Devlet olmanın nitelikleri

11 Ekim 2022 Salı

Çağdaş, uygar “devlet” olmanın bugün taşıdığı kimliğin içi oldukça zengin hale gelmiştir. “Devlet olamayanlar”, kabile, cemaat, özel statülü (!) gibi demokrasi dışı “özel devlet” durumunda bulunmuş ise çok sayıdaki olmazsa olmazdan yoksundurlar.

Uygar ve çağdaş devlet olmanın asgari koşullarını sıralayalım:

1) Çağdaş, işleyen demokratik işlevsel bir yapı.

2) Çağdaş bürokratik bir düzen.

3) Toplumun ulusal çıkarları doğrultusunda hareket eden bir yönetim.

4) Dış ekonomik ilişkilerde karşılıklı ulusal çıkarları ortak çıkarlara göre yürüten bir yönetim.

5) Sivil toplumsal örgütlerin, derneklerin, sendikaların karşılıklı ikili ilişkilerini, ülkenin güvenlik alanlarını gözeten bir yönetim: kültür ve din gibi, devlet olmanın ulusal boyutta sağlanmasını da devlet olmanın bir faktörü olarak ele alınmasını sağlayan bir durum.

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER

Toplumlar çelişkiler içine düşüyorlar: bir boyutta ulus olmanın, devlet olmanın önemli bir öğesi olan kültür ve din faktörleri, devleti bozmanın bir faktörü haline getiriliyor.

İnsanlık tarihi din ve mezhep savaşlarının en büyük katliamları yarattığını gördü.

Bugün yeniden yaşamakta olduğumuz Asya’dan Ortadoğu ve Afrika’ya kadar yeni dinci, etnik ve kültürel savaşlar adeta dünün yeniden yaşanmasının yeni bir öğesi gibi gelişiyorlar.

İnsanoğlu bugün bu çelişkiyi aşmak zorundadır.

Atatürk devrimlerinin en büyük başarısı ve özelliği kültür ve kimlik öğelerini toplumsal yapının oluşmasında pozitif bir biçimde değerlendirmesinde yatmaktadır.

Bu nedenle Atatürk devrimleri Asya’dan Latin Amerika’ya kadar birçok ülkeye yol göstermiştir.

Bugün Türkiye’de ve bölgemizde bu devrimlere karşı çıkan, çağdaş uygarlık ve demokrasi karşıtı odaklar boy göstermektedir. Devlet düşmanı ve ulusal kimlik düşmanı örgütlenmeler sürekli olarak dinci yapılanmaları dinsel yapılanmaların önüne çıkararak devleti ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.

Batı’nın yerine Batıcı olmayı seçen odaklardan yeni küresel emperyalizmin dinci küresel boyutlarına kadar aynı istasyona varmak isteyen farklı çizgiler bulunmaktadır. Bu bakımdan gittikleri istasyon hep aynı istasyondur: emperyalizmin bir parçası olarak yeni küresel emperyalizmin temsilcileri olmak onlar için kaçınılmaz hale geliyor.

Türkiye’deki son kültür, din, ulusal bütünlük kavramlarını bu bağlamda değerlendirmek zorundayız. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları