‘Sığınmacılar’ sorunu ve ‘TC yargısı’

26 Eylül 2023 Salı

Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” prensibine aykırı olarak izlenen Suriye politikamız ve yine Atatürk’ün Ortadoğu/ Arap Dünyası’nın sorunlarına karışmamak konusundaki uyarısına ve bütün komşularla iyi geçinmek ilkesine rağmen Suriye’deki savaşa katılmamız büyük bir yanlıştı. 

Üstelik Türkiye, Suriye’ye müdahale ettiği takdirde kendisinin güvenlik sorunlarının da artacağı konusunda, Esad tarafından uyarılmıştı. 

Nitekim öyle de oldu: 

Suriye’nin Kuzeyi, Türkiye’nin Güneyi, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden Akdeniz’e uzanan bir koridor baskısıyla karşı karşıya kaldı. 

Böylece Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne son armağanı olan Hatay ilimiz de tehdit altına girdi. 

***

Sayıları bile artık nüfusun yüzde 10’u dolayına erişen belki o oranı da geçen, adına yanlış olarak “mülteci” denilen, ama aslında “statüleri belirsiz sığınmacılar” niteliği taşıyan, dilimize, kültürümüze ve Demokrasimize yabancı kişiler, nüfus ve seçmen yapımızı değiştirerek ülkemizin kaderini belirleme gücüne kavuşuyorlar. 

Bütün bunlardan daha vahim ve elim olarak iktidar, “sığınmacılara”, kendi vatandaşlarına tanımadığı birtakım ayrıcalıklar tanıyor ve ülkeyi Avrupa’nın “sığınmacı deposu” haline getirerek otoriterleşme yönündeki Batı’dan kopuş uygulamalarına rağmen, Batı karşısında elini güçlendirmeye çalışıyor. 

***

Özetle, Ortadoğu’daki istikrarsızlığa katkıda bulunan yanlış politikaları sürdüren AKP/Erdoğan iktidarı, bu istikrarsızlığın sonucunda ortaya çıkan “sığınmacılar” sorununu, kendi iktidarını güçlendirmek ve uzatmak için kullanıyor. 

Bu çerçevede, bir yandan iktidar yandaşlarına, “sığınmacıların” yarattığı tehdit ve tehlikeleri yumuşatmak için özel söylemler yayımlatılıyor... 

Öte yandan kültürümüze, dilimize, yaşam biçimlerimize yabancı olan sığınmacıların yol açtıkları sorunları haberleştiren ve yorumlayan gazetecilere karşı yargı gücü harekete geçiriliyor! 

Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısı (daha doğrusu bu yargının bazı unsurları) Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yapısını değiştirecek bir süreci örtbas etmek için araç olarak kullanılıyor. 

Bütün yaşamını, Demokratik ve Laik Hukuk Devleti’ni savunmak ve yargıya saygıyı öğretmek için harcamış ve harcamakta olan bir akademisyen olarak yargının bu amaçla kullanılması beni çok üzdü. 

Olayı, Murat Ağırel’in, adı X olarak değiştirilen, Twitter iletilerinden öğrendim: 

1- Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama -Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlaması ile tutuklandı. 

Nihayet Emniyet sorgusu ve Mahkeme tutanağına ulaştım. Nelerle suçlanmış ve tutuklanma gerekçesine hep birlikte bakalım. 

2- Emniyet’te Batuhan Çolak’a 13 paylaşım ile ilgili soru sorulmuş. İlki şu paylaşım: 

Adana’da Suriye uyruklu tarım işçileri, şoförüyle tartıştıkları servis midibüsünü kundakladı. Yaşanan olayda 4 kişi yaralandı, 35 şahıs ise gözaltına alındı.” 

3- İstanbul’da okula gönderdiği çocuğunun videosunu çekerek “Bugünün en çirkin duygusu okuldaki çocuklarımızın ne vatanı olan ne de arzu edilen bir vatanın marşını söylemesidir” paylaşımını yapan Suriye uyruklu kişinin tutuklanması haberi... (Haberin fotoğrafı var) 

4- İkinci haber Burdur’da yabancı uyruklu bir grupla başka grubun kavgası ve bir gencin bıçaklanması haberi. Bu haber Sabah gazetesi, TRT Haber dahil her yerde yayımlandı. (Yine haberin fotoğrafı var) 

5- Diğer bir paylaşım Başakşehir’deki kaçak geçişler ile ilgili. Bu paylaşım sosyal medyada Başakşehir son dakika adlı kullanıcı tarafından paylaşılmış ve binlerce kişi tarafından da paylaşılmış. (Fotoğraf var) 

6- Esenyurt’ta N.T. isimli kişiyi bıçaklayan yabancı uyruklunun yakalanması haberi. Aynı haber Hürriyet’te de yayımlanmış. (Yine fotoğraf) 

7- Diğer iddia Yabancı uyrukluların kavgası. Aynı haber DHA’da günlerce önce yayımlanmış. (Fotoğraf) 

8- Diğer bir haber Kâğıthane’de yaşanan taciz olayı ve mahallede yaşananlar. İhlas Haber Ajansı’nın haberi. (Yine fotoğraflar var) 

9- Emniyet sorgusundaki 6. Soruyu bir türlü anlamadım. Soru şu “Yabancıların veya geçici sığınmada bulunan ülkemizin değişik noktalarında zaman zaman vatandaşlarla bireysel ve toplu şiddete varan olumsuz hadiselerle ilgili genel ifadenizi veriniz?” (Fotoğraf) 

10- Tüm gözaltındaki kişilerin Mahkeme zaptı (4 fotoğraf) 

Numarasız ileti: 

Suçlama Halkı kin ve Düşmanlığa tahrik, Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlaması ise 10 dakika içinde bulunabilecek haber ajansları tarafından servis edilmiş, sosyal medyada Ulusal ve Yerel medya haber kanallarında yer almış haberlerin paylaşımı nasıl yanıltıcı bilgi ve düşmanlığa tahrik oluyor?

Bu durumda diğer haber yapan mecralar neden yargılanmıyor? 

Akla gelen sorular bunlar. 

***

Sevgili okurlarım, Ağırel’in bu açıklamalarından sonra, bir katılımcı şu soruyu sormuş: 

Murad Çobanoğlu @muradcobanoglu 24 Eylül “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlaması” bu bir suçsa nasıl oluyor da Erdoğan’ın bile kabul ettiği montaj videoları üretip yayan iktidar trolleri yargılanmıyor?! 

***

Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni korumakla yükümle olan yargı, nasıl oluyor da Cumhuriyetimizin altını oyan büyük bir tehlike karşısında böyle haksız ve hukuksuz bir uygulama yapabiliyor?

Çok çok üzgünüm... 

Bu yanlışın yine Türkiye Cumhuriyeti Yargısı tarafından derhal düzeltileceğine inanıyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları