Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rahşan Ecevit: 1923’ün Gerisine Gidiyoruz

04 Kasım 2013 Pazartesi
Dört AKP milletvekilinin geçen hafta
Meclis’e başlarını örterek girmesi tartışması
sırasında sıkça referans verilen olay, Fazilet
Partisi milletvekili Merve Kavakçı’nın
1999 yılında Meclis’te yemin ettirilmemesi hadisesiydi.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in
2 Mayıs 1999’da Genel Kurul salonunda,
Bu hanıma haddini bildirin” şeklindeki
konuşması üzerine Kavakçı, milletvekili
andını içemeden salondan çıkmak zorunda kalmıştı.
Ecevit 2006 sonunda vefat etti. Kendisinin
en büyük siyasi destekçisi olan eşi Rahşan
Ecevit, son tartışmalar sırasında sessiz
kalmayı tercih etti. Bu sessizliğini dün bozan
Rahşan Hanım, hazırladığı yazılı açıklamayı
Cumhuriyet ile paylaşmaya karar verdi.
Atatürk sayesinde Meclis’teler
Açıklamanın ilk bölümünde, Meclis’e başları
örtülü gelen vekillere, “seçilme” haklarının
Atatürk tarafından verildiği anımsatılıyor:
90 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti
kurulduğunda Atatürk devrimlerinin bir amacı
da Türk kadınının topluma kazandırılmasıydı.
Kara çarşafı atarak toplumun çeşitli
kesimlerinde çalışmaya başlayan kadınlarımız,
Avrupa ve ABD’den çok daha önce 1935’te
seçme ve seçilme hakkını kazanarak daha da
güçlenmişlerdi. Bu devrimler sayesindedir ki
bugün Meclis’te arzu edilen sayıda olmasa
bile kadın milletvekillerimiz bulunmaktadır.”
O günün şartlarında haklıydık
Rahşan Ecevit 1999’da Merve Kavakçı’ya
gösterilen tepkiye 14 yıl sonra nasıl bakıyor?
Açıklamasında bunun da yanıtı var:
“Ancak zamanla hanımlarımız inanç
özgürlüğü çerçevesinde başta türban olmak
üzere kıyafetlerinde değişiklik yapmak gereğini
duymuşlar ve bu kıyafeti giyilmemesi gereken
yerlerde de giymek istemişlerdir. Bu yerlerden
biri de Büyük Millet Meclisi olmuştur. Bugün
‘olmamalıydı’ diye ifade edilen, bundan 14
yıl önce Meclis’te yaşanan Merve Kavakçı
olayına, o günkü şartlara göre haklı olarak
müdahale edilmiştir.”
14 yıl önceki görüşünün bugünkü durum
için geçerli olup olmadığı sorusuna ise
Ecevit’in yanıtı aynı oldu: “Meclis’e türbanlı
giriş bugünün şartlarında da doğru olmadı.”
Dinin böyle emri yok
Rahşan Hanım açıklamasının üçüncü
bölümünde ise Başbakan Erdoğan’ın
“Başını örtmek dinin gereği” sözlerine
yanıt veriyor. Tartışma yaratan bu sözlere
Ecevit’in tepkisi şöyle:
“Çene altından bağlanan başörtüsü
hanımlarımızın geleneksel örtüsüdür. Saçların
tek telinin bile görülmeyecek biçimde örtülme
şekline de türban denilir. Dinimizde kadınların
saçlarının tamamının örtülü olması gerektiğine
dair bir emir yoktur. Dinimiz sadece edep
yerlerinin örtülmesini emreder.”
1923’ün gerisine gidiş
Hazırladığı metnin son bölümünde ise
Rahşan Ecevit, AKP döneminde “eğitim” ve
“kadın” konularında atılan adımların Türkiye’yi
geri götürdüğü kanaatini vurguluyor:
“Meclis’te bir oyun oynanmıştır. Bazı
hanım milletvekilleri hacca giderek dönüşte
kapanmışlar ve Meclis’e bu şekilde
girmişlerdir. 8 yıllık kesintisiz eğitimin
kaldırılıp yerine 4+4+4’ü getirmek suretiyle
zaten Türkiye’de irticanın önü açılmıştır.
Ayrıca kadın erkek eşitliği de darbe
almıştır. Ve 14 yıl sonra bugün 4 kadın
milletvekilimizin türbanlı olarak Meclis’e
girmesiyle birlikte Türkiye’de 1923’lerin
gerisine çekilme süreci başlamış bulunuyor.”
Demokrasi irticayı kapsar mı?
Rahşan Hanım telefon konuşmamızda
kaygılarını biraz daha vurgulama ihtiyacı hissediyor:
“Önümüzdeki süreç için oldukça ümitsiz ve
karamsarım. Eğitim ile başladılar. Şimdi atılan
adımlar ile bu işin artık çığırından çıktığına
inanıyorum. Atılan adımlar ile Türkiye giderek
Osmanlılaşıyor.”
İktidar kanadı türbanın Meclis’e girişini
“özgürlük” ve “demokrasi” meselesi olarak
sunuyor. Rahşan Hanım’ın bu tezlere itirazı var:
“Ben de onlara şunu sormak istiyorum.
İstediğiniz demokrasi irticayı da kapsıyor mu?”
Beğensek de beğenmesek de CHP
Rahşan Ecevit, Kemal Kılıçdaroğlu’nun
CHP genel başkanlığını açıkça destekleyen
isimlerdendi. Partilerin başı örtülü vekillere
tepkisini nasıl bulduğu sorumuza şu yanıtı verdi:
“Bir oyun oynanıyor. Partiler bunun ‘yanlış’
olduğunu söylemeliydi. Tepki gelmesi lazımdı.
Özellikle CHP’den.”
CHP’nin genel tutumu ile CHP sözcüleri
Şafak Pavey ile Muharrem İnce’nin Meclis’te
yaptıkları konuşmaları yakından takip eden
Ecevit, “yetersiz” bulduğu yanlar olsa da
bunların üzerine giderek CHP’yi yıpratmaktan kaçınıyor:
“Beğensek de beğenmesek de
Cumhuriyetin kazanımlarının korunması
konusunda tek sarılabileceğimiz kurum
CHP. Başka güvencemiz yok. Onun için
olumsuz şekilde eleştirerek rahatsız etmek
istemem partiyi...”


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları