Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kavramlar Tersyüz...

07 Haziran 2011 Salı
\n

\n

Bu seçim döneminin toplumsal kayıtlara, sivil tarihe tarafsız geçişi nasıl olabilirsorusuna gerçekten tarafsız yanıt vermek olanaksız olsa da olabildiğince önyargılardan arındırılabilmiş altı çizilesi saptamaların başında,Önyargıların, cepheleşmenin katılaştığı, çok gerilimli, bir o kadar da tersyüz edilmiş kavramların bir kez daha tersyüz olduğu...cümleleri yer alabilir...

\n

Dünya ve Türkiyede Büyük değişim geçirmiş, geçmiş milli görüş kimliğinden kopmuş, Türkiyeyi ABye taşıyacak, muhafazakâr demokrat kimliği, liberal politikalar izleyicisi, yenilikçi, değişimden, sivilleşmeden yana, statükoya savaş açmış.. AKP iktidarıgitti.. Yasama, yürütme, yargıda elde ettiği büyük güçle yetinmeyen, özerk ve kamu kurumlarındaki kadrolaşmasını da yetersiz gören, başkanlık sistemi, daha otoriter bir iktidar gücü için istediği anayasa değişikliklerini yapmak üzere yetki, mutlak iktidar gücü isteyen AKP iktidarıgeldi.. ortak tanımlamaları kabul görüyor...

\n

AKPnin Statükoya, darbelere karşı güçlü, sivil iktidar, ileri demokrasi projeleri...söylemleri ile akıllıya 40 kere delisin denerek deliliğine inandırılmasıyöntemli siyaset yapma süreci, AKPnin 12 Eylül referandum süreci ile yürürlüğünü yitirdi. AKP, lideri, yönetim kadroları ile ilan edilmemiş olsa da yakaladığı çok etkin polisiye, iktidar gücünü kullanarak... baskıyla, her türden muhalefeti sindirerek oylarını tırmandırmayı yeni siyaset, strateji yöntemi olarak seçti. Başbakan Erdoğanın kontrol edilemez öfkesi, beklenmedik çıkışları ile açıklanabilecek bir seçim kampanyası, miting meydanları havasından söz etmiyoruz. Söylemlerin bütünlüğü, her olaya yönelik değerlendirmeler, çıkışlar, analizler, atılan adımlar... bir paket olarak, Oy gücü, oy çoğunluğu her şeydir. İstenilen, yönetim hakkının halk tarafından iktidara, liderine teslimdir..olarak açıklanabilecek, gerçek demokrasilerde yeri olmayan, ancak sivil diktatoryal gidişle tanımı yapılacak bir yolda hızla gidişin kaldırım taşları örülüyor...

\n

***

\n

En somut kanıt Başbakan Erdoğanın en son miting meydanı söyleminde açık açık söylediği üzere,Mecliste istedikleri sayıda milletvekilini elde edebilirlerse, referanduma da gerek duymadan anayasa değişikliğini yapabilecekleri..ilanı değil mi? Demokrasinin özünde, demokratik sivil anayasa metinlerinin içeriği kadar toplumsal uzlaşı aramak olmazsa olmaz koşullardan değil midir? İktidar, Meclis parmak sayısı gücü ne olursa olsun, sivil demokratik anayasa değişikliklerinden sözün açılabilmesi için, sadece Meclisteki partilerin değil, dışında kalan tüm partiler, toplumsal sivil örgütlenmelerin uzlaşısını aramak önkoşul sayılmaz mı?

\n

Seçim kampanyası sürecinde iktidarın, liderinin tırmandırdığını kimselerin yadsıyamayacağı miting meydanlarının kavgacı, gerilimi tırmandıran üslubunun üzerine, seçim kampanyası süreci içinde yaşananları, tanıklıklarımızı şöyle bir yana koymaya kalkışsak... ortaya çıkan tablo, Cumhuriyetten günümüze mutlak iktidar gücü kullanma arayışlarında sınır tanımamada, AKP liderinin, Demokrat Parti dahil, geçmişin tüm iktidar partilerini mumla arattığı değil mi? En küçük bir karşı gösteri, pankart, söylemde orantısız polis gücü kullanma sadece bir boyut...

\n

Gaz bombası sonrası kalp krizi geçirerek ölen, kamera görüntüleri ile olayları yatıştırmaya çalıştığı sabit emekli öğretmenin arkasından, Hopa protestocularını çete ilan edip içlerinden biri de kalp krizinden ölmüş..” diyebilen bir Başbakan, bu ülkenin geleceği, gerçek, sağlıklı demokratik gidişi için umut olmayı unutun, güvence olabilir mi? Ankarada Hopa olaylarını protesto için eylem yapılırken polisin orantısız güç kullanması sürecinde, öfkesini denetleyememiş, panzer üzerine çıkmış bir genç kadından söz ederkenkadın mı kız mı bilemem..vurgulaması ile ahlaki suçlama, cinsellik üzerinden ayrımcılık yapmaya, damgalamaya, bir biçimde hakarete kalkışan bir Başbakan, demokratik bir düzende kadın haklarının güvencesi olabilir mi?

\n

Kürt sorununun çözümünde, tüm lider kadrolarının söylemlerinin bütününde, sürekli siyasal İslami kimliği, birlikte yaşamanın tek yolu olarak gösteren bir reçete, demokrasinin olmazlarından laiklik ilkesinin ayaklar altına alınmasının çok ötesinde, din üzerinden siyaset yapma suçunun sürekli işlenmesi, inanç özgürlüğünün çiğnenmesi, dinler ayrımcılığının kendisi değil midir?

\n

Ve demokrasinin özü, felsefesi bir ülkede çoğunluğun, güçlünün değil, azınlıkların, ezilenlerin haklarının güvence altına alınması değil midir? Ezilenlerin hakları yeşil kartla, kömürle, sadakayla, ayrımcılıkla ne kadar abartılırsa abartılsın, hak düzeni, yasalar içinde, tarafsız, herkes için yasal sendikal haklar, sosyal devlet düzeni içinde sağlanmıyorsa rejim ayağı eksik demokrasidir. Oy çoğunluğu, Meclis çoğunluğuna dayanılarak hele de güçler ayrılığı düzeni kırılarak.. azınlık, bireyin hakları kısıtlanıyorsa... demokrasi katledilmiştir...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları