyfettin, iki kez de Yunus Nadi öykü ödüllerine değer bulunmuştur. 

SANDIK OLAYI 

Sandık Olayı’nın geçtiği yıllarda yedi sekiz yaşlarında olan Osman Şahin, Cumhuriyet Yayınları arasında çıkan 46 Hadisesi adlı kitabında, çok partili döneme geçildikten sonraki ilk seçimde, yeni kurulan Demokrat Partili kadınların sayımda hile yapılmasını önlemek amacıyla sandığa el koyup direndiklerini anlatıyor. Bu izlenimleriyle Şahin “Türk siyasi tarihine ‘1946 Hadisesi’ olarak geçen Arslanköy Sandık Olayını en ince ayrıntılarıyla, olayın yakın tanıklarının anlatımıyla aktararak sözlü bir tarih çalışması sunuyor”.

Üzerinden 76 yıl geçen Arslanköy olayının benzerlerine günümüzde de rastlanıyor. Sanırım olayın içyüzünü açığa vuran bu kitap, yakında gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakılan seçimlerde uyarıcı görevini yerine getirecektir. Yüzyıllarca barış içinde yaşayan bir halkın, particilik güderek boğaz boğaza geldiğinin toplumsal belgesidir Arslanköy Sandık Olayları. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçkin eğitimciler! 17 Mayıs 2024
Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları