Kartal Müfrezesi

06 Ağustos 2023 Pazar

Teğmen Mehmet Fazıl, Balkan Savaşları patlayınca İngiltere’de aldığı havacılık eğitimini bitirmeden yurda döndü. Balkanlar’dan sonra Çanakkale, Elcezire, Irak, Kutül Amare ve Medine muharebelerine katıldı. Rütbesi üsteğmenliğe yükseldi.

25 Ekim 1918’de İstanbul’a saldıran 5 İngiliz uçağıyla tek başına çatışmaya girdi ve düşman uçaklarını geri püskürtmeyi başardı.  

Ağır yaralanmıştı. İyileşti. Artık Yüzbaşı Fazıl, diye anılıyordu. 1919’da Osmanlı komutasından kaçarak Anadolu’ya geçti, Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Kuvvetlerine katıldı.

Konya Tayyare İstasyonu’nda görev aldı ve hepi topu üç uçakla kurduğu Kartal Müfrezesi’nde, Milli Mücadele’nin ilk hava birliğine komuta ederek hava harekâtını başlattı.

MEĞER 1 TÜRK 5 İNGİLİZE BEDELMİŞ...

Hv.Plt.Yzb. S. Cüneyt Kavuncu1 yazıyor:

“25 Ağustos 1922’yi 26 Ağustos’a bağlayan gece ertesi günkü harekât için son hazırlıklarını yapan destan kahramanlarının arasında Kartal Müfrezesi’nin pilotları da vardı. Kartal Müfrezesi, Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan üç sağlam uçakla (bir Pfalz, iki AEG) kurulan, İstiklal Harbimizin ilk muharip filosuydu. Filo komutanı, Birinci Dünya Savaşı’ndaki kahramanlıkları ve özellikle 25 Ekim 1918 günü tek başına beş İngiliz uçağına karşı yaptığı İstanbul hava muharebesiyle Türk milletinin gönlünde taht kuran, haklı bir üne sahip Yüzbaşı Fazıl’dı. 

Filo, adını Yzb. Fazıl’ın uçakların kanat ve gövdelerine çizdirdiği, ayaklarında bomba taşıyan kartal resimlerinden alıyordu.

YOKTAN VAR EDİLEN 17 SAVAŞ UÇAĞI

Büyük Taarruz arifesine gelindiğinde, faal uçak sayısı olağanüstü fedakârlıklarla 17’ye çıkarılmış, Kartal Müfrezesi daha sonra kurulan Birinci ve İkinci Tayyare Bölükleriyle birleştirilerek Cephe Tayyare Bölüğü olmuştu. 

Yeni Bölüğün Komutanı da Yzb. Fazıl’dı. 

Her ne kadar yeni filonun resmi adı Cephe Tayyare Bölüğü ise de Kartal Müfrezesi adı hiç unutulmayacaktır. 

Emekli Yüzbaşı Hamdi Çaypınar, Kartal Müfrezesi Komutanı Yüzbaşı Fazıl’la ilgili bir anısını şöyle anlatıyor: 

‘O hakiki kahramanlığın, şövalyeliğin de bir sembolüdür. Hiçbir gösteriş ve gurura kapılmadan, sadece vazifesini yapar ve başka hiçbir şey düşünmezdi. Fazıl’ı bu sade dekor içinde canlandırabilmek için şu hadiseyi zikredeyim: Garp Cephesi Komutanlığı, düşman tayyaresi düşüren tayyarecilere 1000 lira mükâfat verileceğini, Büyük Taarruz’dan kısa bir müddet evvel günlük bir emirle bildirmişti.’ 

İDEALİN VE İNANCIN MÜKÂFATI OLMAZ

Taarruz başlamış ve düşman hezimete uğratılmış... O gün bir Spat-13 ile av devriye uçuşundan dönen Fazıl şu haberi vermişti: ‘Garipçe üzerinde bir Breguet-14 yakaladım. Kuyruk altından sokularak iki ateş sağanağı yaptım. Zavallı rasıt (gözlemci), ellerini yukarı kaldırdı. Üç defa istavroz çıkardı ve sonra... Tayyare pikeye geçerek alçalmaya başladı.’

Ben olayı rapora yazmak istedim, çünkü bölüğün harp ceridesini tutuyor ve bütün raporları Garp Cephesi Komutanlığı’na arz ediyordum. Fazıl, düşman uçağının düşürülmesiyle ilgili hiçbir şey yazmamamı emretti. Düşman kaçtıktan sonra Garipçe’ye gittik. Düşürülen Breguet-14 bir tarlada duruyordu. Esirlerden ve köylülerden topladığımız malumat, Fazıl’ın söylediklerinin aynı idi. Tekrar yazmak için ısrar ettim. Büyük şehit, haykırır gibi bana şunları söyledi: ‘Lüzum yoktur. Vazife yapılmıştır. O para bu fakir halkın emrine verilmelidir!’

İYİ Kİ BU GÜNLERİ GÖRMEDİLER...

“Ne günlere kaldık” derler ya, son zamanlarda keşke bu günleri görmemiş, yaşamamış olsaydık dedirten pek çok hain var artık aramızda. Yüzbaşı Fazıl ve silah arkadaşları, bunca ihaneti gerçekten hak etmiyor, sevgili okurlarım. 

Belki biz ama en çok da bizleri temsil eden sözde muhalif siyasiler hak ediyordur...


1 Büyük Taarruz, 70. Yıl Armağanı/ Genelkurmay Basımevi, 1992.

2 Havacılık ve Spor Dergisi/ Ocak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları