Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Evet, yanlış yaptınız Sayın Kılıçdaroğlu

20 Ağustos 2023 Pazar

Kılıçdaroğlu, bu hafta T24’ten Metin Kaan Kurtuluş’a verdiği röportajda, “Toplumun tüm kesimleriyle barışma yönünde gösterilen çaba yanlış mıydı, doğru muydu? Yanlışsa bu yanlışın en büyüğünü ben yaptım” deyince tartışma tekrar gündeme geldi.

Madem sormuş, yanıt verelim.

Burada söz ettiği, “helalleşme” adını verdiği politikasıydı. Hatırlayalım, 13 Kasım 2021’de partisinin grup toplantısında konuşurken, “Geçmişte partimizin de hataları oldu; helalleşme yolculuğuna çıkma kararı aldım” diyerek buna şu sözlerle açıklık getirmişti:

“28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. Roboski’yle helalleşeceğiz. Sivas, Maraş mağdurlarıyla, Diyarbakır hapishanesi mahkûmlarıyla helalleşeceğiz. Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 6-7 Eylül mağdurlarıyla helalleşeceğiz. Ali İsmail Korkmaz’ın ailesiyle, Soma’yla helalleşeceğiz. Darbeciler tarafından bir sağdan bir soldan gençlerimiz asıldı; onlarla helalleşeceğiz. Ahmet Kaya’yla helalleşeceğiz.”

Bu tarihten itibaren de verdiği beyanatlarda sürekli CHP’yi her olayın faili olarak gösterecek sözler söyledi; özür dilemesi gereken kendi partisiymiş gibi bir algı yarattı. Yıllardır Erdoğan’ın yapmaya çalıştığı buydu zaten. Onun yaratmak istediği algıyı Kılıçdaroğlu pekiştirdi.

‘ATATÜRK’ÜN CHP’Sİ DEĞİLİZ’

Kılıçdaroğlu, Haziran 2022’de Canan Kaftancıoğlu’nun da katıldığı bir grup toplantısında “CHP, eski CHP değil” dediğinde herkes alkış yağmuruna tutmuştu.

Ekim 2022’de “Son 10 yılda siyasi partiler içinde en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir” diyerek artık herkesi kucakladıklarından söz etti.

10 Ocak 2023’teki grup toplantısında, “Biz hangi yanlışları terk ettiysek artık Saray tam odur. Statükocu, antireformcu, antiözgürlükçü Kenan Evren kafasına geldiler” dediğinde Özgür Özel de grup başkanvekiliydi ve o da liderini alkışlıyordu. 

İmamoğlu dahil, şimdi “değişim” diyerek genel başkanlığa aday olanların hiçbiri, Kılıçdaroğlu’nun söz ettiği o terk edilen CHP’nin hangi CHP olduğunu sormadı. “Acaba tümüyle kendisinin göreve geldiği 22 Mayıs 2010 öncesini mi kastediyordu, yoksa Atatürk’ün CHP’sini mi?” diye düşünenler bir olayı atlamıştı.

Çünkü o zaten bu soruyu daha önce yanıtlamıştı. 2014’te bir canlı yayında “Atatürk’ün CHP’si değiliz” demişti. 

Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun 13 yıldır CHP’de yaptıkları apaçık ortadayken “insanların yaşam tarzına saygı için toplumun tüm kesimleriyle barıştık” demesi, olanları tamamen çarpıtmaktır. Çünkü gerçekte yapılan farklıydı. 

13 YILDIR DEĞİŞEN PARTİ CHP

Kılıçdaroğlu’nun “değişim” dediği, CHP’yi kendi ilkelerinden uzaklaştırmaktı. Bunun en belirginleştiği konu laiklik oldu. “Değişim” olarak yansıtılan ama aslında tam açıklaması ilkesizleşme olan “helalleşme” politikası kullanılarak aritmetik hesaplarla altılı masa kuruldu ve yaratılan sağcı ittifak, demokrasi için bir seçenekmiş gibi sunuldu.

Bu da “Kılıçdaroğlu, beş benzemezi bir araya getirdi; büyük başarı!” denerek desteklendi. Oysa o masada beş benzemez yoktu. CHP’den laikliği savunanlar, Atatürkçüler dışlanırken Cumhuriyet nefreti ile tanınan ikinci cumhuriyetçiler ve liberallerle, tarikatlar ve cemaatlerle kol kola giren siyasal İslamcılarla helalleşildi. Milliyetçi sağla “demokrasi” şovları yapılırken kapılar Cumhuriyetin kuruluş değerlerini sahiplenen partilere, ilericilere, sol kesime kapatıldı. 

Sonuçta ideolojik mücadele terk edilince, AKP’nin ilk dönemini hatırlatan söylemlerle neoliberal politikalar ortaya çıktı ve her zaman olduğu gibi taklit aslını güçlendirdi. TBMM’ye 38 siyasal İslamcı CHP listesinden sokuldu.

Bunlara yol açtığınız için evet, yanlış yaptınız Sayın Kılıçdaroğlu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları