Sadece Gülşen mi, hepimiz, hepimiz! Hepimiz ev hapsindeyiz? Daha bahtsız olanlarımız prangalı. Silivri’de. Bakırköy’de. Diyarbakır’da. Edirne’de. Orada, burada. F tipinde. E tipinde. Y tipinde. Kimimiz kapalı cezaevinde. Kimimiz yarı açık. Kimimiz açık cezaevinde. Kimimiz ev hapsinde! Türkiye kocaman bir hapisaneye döndü sayelerinde. Abartmıyorum: Hangi hak ve özgürlüklerinizi kullanabiliyorsunuz? Fikir ve ifade özgürlüğü mü kaldı? Çık sokağa, yüksek sesle bir şey söyle: “Alın onu, alın onu...” Alıyorlar, açık cezaevinden kapalı cezaevine. Yürüyüş özgürlüğü var mı? Unutmadık, Boğaziçi Üniversiteli öğrenciler, kaldırımda yürürken “Yere bak, göğe bakma!” diye bağıran polis amirini. Fikir özgürlüğünü içinde yaşayabilirsin, dışına vuramazsın, fikrini söyleyemezsin. Giydiğine giymediğine karışırlar. Giyinme özgürlüğü bile yok, kimse için yok.

Din ve vicdan özgürlüğü gelecekti değil mi? Tam tersi oldu. Laiklik bitti. Bir dinin bir mezhebine mensup olmak ve hatta tatbik etmek zorundasın. Cuma günü dükkânını kapama bakalım? Din dersi istemiyorum de, ne oluyor?

HAKARET SUÇU

Yazdığın suç. Avukat bozuntuları türemiş: hükümet yanlısı yazar bozuntularının vekilliğini alıyor, sen havada bulut var yazsan, vay müvekkilime ördek dedi diye mahkemeye koşturuyor. Hâkim dünden hazır, cezayı yazıyor. Ödüyorsun parayı, kırışıyorlar müvekkiliyle. Utanmazlar! Şimdi biri dava açar hemen bana utanmaz dedi diye. Sana mı dedim, adın mı yazıyor? Ortaya dedim. Ama o biliyor utanmaz olduğunu, şerefsiz olduğunu, bana dedi diyor!

MİLLET AÇ

Sağlıklı beslenme özgürlüğün yok. Çünkü gelirin yok. Çünkü yanlış ekonomi politikaları yüzünden paran pul oldu. Eti, tavuğu unuttun, makarna yemekten aptala döndün! Çoluğun çocuğun gelişemiyor, uzayamıyor, büyüyemiyor.

Seyahat etme özgürlüğün hepten bitti. Tatil mi, ne tatili? Memlekete gidebilirsen ne âlâ. Uçağa binmeyi unut. Otobüsler uçak gibi zaten, şarampolden uçuyorlar! Eğlenme, müzik dinleme, dans etme, konsere gitme, haşaaa! Müzik gavur icadı. Dinden çıkarsın, festivaller yasak!

Bodrum’a Çeşme’ye gidemeyen Saroz’a, Şarköy’e gidiyor. Yunan adalarına gidemeyen Gökçeada, Bozcaada. Avrupa mı? Miami mi? Gidebilen gitti, bundan sonrası hayal. Paran bile olsa vize vermiyorlar artık, vize almak için yatırdığın para da uçuyor!

Niye? Çünkü AB ve ABD için, TC vatandaşının artık iltica etmek isteyen Suriye, Pakistan, Afgan, Afrikalıdan farkı kalmadı. Şimdiye kadar doktorunu, mühendisini aldılar, bizim yetiştirdiğimiz, bunun için emek ve para harcadığımız beyinleri kaptılar. Şimdi artık giden öğrenci de geri dönmüyor. Bundan sonra giden doktor pizzacıda çalışır, mühendis benzincide!

Türkiye, kendi içine kapanır, kaçamamış vasat beyinleriyle, eve hapsettiği sanatçıları, cezaevine tıktığı yazarları, çizerleri, mimarları, avukatları, gençleriyle, yarı açık cezaevi havasında yaşar.

ASKERİ VESAYET

Bizi bu duruma daha iyi çalıp çırpabilmek için getirdiler. Siz de razı oldunuz. Askeri bürokratik vesayetten kurtuluyoruz diye diye ülkeyi Taliban heveslisi İslamcı fanatik yobazlara teslim ettiniz. Türkiye bağırsaklarını mı temizliyordu? Asıl şimdi lağım patladı, onu da ev hapsindeki mafya lideri patlattı, muhalefet bile değil. Elinde kasap bıçağı, başındaki göstermelik örtüyü çıkarmış, beraber çaldıkları parayı borsada batırmış kocayı tehdit eden kadındır onların profili.

SINAV BÜYÜK

Tel tel dökülüyorlar diye koşarak gideceklerini sanmayın. Önümüzde çetin bir sınav var: Birlik beraberlik içinde olacak, onu istemem, bunu beğenmem diyen yetmez ama evetçilere yüz vermeyerek hep beraber HAYIR diyeceğiz. Ne kadar çok olursak o kadar kolay kazanırız. Yoksa gemi memi kalmadı, bu tahliye sandalı çabuk alabora olur...