Bazı insanlar vardır; adları sürekli gündeme gelir, birileri tarafından durmadan pohpohlanırlar. Sonunda kendileri de bu şakşakçılığa öyle kapılırlar ki yıkıcı hatalarını ve ihanetlerini hiç sorgulamazlar bile. Herhangi bir özeleştiri yapmadan yollarına devam ederler. 

Bunlardan bazıları son bir hafta içinde yine gündemdeydi. 

İlki Ahmet Altan’dı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Yavuz Saltık, Ahmet Altan’ı evinde ziyaret etmiş. Sonra da birbirlerine sarıldıkları bir fotoğrafı, “Ahmet Altan ile dünü, bugünü ve yarını konuştuk. Biraz edebiyat, biraz roman ve biraz da sosyoloji...” notuyla paylaşmış.

Bir kamu görevlisinin böyle bir davranışta bulunması, sıradan bir durum değildir. Ziyaret edilen kişi, bu ülkede FETÖ kumpaslarının operasyonel medya organı olan Taraf’ın genel yayın yönetmenliğini yapmış olan kişidir.

İnsan merak ediyor; dünü konuştularsa, Saltık, Altan’a Taraf’ın “1923’te kuruldu, 2008’de arınıyor” manşetini sordu mu?

“Teşekkürler Zekeriya Öz” manşetinin yol açtığı yıkımı sordu mu?

İlhan Selçuk, Cem Aziz Çakmak, Ali Tatar, Kuddusi Okkır ve daha birçok yurtsever insanın canına mal olan iftiralarının nedenini sordu mu?

Acaba Saltık kendi kendine şunu sordu mu: Prof. Dr. Türkan Saylan’ı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni darbeci kuruluşlarla ilişkilendirip iğrenç iftiralar atan bu kişiye nasıl sarıldım? 

Gülerek poz verdiklerine göre herhalde sormadı. 

Bu durumda halkın da şunu sorma hakkı var: Böyle bir kişi, maaşını vatandaşın vergileriyle oluşan kamu bütçesinden almaya devam mı edecek? İBB yönetimi bunu sineye mi çekecek yoksa yönetim de mi Saltık ile aynı görüşte? 

Okuyuculardan tepki gelmeden önce şunu da belirteyim: Kılıçdaroğlu’nun da Çetin Altan altı yıl önce vefat ettiğinde taziye ziyareti sırasında Ahmet Altan’ı kucakladığını unutmadım. 

***

Hafta sonunda gündeme gelen bir diğer isim Bülent Arınç’tı. 140 Journos’un Sedat Peker’i konu alan “Ya devlet başa” adlı videosundaki röportajıyla tepki topladı. 

“Yaptığı güzel işler hatırına keşke bu kadar yıpranmasa…” diyerek sanki yıpratılan Erdoğan’mış gibi konuştu. Ona hitaben “Sen konuşurken yüzün gülerdi. Biz o gülen yüze hasretiz” diyerek mesajını verdi. 

140 Journos hakkında daha önce de Adalar’daki atlı faytonu konu alan videosu nedeniyle yazmıştım. Yine aynı yöntemi izlemişlerdi. Atlı faytonu güzellemek için bir faytoncu, Etyen Mahçupyan ve Adalı birkaç isimle konuşup, tek taraflı olarak hayvan hakları aktivistlerini karalamışlardı. 

Bu kez de Sedat Peker ile görüntülü konuşma aracılığıyla görüşüp, Bülent Arınç ile röportaj yapmışlar. Görünüşte derin devlete ışık tutuyorlar ama görüş aldıkları kişi, Cemaat ile yıllarca el ele yürümüş, AKP kendi derin devletini kurarken en yüksek makamlarda oturmuş biri!

Skandal bununla da bitmiyor; Arınç’a videonun Sedat Peker ile ilgili olduğu söylenmemiş. Görüşü alınanlardan gazeteci İrfan Aktan da bunu bilmiyormuş. Gerçekten çok ilginç. Birisi sizinle röportaj yapmak istese, soracağınız ilk soru, “Nerede yayımlanacak ve başka kimler yer alacak?” olur. 

Ama diyorum ya 140 Journos, belgesel çekmiyor; sipariş üzerine ya da sponsorlu video çekiyor ve sadece planlanan şekilde algı yaratmaya çalışıyor. Ortaya çıkan şey, objektiflikten uzak, gazetecilik ilkelerini çiğneyen bir ürün oluyor. Fazlasını beklememek lazım. 

***

Birkaç gün önce ise Orhan Pamuk yine karşımıza çıktı. Fazıl Say evinde ziyaret edip övgüler düzmüş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödül vermiş. 

O da konuşmasında, “Ülkemin hem siyasi olarak hem de ekonomik olarak bu kadar berbat, bu kadar kötü bir durumda olacağı hiçbir zaman aklıma gelmezdi. Allah millete sabır versin, direnme gücü versin diyorum” demiş... 

Aklına gelmeyen şeyi akıl etmesi için onca yazar, aydın, vatandaş tarafından yıllarca uyarıldı, sert şekilde eleştirildi ama o, siyasal İslamcı AKP’ye destek olmakta inat etti. Dolayısıyla “aklıma gelmezdi” ifadesi doğru olamaz. Bilerek aldatılanlardan biridir kendisi.

Ülke bu hale geldikten sonra dalga geçer gibi “Allah millete sabır versin” diyor ya, ben aynısını, o bu konuda konuştukça millet için diliyorum.