Adnan Binyazar

Kazma-Kürek/ Defter-Kitap

25 Mart 2022 Cuma

Prof. Dr. İsa Eşme’nin Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı Köy Enstitüleri (Kültür Üniversitesi, 2021) adlı kitabının ardından aynı yıl içinde Prof. Dr. Ahmet Emre Ateş’in “Kazma-Kürek Defter-Kitap/Sekülarizm ve Romantik Milliyetçilik” (İletişim, 2021) adlı bilimsel kitabı yayımlandı. 

Emre Ateş, Fars dili ve edebiyatı konusundaki araştırmalarıyla Türk doğubilimcisi sayılan, İstanbul Üniversitesi’nin “efsane” hocalarından Prof. Dr. Ahmet Ateş’in torunu, siyaset bilimci Prof Dr. Toktamış Ateş’in de yeğenidir. 

Ateş, Köy Enstitülerine yönelik bu önemli araştırmasıyla büyüklerinin yolunu izleyerek yetiştiği bilgi ocağının ateşini günümüzde de söndürmüyor.  

ÇALIŞMA YÖNTEMİ

Ateş, araştırmasında, Köy Enstitülü yazarlardan alıntı yapmakla yetinmiyor, yaşadıkları yerlere gidip onları dinleyerek neredeyse ayrı bir kitap oluşturabilecek röportajlar yapıyor. 

Yazarlarla bağlantısını kurmamdan dolayı incelik gösterip kitabında benim adımı da anıyor.  

Kitabın özgünlüğü, Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı konularından olan Köy Enstitüleri sorununu bütünselliğiyle görmesinden geliyor. Kavramları açıklamaya önce kitabının adından başlıyor: 

“Kazma-Kürek, Defter-Kitap beraberliği, Enstitülerin, ‘iş içindeeğitim’ (‘imece’) yöntemlerine verdiği önemi de vurgulayarak köylünün çalışarak öğrenmesini ve bu deneyim içinde vatandaş sayılmasını öngören bir aydınlanma, kalkınma projesi” olduğunu savunuyor.  

ROMANTİK MİLLİYETÇİLİK

Ateş, bu yorumla şu sonuca varıyor:         

‘Köy Enstitüleri’ romantik milliyetçilik, ‘tabiat anayla köylü babanın’ arasının düzelmesi, aynı zamanda köyün cumhuriyet rejimini içselleştirmesi ile doğru orantılı olmuştur. Romantik milliyetçilikteki, doğa ve tarihsellik vurgusuyla cumhuriyetin, ulus-devlet inşası olduğuna inanıyor. Toplumların eğitildikçe uluslaşması ile toprakların işlendikçe yurtlaşması arasında bir bağlantı kuruyor. Toprakların işlendikçe yurtlaşması, tabiata hâkim olan ve ileri cemiyetler yaratmayı amaçlayan Köy Enstitülerinin en önemli söylemi olmuştur.”

Yazar bu bağlamda sekülerizm terimini kullanarak “dinin toplumsal değil, bireysel olarak yaşanması”nı öngören laik bir toplum anlayışı olduğu kanısında.        

SONUÇ

Köy Enstitülerindeki bu anlayış, “dinin elden gittiği” ileri sürülerek, köylünün emeğini hiçe sayan toprak ağalarının oylarıyla iktidara gelen siyasal partilerin de benimsemesiyle ulusallaşmada kaçınılmaz etkisi saptanan Cumhuriyetin en önemli eğitim kurumlaşmalarından olan Köy Enstitülerinin kapatılmasına yol açmıştır. 

 O yıkım döneminde, bilim insanlarının, sanatçıların yer aldığı Tercüme Bürosu’nun yayımladığı dünya klasiklerinin basımı durdurulmuş, toplumu düşünmeye, yaratıcılığa yönelten hümanist anlayışın yuvası halkevlerinin kapısına kilit vurulmuştur.

12 Eylül 1980’de askeri darbeyle laikliği kökten yok etmeye çalışarak bağnazlığın yayılmasına yol açan Kenan Evren, bilim-düşünce-felsefe-yaratıcı sanat dilinin gelişmesine büyük emeği geçen Türk Dil Kurumu’nu 1983’te kapatarak kültür tarihinin en ağır suçunu işlemiştir.    

Bu olumsuz girişimlere karşın, Köy Enstitülerinin her dönemde gündemdeki yerini koruduğunu görüyoruz. İsa Eşme, Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı Köy Enstitüleri adlı kitabında, bu kurumlaşmaları “Kent Enstitüleri” adı altında belediyelerin sürdürebileceğine yönelik araştırmalar yaptığına da değiniyor. Son yıllarda başta Kartal, Bornova belediyeleri olmak üzere birçok kültür kurumunda kendiliğinden uygulamaya geçildiğini gazetelerde okuyoruz. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçkin eğitimciler! 17 Mayıs 2024
Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları