12 Eylül'ü Aratmıyor!

30 Haziran 2013 Pazar

Falakadan Filistin askısına, çırılçıplak soyup köpeklere saldırtmaktan zincirle tek ayaktan tavana asmaya... 12 Eylül’ün faşist darbesinin denemediği ve uygulamadığı işkence yöntemi yoktur. Üstelik sistematik ve yaygın olarak uygulanan işkence... Elbet ülkemdeki bu yaygın ve sistematik işkence, 12 Eylül’le başlamadı. Daha önce de vardı. 12 Eylül’de, yaygınlık arttı, çeşitlilik arttı. Örneğin işkence araçları olarak Atatürk’ün “Nutku” kullanıldı; İstiklal Marşımız kullanıldı. Yöntemlere dışkı yedirtmek eklendi... Kadınların döl yatağında “suçlu” izi arandı...

\n

Değişmeyen cinsel taciz

\n

Aradan yıllar geçtikçe, işkence türleri ve yöntemleri de değişti. Ama bir gerçek var ki o da hiç değişmedi: Şiddet aracı olarak cinsel taciz ve tecavüz... Başta kadınlara ve çocuklara uygulanmak üzere cinsel taciz, tecavüz ve tecavüz tehdidi...
Cinsel taciz... Tecavüz... Tecavüz tehdidi... Bu üçü arasında, yarattığı travma açısından pek de bir fark olmadığını psikologlar çoktan ortaya koydu.
Bugün, Türkiye’nin her yerinden gelen haberler, direnişçi avına çıkan polisin güç kullanırken uyguladığı cinsel tacize, tecavüz tehdidine dikkatleri çekiyor. Cumhuriyet’te
Alican Uludağ’ın haberlerini okuyorsunuz. Polis amiri olduğunu söyleyenin “Alın altınıza ezin” emrini biliyorsunuz... Şu son bir hafta içinde yandaş olmayan gazete haberlerini üst üste koymanız, durumun ne denli dehşet verici olduğunu kavramanıza yeter.
Bu yüzkarası gerçeğe ilişkin bir ayrıntı önceki gün
Ayşe Arman’ın röportajında vardı. Ankara’da Dikmen’de 12 yaşındaki Alperen ve yanında annesi sanılarak tutulup Akrep’e atılan kadına yapılanları anlatıyordu gerçek anne. Çocuğun dövülüp tekmelenmesi... Kadına ağza alınmayacak küfürler, taciz, tehdit, polis rozetini öptürmeye çalışma ve “Biz Osmanlı’nın torunlarıyız, hadi Atatürk gelsin sizi kurtarsın” tehdidi... Çocuk kendine yapılandan çok, kadına yapılandan dehşet içinde!

\n

Hani bu polis imanlıydı

\n

Nereden nereye geldik!
İşkence yöntemi olarak Atatürk’ün
“Nutku”nu ya da İstiklal Marşını tek ayak üzerinde ezbere söyletmek, her duraksamada işkenceye yeniden başlamakla; bir kadına cinsel tacizde bulunurken “Hadi Atatürk gelsin de seni kurtarsın” tehdidi arasında hiçbir fark yok.
Bu ülkeyi yöneten iktidarın
“imanlı ve kindar gençlik yetiştirme” planı, adım adım yerine getiriliyor. Polisimiz (tümü değilse de, en ön safta yer alanlar) bu planın, bu niyetin, bu programın, bu söylemin sadece yarısını biliyor sanki: “Kindar” faslını! Öteki yarısını bilmiyorlar ya da yok sayıyorlar! Oysa hem imanlı hem kindar olmaları istenmişti.
Bu mu imanlı olmak?! Bu ne biçim iman?!
Bu ülkenin Başbakanı’nın söylemlerinin bizi getirdiği yer burasıdır: İşkenceye devam, cinsel tacize devam, tecavüze devam, tecavüz tehdidine devam...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dans hayattır 2 Mayıs 2024
Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları