“Bir ağacı niye yok etmek isterler? Sonuçta hepimiz için oksijen üretiyor!”
Marsilya’da bugünlerde sık sık duyuluyor bu cümle. Geçen ay kent merkezindeki popüler bölge La Plaine’de Jean Jaurès adını taşıyan alanın kentsel dönüşüm bahanesiyle betonlaştırılmasına yoğun bir tepki var. Belediyenin yapmak istediği otopark ve bina inşaatları için 46 büyük ağaç kesilince olaylar çıkmış.
Belediye, halkın karşı çıkmasına rağmen, söz konusu alanı yatırımcılar ve turistler için “çekici bir bölge” haline getirme peşinde. CRS adlı bir şirketle birlikte hazırlanan plana tepki yağınca, yetkililer, sadece “bölgenin gelişmesi için düzeltmeler yapılacağını” söylemiş. Huzurlu bir yaya bölgesi ve yeşil alan oluşturulacağı sözünü de vermişler ama ekim ayında ağaçlar bir bir kesilmeye başlanmış. Üstelik kesilenlerin bazıları 40 yıllık ağaçlar!
Yetkililer, bölge halkının taleplerine kulak asmayınca, yasadışı kıyıma karşı La Plaine’i korumak için savcılığa şikâyette bulunulmuş. Fakat sonuçta müteahhit şirketin makineleri alana girmiş; 10 kişi hemen olay yerine gidip protesto etmeye başlamış ve polisler buna biber gazıyla karşılık vermiş...
Daha sonraki günlerde protestoya destek verenler artınca, bin kişi kadar olmuşlar. Polis şiddeti giderek artmış. İtfaiye görevlileri, ağaçların üzerine çıkan protestocuları zorla indirmiş; bazıları gözaltına alınmış, ciddi şekilde yaralananlar olmuş.
 
Barışçıl protestoya şiddetle karşılık
Ağaçlar ardı ardına kesilip yere yığılırken, protestocular gözyaşları içinde izlemiş olanları... En az 20 yıllık ve sağlıklı 87 ağacın kesilmesini öngören projenin, Fransa’daki çevre yasalarına da aykırı olduğunu söylüyor aktivistler. Barışçıl protesto yaptıklarını ama karşılarında kendilerine sürekli şiddet uygulayan polisleri bulduklarını söylüyorlar. Marsilya’daki olaylarda gözaltına alınan onlarca aktivistin yanı sıra, görevlilere hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklananlar da var.
Belediye Başkan Yardımcısı ise proje bittiğinde bölgede daha çok ağaç olacağını, oluşan histeriyi anlamadığını, kışkırtmayı yapanların kamuya verdiği zararı açıklayacaklarını söylüyor.
İnşaat şirketinin yetkilileri, projeye zarar gelmemesi için 25 bin metrekarelik arazinin çevresine 2.5 metre yüksekliğinde duvar örmüş. Kimisi “utanç duvarı” diyor, kimisi de duvar için harcanan 390 bin Avro tutarındaki maliyete öfkeli. Aktivistlerin duvara yanıtı ise, bir bölümünü gösterilerde yıkmak olmuş.
Projeye karşı olanların yanı sıra, La Plaine’de yeni düzenlemelerle iyileştirme yapılmasını isteyen Fransız vatandaşları da var. Aktivistlerin olay çıkararak bölgedeki günlük yaşamın sürdürülemez hale gelmesine neden olduğunu söylüyorlar ve bir an önce inşaatların tamamlanıp bitirilmesini, hayatın normale dönmesini istiyorlar.
 
Betonun ağaçlarla savaşı
Fransa’daki sorun, kapitalizmin vurduğu büyük kentlerde gördüğümüz soylulaştırma ya da seçkinleştirme sorunu... Yüksek gelirlilerin kentin merkezindeki tarihi ve değerli alanlara yerleşmesi ve yatırım yapması için bu bölgede yaşayan yoksul ve az gelirli insanların şehrin başka yerlerine sürülmesi amaçlanıyor. Çarpık bir yaklaşımla şehrin “temizlenmesini” hedefleyen özel operasyonlardan biri yürütülüyor.
Farklı kökenden insanların bir arada yaşadığı, zengin bir kültür birikimine ve canlı bir sosyal hayata sahip bölge, konumu itibarıyla değerli ama yatırımcı seçkin bir görünüm istiyor. Ağaçları kesip lüks bir alışveriş merkezi yaparlarsa, oradaki kiraları ancak büyük yatırımcılar karşılayabilecek; doğal olarak küçük esnaf ve bölgenin kimliği yok olacak.
Ne kadar tanıdık bir olay değil mi?..