Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Mehmet Şimşek, ilk demecinde, Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönmek dışında seçeneği kalmadığını söyleyince, kısa süre öncesine dek Şimşek aleyhinde konuşanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan Şimşek’i eleştirdiğinde onu yerden yere vuranlar, bu kez alkışlamaya başladılar.
Bu durumu nasıl yorumlamalı?
Birincisi, Şimşek; “rasyonel zemine dönmekten” bahsederek şimdiye dek izlenen politikaların rasyonel (akılcı) olmadığını itiraf etmiş oldu.
İkincisi, Şimşek; geçmişte bakanlık yapmış, dünya görüşü belli, uygulamaları bilinen bir isim. Yaptıkları yapacaklarının kanıtı zaten.
Üçüncüsü, politik, ideolojik düzlemde Şimşek ile Ali Babacan arasında fark yok. İktidar, Babacan AKP’den koptuğu, partisini kurup, Millet İttifakı’yla birlikte hareket ettiği için Babacan’ın kapısını çalamadı. Şimşek’i ısrarla ikna etti. Amacı da Batılı finans çevrelerine mesaj vermek, daha kolay dış kaynak, fon, borç, kredi bulmak.
Dördüncüsü, seçim kampanyası boyunca bunca yerli ve milli vurgusu yapıldıktan sonra aynı zamanda İngiliz vatandaşı olan bir isme, Hazine’yi, maliyeyi teslim etmek büyük çelişki.
Beşincisi, Şimşek ve benimsediği ekonomi politik ekol, ekonomideki yapısal sorunları çözmeyi, üretimi, yatırımı, ihracatı, istihdamı, bütüncül, dengeli, sürdürülebilir ve sağlıklı kalkınmayı sağlamayı, emekçilerin refahını artırmayı, gelir dağılımı adaletsizliğini gidermeyi amaçlamaz. Finansal araçları, maliye politikalarını kullanarak sistemi ayakta tutmayı, zengini daha da zenginleştirmeyi hedefler.
Altıncısı, Şimşek’e ilişkin iktidarın ve liberallerin en büyük beklentisi, onun Batılı merkez, kapitalist, emperyalist merkezlerle, fonlarla ilişkisinden kaynaklanıyor. Fakat Türkiye’nin gereksinim duyduğu sermayenin niteliği önemli. Yabancı sermaye kısa vadeli mi gelecek? Paradan para mı kazanacak? Uzun vadeli mi gelecek? Büyük fabrikalar mı yapacak? Şimşek’in bu sorulara vereceği yanıt belli.
Yedincisi, Türkiye’nin ekonomide yapısal sorunları var. Ekonomi konuşunca, yıllardır rant, repo, faiz, borsa döviz konuşan; yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı unutmuş; yüksek cari açık, dış ticaret açığı, bütçe açığı veren; yüksek enflasyon, yüksek dış borç, yüksek işsizlikle boğuşan bir ekonomimiz var. Bu yapısal sorunları çözmeden ne hayat pahalılığını düşürmek ne işsizlik sorununu çözmek mümkün.
Sekizincisi, Şimşek’in izleyeceği politikalar, geçmiş döneminde izlediği politikalardan farklı olmayacağına göre, acı reçete yine, bir kez daha, her zaman olduğu gibi yoksullara, ücretlilere, emekçilere, dar gelirlilere çıkacak.
Sonuçta Türkiye; bir kez daha ekonomiyi sadece sayılarla, istatistiklerle anlayan ve açıklayan, liberal, kapitalist, sağcı bir bakanın yönetiminde, aynı adımları atıp farklı sonuç almayı bekliyor. Oysa yapılması gereken ısrarla üretim, mülkiyet, bölüşüm ilişkilerine odaklanmak, ekonominin ideolojik özünü, sınıfsal yönünü vurgulamak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Savunma sanayi firmalarının ürünleri, Din dersinde!
- Akşener'den kurultayda 'veda' konuşması
- Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan KDV zammı
- Arda Güler ilk 11 çıktı ve golünü attı!
- Seçim ikinci tura kaldı
- Serdar Aziz'den flaş paylaşım!
- Kadınlara 'Cehennemde yanacaksınız' diye bağırdı
- Nihat Kahveci'den Süper Lig iddiası
- 'Türkiye ilk etkilenenlerden olacak...’
- Fenerbahçe'den derbi öncesi karar