Spor ve diplomasi!

05 Ocak 2024 Cuma

Galatasaray ve Fenerbahçe, cuma akşamı Riyad’daki El Avval Park’ta şampiyonluk için karşı karşıya gelecekti! Ancak Suudi yetkililerin Türk milli marşının çalınmasını engellediği ve oyuncuların ısınma sırasında Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin bulunduğu tişörtleri giymelerini yasakladığı bildirildi! 

Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni” kurmasının “100. yıldönümü” maçını Suudi Arabistan’a taşıdığı için, “Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) da” ağır eleştiriler aldı!  

Araştırmacı yazar Muzaffer Ayhan Kara’nın yazısı şöyle:

“Anlaşılıyor ki ortak bildiri, TFF’nin zorlamasıyla ve biraz da bir an önce Suudi yetkililerin oldubittilerine karşı kulüplerce imzalanmış. 

Tabii, Riyad’daki büyükelçinin de bir işe yaramadığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu ve çıkarlarını korumaktan aciz kaldığını da görmüştür kulüpler.

Büyükelçiliğin söyleyemediğini, 31’indeki kamuoyuna açıklamasında FB şöyle belirtiyor:

‘Ülkemiz, Cumhuriyetimiz, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve milletimiz, ülkemizin tüm spor kulüpleri gibi Fenerbahçe’mizin de üstün değerleridir.’

Kara’nın değerlendirmeleri şöyle devam ediyor:

“Meseleye bir de Dışişleri açısından bakmak gerekiyor. Acaba, Riyad’daki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Emrullah İşler, Süper Kupa maçı ile ilgili olarak TFF ve iki kulüp yetkilileri ile hiç temas etti mi?

Büyükelçilikle irtibatlı istihbari unsurlar bir çalışma yürüttü mü? Malum, Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler Kaşıkçı cinayeti nedeniyle oldukça gerilmiş, ancak cinayet dosyasının beklenmedik şekilde iadesi sonrasında normalleşme sürecine girilmişti. 

Bu bağlamda bir yol kazası yaşanmaması gerekirdi. Şunu demek istiyorum: Büyükelçi İşler, Dışişleri Bakanlığı’nı yeterince enforme etti de dikkate mi alınmadı, yoksa enformasyonu zayıf mı kaldı? İki durumda da önemli bir zafiyet var demektir.

Eşeğinizi sağlam kazığa bağlayacaksınız... Muhatap olduğunuz devlet Suudi Arabistan. Ya Süper Kupa maçını oraya almayacaksınız ya da adamakıllı bir protokol yapacaksınız ve büyükelçilik de her aşamada devrede olacak. En doğrusu da tabii maçın Riyad’a alınmamasıydı TFF tarafından.

Bakın, Süper Kupa’nın Riyad’daki organizasyonunu üstlenen Riyadh Season şirketi de yaptığı açıklamada açık sözlü bir şekilde ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin milli marşının çalınması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu statünün tanınması için stadyum içinde ve tribünlerde Türk bayraklarının sergilenmesi konusunda anlaşmaya vardık!’ demiştir. Tercümesi şudur:

‘Atatürk tişörtleri ile ısınamazsınız, Yurtta Sulh Cihanda Sulh ve Ne Mutlu Türküm Diyene, pankartları ile sahaya çıkamazsınız!’

Suudilerin derdi Atatürk ve Atatürk Türkiye’si ile... Kral veya prens Ankara’ya gelince Anıtkabir’e bunun için gitmiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna saygıdan imtina ediyorlar.”

AKP’DEN DEVŞİRME BÜYÜKELÇİ!

Kara, yazısında yine şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Riyad’daki Türk Büyükelçisi, yükseköğrenimini Kral Suud Üniversitesi’nde yaparak 1985’te mezun olmuş. Daha sonra A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Bölümü Tefsir Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans ve doktora yapmış. 

Gazi Üniversitesi Arap Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı’nda doçent ve profesör olmuş. Kazakistan ve Suudi Arabistan’da misafir öğretim üyeliği yapmış. İşler’i 2006-2011 yılları arasında başbakan müşaviri olarak 24-25-26-27. dönemlerde de Ankara milletvekili olarak TBMM’de görüyoruz. 

Aynı zamanda ilk milletvekili olduğu dönemde dokuz ay süreyle başbakan yardımcısı olarak da görev aldı. Prof. Dr. İşler, Ekim 2023’te de Riyad’a büyükelçi olarak atandı.

Demek istediğim, İşler de AK Parti iktidarının istisnai atamaları genelleştirmesiyle iğdiş ettiği Dışişleri’ndeki kariyer diplomatı olmayanlardan. Özelliği, atandığı ülkede okuması ve dilini bilmesi. Peki, Türkiye-Suudi ilişkilerine, bu ilişkilerin tarihine ne kadar vakıftır? 

Büyükelçi olana kadar çalıştığı dairelerde, dosyalarda pişen, usta diplomatların rahlei tedrisinden geçen kariyer diplomatları kadar vâkıf mıdır? Futbol maçıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin etkileşimini, koordinatlarını görebilecek öngörüde midir?

Dahası, AK Parti milletvekilliğinden devşirilen ve meslekten, kariyer diplomatlığından gelmeyen büyükelçiler cereyan eden gelişmelere hangi gözlükten bakmaktadırlar? Objektif bir bakışla laik Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını, onurunu korumak mıdır öncelikleri? Yoksa görev yaptıkları ülkelerdeki antilaik rejimlerle, mutlak monarşilerle uyum mudur?

Sonuçta, Riyad’daki büyükelçi de dışişleri bakanı da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun asla ve kata tartışılamayacağını; bunun Suudi Arabistan’da da sulandırılamayacağı hususunda kararlı olabilmeli ve bu maçın daha maç günü gelmeden gerekçeleriyle Riyad’da oynanamayacağı şeklinde TFF’ye görüş bildirmeliydi.

Şimdi Ali Koç ve Fenerbahçe’nin günah keçisi ilan edilmeye çalışılması nafiledir. Yanlış hesap Riyad’dan dönmüştür. Umarım, gelişmeler karşısında suspus olan Dışişlerimiz şapkasını önüne koyup düşünür de bundan böyle benzer komplikasyonlar yaşanmaz.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları