Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bahçeli’nin aracı olduğu karanlık bir plan!

13 Ekim 2024 Pazar

“Bir 5 yıl daha Cumhurbaşkanı Erdoğanın birikiminden faydalanabilmek için adaylık yolunun açılması lazım. 28 Mayıs seçimlerinden sonra CHP’den bir yönetici ‘Erdoğan bu seçimi kazandı ama biz Erdoğan’ı sandıkta yeneceğiz’ dedi. Bunun tek yolu var. Meclis yenilenmesi kararı alırsa 2028 Mayıs’ından önce, o zaman cumhurbaşkanı aday olur ve o zaman yarışabilirsiniz. Nihayetinde bunu Özgür Özel de söyledi, belli tarihe kadar olabilir dedi.”

Yukarıda alıntıladığım sözler, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’a ait. Bu hafta Habertürk yayınına katıldığında, Erdoğan’ı “Türkiye’nin ulusal zenginliği” olarak tanımlayıp dördüncü kez cumhurbaşkanı seçimine girmesinin yolunu yapmaya çalıştı ve Özgür Özel’in bu yolu açan sözlerine atıf yaptı.

Erdoğan’ın son ana kadar cumhurbaşkanlığında kalacağını, seçimlerin yenilenmesi kararı alınması için 360 milletvekiline ihtiyaç olduğundan Meclis’teki partilerin böyle bir irade ortaya koyması gerektiğini söyledi, lafı anayasaya getirerek o yolu da zorlayacaklarının işaretini verdi. 

“Yeni bir anayasa yapılırsa, o yeni anayasada meclis mevcut ve önceki cumhurbaşkanlarına aday olma yolunu açarsa ayrı konu” diyerek yeni anayasa baskısının ardındaki asıl amacı ortaya koydu.

YENİ BİR ‘AÇILIM SÜRECİ’!

Keskin U dönüşleri ile siyaset tarihine geçen sözde “milliyetçi” Bahçeli ile kısa bir süre öncesine kadar avaz avaz bağırarak kapatılmasını istediği DEM Parti arasındaki yakınlaşmanın da ardında bu var. DEM Parti sözcülerinin Bahçeli’nin TBMM’de kendi sıralarına gelerek tokalaşmasına atfettiği önem ve “yeni bir dönemin başladığından” söz edilmesinin anlamı da YENİ BİR AÇILIM SÜRECİ’nin gündemde olmasıdır. 

Akıllarınca “kazan-kazan” stratejisi uygulayacaklar. Cumhur İttifakı DEM ile anlaşırsa referandumsuz bir şekilde anayasa değişiklikleri sağlanacak. Bunların olması için de DEM kapsamlı bir af yapılmasını talep edecek. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın bu hafta TBMM grup toplantısında, “13 Ekim’de Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ diyerek Amed’de on binlerle mitingde olacağız” demesinin nedeni de budur. 

Böylece Cumhur İttifakı DEM ile anlaştığında, Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı olmak için Bahçeli’nin “çarpışma” olarak nitelediği seçime girecek, yeni anayasada bu konuda düzenleme yapılması sağlanacak.

HALKA İHANET 

Sonuçta ülkenin üzerine çöken despotik karanlık daha da koyulaşırken toplum siyasal İslamın cenderesinde can çekişmeye devam edecek. Bu planın başka bir amacı yoktur.

22 yıldır halkı açlığa mahkûm ederek anayasayı çiğneyen, hukuk devletini yerle bir eden AKP ile yeni bir anayasa yapmak için konuşulabileceğini söyleyen DEM’in işbirliğinden bu ülke için hayırlı bir şey çıkmaz. Üstelik de bu işbirliğine aracılık eden Sinan Ateş davasının siyasi ayağının üstünü örtmek için her şeyi yapan MHP ise!

Nitekim bu yakınlaşma, daha önce de denenmiş ve felaketle sona ermiş olan karanlık bir işbirliğinin tekrarıdır. Anayasanın demokratikleştirilmesi bir ihtiyaçtır ancak bunu yapabilecek olan, yürürlükteki anayasayı sürekli ayaklar altına alan bir iktidar değildir. Bu gerçek kabak gibi ortadayken “demokratikleşme” yalanını bahane edip Cumhur İttifakı ile el ele verenlerin ajandasında sadece kendi gündemleri vardır, yoksulluk ve ülkenin her karış toprağından fışkıran şiddet yüzünden inim inim inleyen halkın değil!

Açık söylüyorum: AKP’nin ömrünü bir gün daha uzatabilecek herhangi bir siyasi adım atan herkes, her parti halka ihanet eder. Bunun adına “normalleşme”, “yumuşama” ya da “demokratikleşme” ne derseniz deyin, salt gerçek budur! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları