Sokak ve siyaset

19 Ocak 2024 Cuma

Son zamanlarda sokaklar hareketli. Daha da hareketli olacağa benziyor. AKP, İsrail olaylarını bahane ederek sokakları Kudüs için seferber etti. Dini, siyasal emellerle sonuna kadar kullanmaya niyetli AKP; bir yandan İsrail’le ticari ilişkilerini artırarak devam ettirmekte, bir yandan da mazlum Filistinlilerin acısını kullanmaktadır. 

İğrenç bir davranış! 

CHP ise AKP’nin istediği yargı kararlarını kabul edip işine gelmeyeni geri çevirmesini Tandoğan’da yapacağı mitingle protesto etmeye karar vermişti. AKP’nin demokrasinin kurumlarını işine geldiğinde uygulayıp işine gelmediğinde yok saymasına artık seyirci kalmayacağını açıklamış, buna karşılık meşru bir protesto yolu olan sokağı kullanacağını söylemiş, miting çağrısı yapmış ama sonradan Irak’ın kuzeyinden gelen şehit haberleri üzerine mitingi iptal etmişti. O günlerde kışkırtmalar olabileceği kaygısıyla bu iptal kararını anlayışla karşılamıştım. Ama sonradan mitingin ertelenmiş değil, iptal edilmiş olması; CHP’nin terör ile ilgili olayların hesabını iktidardan soracağını, daha önce olduğu gibi bildirilere imza atmayacağını, önce iktidarın açıklamasını bekleyeceğini söylediği halde bunlardan vazgeçmesi üzerine partiden homurdanmalar yükselmiştir. 

***

Evet, Tandoğan mitinginin kışkırtma öğesi olarak AKP tarafından kullanılacağı bilinen bir husustu. AKP, sokakları siyaseti gerginleştirmek için karşısındakini ötekileştirmek amacıyla kullanmaktadır. Hep de kullanacaktır. CHP’nin bu davranış karşısında gerçekten dikkatli olması gerekmektedir. Ama şu gerçeği de görmek gerek. CHP, hiçbir şey yapmasa bile AKP tutumundan vazgeçecek değildir ki. AKP kendinden yana olmayanı ihanetle ve milli olmamakla suçlamayı hiçbir zaman bırakmıyor. CHP ne yaparsa yapsın bu haksız suçlamadan kurtulamayacaktır. Bu yüzden demokratik hakkını kullanarak sokağa inmekten çekinmemelidir. Özgür Özel’in etken politikayı meydanlara inme yerine ikame etmesi vazgeçilmemesi gereken bir tutumdur. CHP bu tutumundan vazgeçmemeli. 

AKP ise kaldırımları sürekli kullanmakta. Kudüs konusunda olduğu gibi birçok konuda kışkırtıcı, bölücü, ötekileştirici politikasını ısrarla sürdürmektedir. Bu tavrını değiştirecek gibi de görünmemektedir. 

***

AKP’nin bu politikası ise sokaklarda çatışmaları kışkırtmayı amaçlamaktadır. İş bu noktaya vardı mı ağzından düşürmediği Türkiye’nin bekası AKP’nin umurunda bile değildir. Önümüzdeki günlerde siyaset bu etkilerin sonucu gerginleşecek, sokaklarda çatışmalar görme ihtimali artacaktır. AKP böyle bir gelişmeyi engelleyecek bir şey yapmayacaktır. Bu durumda CHP’nin terörle karşıtlığını (herkes biliyor zaten) sürekli ısrarla vurgulayarak sokakları kullanmak ve daha aktif bir demokratik direniş politikası uygulamak zorundadır. 

CHP’ye daha etken bir politika uygulamasını önermek kolaydır. Ama böyle bir tavrın gözü kararmış AKP’yi daha da baskıya ve zulme itmesi mümkündür. Ne var ki başka umar da kalmamıştır. Örneğin Tandoğan mitingi değerli hukukçu ve yazar Salim Şen’in de belirttiği gibi demokrasi öğesine terörle mücadeleyi de ekleyerek “demokrasi ve terörle mücadele” mitingine dönüştürülerek sürdürülebilirdi. Yoksa AKP her türlü bölücülüğü, terör teşvikçiliğini kullanarak meydanlarda dilediği gibi at oynatıp sonra da muhaliflerini terör kalkanını kullanarak köşeye sıkıştırma yolunu tutmaktadır. Gelişmeler durumun kolay atlatılır türden olmadığını göstermektedir. Önümüzdeki günlerin daha da gergin, daha da çatışmalı ve daha da baskıcı geçeceği görülüyor. Böyle bir ortamda CHP, yargıyı da yanına almış ve Cumhuriyetin bütün kazanımlarını yerle bir etmiş olan AKP ile birlikte sivil darbenin eline düşmüş devlete karşı meşru müdafaa halinde olacaktır. Bu durumda mücadelenin çok güç olacağı açıktır. Sonucun ise kesinlikle iktidarın lehine olacağını söylemek mümkün değildir. 

Üzgünüm ama ne yazık ki böyle.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları