Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Pazarlığı açıklayın!

28 Şubat 2025 Cuma

“Biji Apo” sesleri arasında PKK’li terörist elebaşı Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı ekrana yansıtıldı.

Taksim’deki oteli dolduranlarla birlikte İmralı heyeti ayağa kalktı ve zılgıtlar salonda yankılanırken Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı yarışında güç kazandıracak açıklama Öcalan’dan geldi. 

İster istemez aklıma 2019’da yine Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nden açıklama yaparak HDP’ye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için tarafsızlık çağrısında bulunması geldi.

AKP dönemi boyunca seçimlerde kullanılan Kürt kartı bu kez, Öcalan’ın PKK’nin feshedilmesi ve silah bırakılması çağrısında bulunmasına dönüştü. Terörist başı bu çağrıyı yaparken, PKK’nin feshinden reelsosyalizmin çöküşünü sorumlu tuttu ve cumhuriyet dönemini “tek tipçi” diye nitelendirdi. 40 yıldır Türkiye’yi kana bulayan terörist faaliyetlerine gerekçeler ararken terörizmi meşrulaştıran ifadeler kullandı.

“Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi” dediği terör örgütünün onca masum insanın canını aldığını unutmuşuz gibi utanmadan barıştan söz etti! Üstelik de bunu totaliter bir rejime yönelen AKP iktidarının tüm faşizmiyle muhalifleri ezdiği, laik cumhuriyeti ve hukuk devletini yerle bir ettiği bir ortamda yaptı.

Bu ne çelişkidir diye sormayanlar da heyecanla TV’lerde yorumlarına devam etti.

ETNİKÇİ/DİNCİ ANAYASA İÇİN İŞBİRLİĞİNE GİDEN YOL

Bunları hatırlattığımız için sakın ola kimse bize “Barış istemiyor musun?” diye sormasın! Kuşkusuz barış içinde yaşamak tüm yurttaşların isteğidir. Ancak Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan bu sürecin arkasında emperyalizmin eli olduğunu, Ortadoğu’da kurulacak büyük Kürt devleti için hazırlık yapıldığını ve sonuçta bunun dönüp dolaşıp DEM ile AKP arasında etnikçi/dinci anayasa pazarlıklarına dayanacağını bilmeyecek kadar da aptal değiliz.

Emperyalizmin kitle imha silahına dönüşmüş silahlı bir terör örgütünün barışın garantisi olarak görülmesi ve ülkeye terörle yıllarını kaybettiren bir teröristten medet umar bir görüntünün verilmesi, 102. yılında 1923 Cumhuriyeti’nin içine düşürüldüğü ağır durumun sonucudur.

PKK’LİLERE AF MI GELİYOR?

Sırrı Süreyya Önder, toplantının sonunda Öcalan’ın çağrı metni okunduktan sonra onun notu olarak ilettiği mesajda ise “Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz pratikte silahların bırakılması, PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” dediğini iletti.

Bunun ne demek olduğunu iktidar halka derhal açıklamalıdır. Silah bırakma ve örgütün kendini feshi için şart anlamına gelen bu iletiye, neden açıklamanın içinde yer verilmeyip ayrıca not olarak iletildi?

Burada sözü edilen hukuki boyut nedir? Bu, terör örgütü lideriyle bir anlaşma yapıldığının işaretidir. Bunun anlamı, hapisteki PKK’lilere af mıdır, başka pazarlık konuları varsa nedir?

PKK adlı örgüt, onca yıldır sürdürdüğü terörist faaliyetlerden sonra şimdi neyin karşılığında silah bırakıyor? Birtakım anayasa düzenlemeleri, örneğin vatandaşlığı tanımlayan 66. maddede Öcalan’ı memnun edecek değişiklikler mi yapılmak isteniyor? Yoksa daha da ileri mi gidilecek?

Gerçek şudur ki Cumhur İttifakı DEM’i memnun edecek anayasa değişikliklerini yapıp onları yanına çekerken Erdoğan, 4. kez seçime girip tek adamlığını sürdürme peşindedir.

Kapalı kapılar ardında aylardır sürdürülen gerçekleri bilmek her vatandaşın hakkıdır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları