Adnan Binyazar

Yaratıcı yazarlık

05 Ocak 2024 Cuma

Evrimleşme denince nesne dışı kavramlar anlaşılmasın. Onun oluşumunda yüzlerce yılın emekleri saklıdır. İnsan akıl gücüyle evrimleşti, insanlığının bilincine vardı. 

Zamanla doğanın renkleriyle yetinmedi, iç dünyasında kendi renklerini yarattı. Bunun üzerine renk sanatı resimler yaptı. 

Bu gelişimin üsluba dönüşmesi insanı yaratıcılık dönemine soktu. Picasso’nun renklerinin başkasında olmayışının özünde bu yatıyor. 

Yalnız resimde değil, seste, anlatıda da değişim gerçekleşti. Şiirin kaynağının başka, düzyazınınkinin başka oluşu, değişimin sonucudur. O nedenle Beethoven’ın müziğindeki ses, Mozart’ta aranmıyor.

ANLATIM

İnsanın ilk anlatısı bağırıp çağırmaktı. O sesleniş zamanla biçimlenip sözcük üretimine dönüştü. İnsanın düşünce alanında ilerlemesi sözcükler türetmesiyle başladı. 

Sözcük, anlatının yapıtaşıdır. İnsan, düşüncelerini, duygularını anlatmak için sözcüklere yenilerini kattı. 

Anlatı betimlemelerle, imgelerle bezenmeye başlayınca ortaya şiirler, öyküler, romanlar, düşünce yazıları çıktı. Onlar çoğaldıkça insanın düşünsel, duyumsama, yaratıcılık alanı da genişledi. 

Yazılanlar artık olduğu yerde kalmıyor, yayılıyordu. Bu da insanda okuma alışkınlığını yaygınlaştırdı. 

GERÇEĞE VARMA 

Dünyada beğenisi yüksek, düşünce dünyası engin kim varsa kesinlikle Cervantes, Balzac, Dostoyevski gibi yaratıcı yazarların dünyasında yetişmiştir. 

Eline kalem alan herkes bir şeyler yazabilir. Yaratıcı yazarı da kalem yetiştirdi. Onların kalemi bin uçludur. 

Onlar yalnızca gerçekleri yazmakla kalmıyor, düşlemlerinde yarattıkları soyutlamalarla yazı dünyasını canlı kılıyor. Eskiden yaşananları dile getirdiklerinde bile, kendi gerçeklerini yansıtıyorlar. 

Homeros’tan bu yana, insan yazınsal yaratılarında yalnızca olay anlatımıyla yetinmemiş, iç dünyalarında gerçeği arayarak yeni bir anlatı dünyası kurmuş, sezgileriyle yeni bir üslup geliştirerek belleklerde yeni bir dünya yaratmıştır. 

Bunu da ancak yazıyı araç olmaktan çıkarıp yaratıcılığa dönüştüren yazarlar başardı. O tür yazarların her çağda varlıklarını sürdürüşlerinin nedeni budur. 

YAZMA ÖĞRETİMİ

Yurtdışında neredeyse her kentte yazarlık öğretme yerlerine rastlanır. Bana kalırsa yazarlığın öğretmeni yok. Öğretmen, yazmaya koyulan yazarın içinde beliren gerçeğe varma duygusudur, kendine öncü olarak iyi yazarlar seçmesidir. 

Öğretmenlerin çoğu birbirinin benzeri ezberci öğrenci yetiştirir. Gerçek öğretmen ise bildiklerini, deneyimlerini öğrencinin önüne döker. Öğrencide bilgileri değerlendirecek algı yaratabiliyorsa öğretmen, görevini yerine getirmiş olur. 

Bu etkileşime az rastlanır. Üzerinden yüzyıllar geçti, yazın dünyası Homeros, Shakespeare, Cervantes, Victor Hugo, Dostoyevski gibi kaç yazar yetiştirdi? 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları