Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Adalar’da atlı fayton utancına son!

19 Ocak 2020 Pazar

Yıllardır beklediğimiz haber çarşamba günü geldi. 

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden kendisine iletilen atlı faytonu tamamen kaldırma kararını, TBMM kürsüsünden duyurdu. 

Adalar’da artık atlı fayton dönemi bitti! 

Ulaşım elektrikli araçlarla sağlanacak. Atlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılacak, karantina döneminin sonunda Tarım Bakanlığı’na bağlı doğal yaşam alanlarında rehabilite edilecek ve orada yaşamaları sağlanacak. 

Bu noktaya nasıl gelindi biliyor musunuz?

Atlı faytonlara karşı mücadele, yıllardır süren uzun soluklu bir mücadele oldu. Çok sayıda insan, aktivist bu zulmün bitmesi için yıllarca uğraştı. Atlı faytonun hayvan hakları ihlali olduğuna dair kamuoyunda yaratılan algı, bütün o çabaların ürünüydü. 

Sürekli olarak bunun bir adalet ve özgürlük mücadelesi olduğunu topluma anlattık. Bu sonuçta mücadeleye omuz veren herkesin katkısı ve emeği var. 

Ancak şunun altını bir kez daha çizmek istiyorum: Bunun bedelini atlar canıyla ödedi!

105 atın ruam hastalığı yüzünden öldürülmesi, bu sorunun tamamen ortadan kaldırılması zorunluluğunu tartışmasız olarak ortaya koydu. 105 attan önce yıllardır Adalar’da fayton işkencesi ile öldürülen atların ruhu hep aramızdaydı... 

Karar tüm Türkiye’ye örnek olmalı

Ekrem İmamoğlu ile 20 Aralık’ta yaptığımız görüşmede,İstanbul’u 21. yüzyılda atların sırtına kamçı ile vurulan bir kent olma utancından kurtarın lüften demiştim. At mezarlığına dönen Adalar’a çöken utanç bulutu artık dağılacak! 

Bu tarihi bir karardır ve hayvan hakları açısından Türkiye’ye örnek olmalıdır. Aylardır TBMM Hayvan Hakları Komisyonu Raporu’nda tüm ülkedeki atlı faytonların sonlandırılması önerisi çıksın diye çaba gösterildi. Ancak raporda bu açık hayvan hakları ihlali, “nostaljik” denilerek “sembolik” olarak korunurken, Ekrem İmamoğlu doğru olanı yaptı ve zulme tümüyle “hayır” dedi. 

Adalar’da 150 yıldır kullanılan ve bir sektör haline gelmiş ulaşım aracını sonlandırmak, çok boyutlu bir projeyi gerektiriyordu. Şimdi belli kesimler, faytonculara ödenecek parayı gerekçe göstererek projeye karşı çıkıyor.  

İnsan hayatı kurtulsa yine para hesabı yapacaklar mıydı? Bir zulmü bitirmek, bir canı kurtarmak için ne kadar para ödenirse ödensin, doğrudur! Üstelik Adalar’ın turizm potansiyeli nedeniyle kısa sürede proje kendini finanse edecektir. 

Bir uyarı ve bir talep 

Bu süreçte gördüm ki Ekrem İmamoğlu’nun sözleri açıkça çarpıtılıyor. 

35 sembolik faytonun kalması yönünde bana talep iletildi ama ben de faytonun devam etmesinin gerekli olmadığını düşünenlerdenim dedi, İmamoğlu 35 sembolik fayton kalacak dedi diye aktarıp manşet attılar.

İBB önünde devam eden eylem için,Elbette o sizin tercihiniz ama ben bana güvenmenizi dilerim. Yok, diyorsanız o tabii sizin demokratik hakkınız dedi. Bu yanıt sosyal medyada ve Sabah gibi yandaş gazetelerde, Soğukta yatabilirsiniz dedi! diye yansıtıldı. 

Benzer bir manipülasyon, Adalar’da üç aylık karantina sürecinde atların içinde bulunduğu koşullar konusunda da söz konusu olabilir. Toplumda bu konuda önemli endişeler var. Valilik ve Tarım Bakanlığı’nın devrede olduğu bu süreçte kamuoyuna gerekli bilgilerin verilmesi, spekülasyonların önlenmesi açısından şart. 

Atların durumu hakkında toplumun sık sık bilgilendirilerek bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Aksi halde şüpheli bilgiler yayılmaya devam eder. 

Bu konuda hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi hem de Adalar Belediyesi gereken çabayı göstermeli.

* * * 

Bütün bu tartışmalar bittiğinde herkes bir gün atların sırtından kamçıyı çekme mücadelesinin ne anlama geldiğini anlayacak. 

İnsan gibi bilinç sahibi duyarlı canlıların metalaştırılmasının yanlışlığını herkes görecek. 

Sömürünün “nostalji” olamayacağı öğrenilecek. Adalet sadece insanlar için değil, hayvanlar için de istenecek. 

Toplumlar iyi ve doğru olanı koruyup, kötü ve yanlış olanı terk ederek çağdaşlaşacak. 

Ve sonunda iyilik kazanacak!

Buna inanmazsak, bu umut için mücadele etmezsek, nefes almanın da bir anlamı olmadığını herkes görecek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları