Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İmam hatip okulu dayatması

27 Eylül 2024 Cuma

Göreve atanır atanmaz karma eğitimi hedefleyen, tarikatların “sivil toplum kuruluşu” olduğunu iddia eden ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile milli eğitimdeki dincileşmeyi körükleyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yine tepki gören bir açıklama yaptı. Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılışındaki konuşmasında, “Öyle sunuyorlar ki ‘Türkiye’nin her tarafında imam hatip okulları var.’ Hayır toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık. Talep olduğu sürece de açmaya da devam edeceğiz” dedi.

Öyle bir sunuyor ki gerçekten talep var sanırsınız!

Oysa Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı sonrasında imam hatip ve Anadolu meslek liselerinde kontenjanı artırmalarına karşın ikinci nakil döneminde de bunu dolduramadılar. Çünkü MEB’in uyguladığı tercih kısıtlamalarına karşın, veli ve öğrenciler ısrarlı bir şekilde akademik eğitim talebini sürdürüyor. 

TALEP YOK, ZORLAMA VAR!

Durum bu kadar açıkken Tekin’in “Talep olduğu sürece imam hatip okulu açacağız” demesinin nedeni, eğitimdeki dinci dayatmadır. AKP, yıllardır yüzlerce okulu imam hatip okuluna dönüştürmekle kalmadı, şimdi de çocukları baskıyla bu okullara kaydediyor. Çocuklarının dinsel eğitim almasını istemeyen aileler seçeneksiz bırakılarak bu duruma zorlanıyor. 

Unutanlara hatırlatalım. 2014’te Bilal Erdoğan’ın milli eğitim yöneticilerinin de bulunduğu bir toplantıda, “Bu imam hatip okullarının bütün mevcut içindeki oranını diyelim yüzde 25’lere mi çıkarmak istiyoruz? Yoksa diğer tarafta, diğer yüzde 85 içerisinde güçlü bir yapıyı da oluşturmaya mı çalışmalıyız? Kısa sürede 1 milyon öğrenci olacak imam hatiplerde, yani şu anda bu kesin” dediği medyada yer almıştı. 

Daha sonra ise bunun MEB’in hazırladığı beş yıllık stratejik planla hayata geçirilmesinin hedeflendiği ortaya çıkmıştı ve bir yıl içinde okul dönüşümlerinde en yüksek oran yaklaşık yüzde 73 artışla imam hatip liselerinde olmuştu.

DAYATMANIN ARDINDAKİ PLAN NE?

Atatürk’e ettiği hakaretlerle tanınan laik Cumhuriyet düşmanı Kadir Mısıroğlu (Fesli Kadir), 2 Şubat 2019’da yerel seçim öncesinde yayımladığı videosunda bu sorunun yanıtını şu sözleriyle vermiş.

“1950’de dünya şartları gerektirdi, bir dönüş oldu. Halkın eline rey silahı verildi. Halkın isteklerine nispeten cevaz veren Demokrat Parti (DP) çıktı ortaya. DP’deki dindarlık en asgariydi. Bir güneşin tutulması gibi ilk açılma anında saç teli kadar bir açıklık olur. DP buydu. Arkasından gelen Adalet Partisi o aydınlığı biraz daha kalınlaştırdı, ondan sonra Özal daha kalınlaştırdı. Tayyip Bey, daha da kalınlaştırıyor. Netice küfrün yıkılması, İslamın galebesidir. Bunu kimse önleyemez. Tutulan Güneş öyle kalmaz. Muhakkak tutulma bittikten sonra aksi istikamette açılma başlar. Öyleyse İslam güneşinin tutulması da böyle olacak. Bizim vazifemiz, bunu çabuklaştıracak olanları desteklemektir. Bugün Tayyip Bey’i desteklemek budur. Kendine göre o da bir hesap yapıyor. Hem Müslüman hem Kemalist geçinenleri celbedeyim diyor. Bir gün gelecek ki ona gerek kalmayacak. Onlar yavaş yavaş bize geliyor. İmam hatipler bunu yapıyor.”

Tekin’in, “Özellikle 2014’te proje okulu tanımlamasından sonra çok farklı projeler uygulayan imam hatip okullarımız var. Fen bilimleri, sosyal bilimler, fen ve teknoloji programı uygulayan, hafızlık projesi, İspanyolca programı uygulayan imam hatiplerimiz var. Dini musiki alanında, güzel sanatlar alanında, spor alanında proje uygulayan imam hatip okulumuz var” demesinin nedeni budur.

AKP’nin Türkiye’yi siyasal İslamcı ideoloji doğrultusunda dönüştürmek için izlediği strateji budur. Bu yıl 100. yılını kutladığımız “Üç Devrim Yasası”ndan biri olan Öğretim Birliği Yasası’nı (Tevhidi Tedrisat Kanunu) fiilen yürürlükten kaldırarak medrese sistemini geçerli kılmak için milli eğitime operasyon çekilmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çukur! 6 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları