'68 Ruhundan Günümüze...

23 Haziran 2013 Pazar

Amerika turnem olmasaydı, gitarımı alır gelir, şimdi sizlerle Gezi Parkı’nda olurdum...” diyordu Joan Baez bundan on beş gün önce. Sonra dayanamadı art arda Türkiye’deki direnişçilere destek mesajları yollamaya başladı. Bunların sonuncusunda desteğini İngilizce ve Türkçe sözlerle ve “Başka bir dünya mümkün” diyen John Lennon’un “Imagine” şarkısıyla iletti. (İnternette dolaşan video için parçaları bir araya getiren Duygu Özge ve arkadaşlarına çok teşekkürler.)

\n

Joan Baez ilk mesajını Virgina, Fairfax’taki konserinde binlerce dinleyicinin önünde duyurmuş ve “Swing Low, Sweet Chariot” şarkısını onlara adamıştı.
“Neden o şarkıyı seçti ki?” diye sordu genç bir arkadaşım. O soruyla birlikte gerilere gittim:
12 Eylül faşizminin ülke üzerinden silindir gibi geçtiği, hapishanelerde gençlerin öğütüldüğü dönemdeydi... Joan Baez, İstanbul’da ilk kez konser veriyordu. Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda müthiş bir izdiham. İçeride 5 bin kişi varsa, neredeyse dışarıda da o kadar... Polis zincirleri vb... Bir ara hem izleyiciden hem de orkestradan çok sessiz olmalarını istedi.
“Şimdi bu şarkıyı, dışarıdakiler için, duvarların ötesindekiler için söyleyeceğim” dedi. Ve müziksiz, çalgısız, sadece sesiyle, sesini çoook uzaklara yansıtarak bu şarkıyı söyledi. Dışarıdan ve içeriden alkış dinmedi. “Duvarların ötesi” elbet hapishanelerdi. Ertesi gün “İçeridekiler siz de duydunuz mu o sesi?” diye bir yazı yazdığımda, ülkemin hapishane coğrafyasından yüzlerce mektup geldi, “evet biz de duyduk” diye...
“Swing Low, Sweet Chariot”, bir Kızılderili ilahisiydi. Ve her tür şiddeti dışlayan, barışçı direnişi simgeliyordu.
Bugünlerde sık sık 12 Eylül zulmünü düşünmem boşuna değil.
“Kuklalar, piyonlar, vatan hainleri” çığlıkları; medyayı, dış güçleri suçlamalar, “Yok öyle 25 kuşa simit” gibi seviyeli kahve sohbetleri; her ama her konuda kahve sohbeti bilgiçliği size de Evren’i anımsatmıyor mu?

\n

Topbaş doğru söylemiyor

\n

Kadir Topbaş açıkladı: “Bir otobüs durağının yeri bile değişse artık halka sorulacak.”... Topbaş bundan böyle tüm projeleri halka danışacağını ve paylaşacağını söyledi ya, ben gülmekten öldüm!
Halka soramazsınız, yapamazsınız Sayın Topbaş. Korkarsınız!.. Başbakan’ın hışmından, şiddetinden, sizi cezalandırmasından korkarsınız... Başbakan’ın onaylamadığı hiçbir şeyi yapamazsınız... Yapacak olursanız o koltukta oturamazsınız...
Bu sadece sizin için geçerli değil. Sistem böyle çalışıyor. Belediyelerde, Meclis’te, odalarda, kurumlarda... Seçimle işbaşına gelinen her yerde liderin, erk sahibinin iki dudağı arasından çıkacak söze mahkûmsunuz... O söz gerçek ya da gerçekdışı, doğru ya da yanlış olsun hiç fark etmez!
28 Mayıs’tan beri ortadan kaybolmuştunuz. O tavrınız bundan sonraki icraatınızın da göstergesidir.
Yoksa yanılıyor muyum? Yoksa, iki gün önceki açıklamalarınızda ısrarcı mısınız? O zaman ben de Kadıköy Belediye Başkanı
Selami Öztürk gibi düşünüp, hadi gelin bu işe Haydarpaşa Garı’ndan, Taksim Meydan düzenlemesinden, Çamlıca camiinden başlayın diyebilirim...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dans hayattır 2 Mayıs 2024
Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları