İzmir farkı

05 Kasım 2020 Perşembe

Kısa ve öz anlatılmıştı:

Olay İzmir metrosunda yaşandı.

Gece boyunca çalışan arama kurtarma ekibi toz toprak içindeydi. Bindikleri metroda koltuklar kirlenmesin diye ayakta yolculuk yapıyorlardı. Yolcular, ekipteki yorgun argın gençlere oturun diye rica ettiler. Onlar oturmayınca, duygulanan tüm vagon ayağa kalktı ve gidecekleri yere kadar ayakta gittiler...

***

Saçları ağarmıştı. Gülümseyerek şöyle diyordu:

“25 yıldır kurtarma operasyonlarına gidiyorum. Ben böyle bir şey görmedim. Böyle bir başka şehir, İzmir halkı gibi bir halk görmedim. Herkes yardıma koşuyor. Herkes kucak açıyor. Yeryüzünün her yerine gidiyoruz, arama kurtarmaya, biz çadır götürüyoruz... Burada onlar bize çadır veriyor, yiyecek veriyor, her ihtiyacımızı karşılıyor...”

***

İzmir’den gelen haberlerde hep aynı vurgu yapılıyor:

* Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm yerel yönetimler ve halk, “ışık hızıyla” elbirliğiyle organize olarak, temel gereksinimler, gıda, barınma vb. ilk andan karşılanmaya başlandı.

* Kurtarma ekipleri ve millet canla başla hiçbir sınıf farkı, etnik fark, birikim, düşünce farkı gözetmeden, el ele omuz omuza çalışıyor...

* Ne feryat figan ne yağma talan ne yardımları kapışma ya da birbirinden kapma ne de arsızlık... Her şey sonsuz bir dinginlik, düzen ve uyum içinde yürütülüyor...

İşte İzmir farkı! Keşke diyorum, keşke, Türkiyemin her yanı her köşesi İzmir’le yarışsa...

Katil kim ya da işte teröristler

Günlerdir nefesler tutulmuş, “mucizelere” tanıklık ediyoruz gözyaşları içinde... 65 saat sonra minicik avcuyla bir eli sımsıkı yakalayan Elif’le; 91 saat sonra yaşama gülümseyen Ayda ile sevindik. Enkaz altında yitirdiğimiz yüzü aşkın insanımızla kahrolduk... İçlerinden biri Ayda’nın annesiydi. İçlerinden biri Elif’in kardeşiydi...

Bu yazıyı yazarken ölü sayısı 114’tü. Devletin umurunda değil. Bırakın yas ilan etmeyi, ölenleri suçladılar çürük binalarda oturuyorlar diye!

Ama biz katilleri biliyoruz. Bu 114 kişinin katili, teröristler. Gerçek teröristler! Tweet attılar, yazı yazdılar, gerçekleri söylediler, düşüncelerini açıkladılar diye hapse tıktıklarımız değil, gerçek teröristler!

Halktan yana değil, ranttan yana karar alanlar katildir, teröristtir!

İmar affı çıkaranlar teröristtir! İmar affı çıkardıkları için böbürlenenler; bunu oya dönüştürenler, bundan siyasal güç sağlayanlar eli kanlı katillerdir!

Malzemeden çalan, betondan, çelikten çalan, teröristtir!

Taşıyıcı kolonları kesip dükkânını büyüten ahlaksızlar teröristtir!

Yapı denetim kurullarını müteahhitlerin emrine veren, denetimsizliği rüşvete bağlayan ahlaksızlar katildir!

Deprem vergisi adı altında toplanan paraları, 35 milyar doları deprem dışı işlere harcayanlardır terörist olan.

Bundan önceki depremlerden hiç ama hiç ders almayanlardır, bugün bu katliamı işleyenler! Hırsız müteahhitlere dokunulmazlık sağlayan, onları adalete teslim etmek yerine daha çok çalsınlar diye belli kurumların başına getirenlerdir, o 114 kişinin ölümüne neden olan!

Bugüne dek TBMM’de verilen deprem araştırma önergelerini, ranttan vazgeçemedikleri için her seferinde geri çevirenlerdir gerçek teröristler...

İzmir’de 17 bina çöktü... 114 ölü var ve 20 bin kişi etkilendi... Siz bir de İstanbul depremini düşünün...

Ya da daha iyisi siyasi tercihlerinizi düşünün. Bu düzen, bu katiller, bu hırsızlar düzeni, bu rant düzeni devam etsin mi diye düşünün? Bu gidişatı durdurmak ve değiştirmek için daha kaç deprem yaşamamız gerektiğini sorun kendinize. Kime, neye oy verdiğinizi sorgulayın...

Bir dahaki depreme kadar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları