Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sorunların kaynağı aptallık mı?
Toplumsal yaşamda bireylerin siyasal üretici-tüketici olarak davranışları, kararları yalnız kendilerini değil toplumu, çevreyi de etkiler.
İktisat ana akımı, kuramı bireylerin ussal davrandığını, sınırlı kaynakları faydayı ençoklayacak düzeyde kullanacağını varsayar. Ussal davranış, bilgili olmayı, irdelemeyi, olayların arasında illiyet bağlantısı kurmayı, duygusal davranmamayı, süreçlerin nerelere evrileceğini öngörmeyi, çözüm geliştirmeye önlem almayı içerir. Birey, ussal davranışları ile diğer bireylere de yarar sağlayabilir.
Toplumda, toplumu oluşturan gruplar, bireyler farklı güdülerle, beklentilerle değişik davranışlar gösterirler. Aptallık, ussal davranıştan farklı davranış türüdür.
Aptallık, bilgi edinme gücü yetersizliğini, kavrama yeteneği zayıflığını, bağlantı kuramamayı, etki altında kalmayı, dış etkenlerle yönlendirilmeyi, sağduyu eksikliğiyle davranmayı, kurallara uymamayı, uyanıklık sanısını içerir.
Aptal, kişisel çıkar gözetirken yanlış karar tercihleriyle kendine ve dolaylı olarak topluma çevresine de zarar veren bireydir.
Aptallık, toplumda her alanda dolandırıcılığa, şarlatanlığa, kuralların, düzenin bozulmasına elverişli ortam yaratıyor.
İyi niyetli olmayan kişiler, aptalca davranışlardan, aptalların hiffetinden, yeğniliğinden, bilgi yetersizliğinden, çıkar tutkularından yararlanarak kendilerine fayda sağlarken diğer bireylere, topluma zarar veriyor. Bankerlik, yüksek getirili fon, kripto varlık, borsa aptalca davranışlara örnek verilebilir.
1980’li yılları anımsayalım. İki koltuk, bir masa, bir kasa ile kiralanan, ofislerde kurulan bankerlik binalarıyla, yüksek faiz vaadi ile para toplanıyor. Yüksek faizin kaynağı araştırılmadan, nasıl ödenebileceği irdelenmeden banker büroları önünde para yatırma kuyrukları oluşuyor. Form doldurmalı masalarda yer bulamayanların yerlerde form doldurdukları görülüyor. Saadet zincirinin sürebilmesi için para yatıranların geometrik dizi ve belki daha hızlı artması gerekiyor. Bu hıza ulaşılamadığında ödemeler de artınca nakit açığı oluşuyor. Bankacılık büroları kapanıyor. Banker olarak nitelendirilen kişiler yurtdışına kaçıyor. Yüksek faiz bir yana çoğu kişi anaparasını da yitiriyor. Ardından talep, devletin ödemesi oluyor. Niçin?
Yüksek getirili fon, yatırım vadeli bankerlik gibi sonlanıyor. Etik yönü bir yana yüksek getirinin nasıl, nereden sağlanacağı irdelenmeden para yatırılıyor. Saadet zincirinin sürmesi için para yatıranların hızla artması gerekli iken, para yatırma belli hızın altında kaldığında saadet zinciri kopuyor, vaatler yerine getirilmiyor. Sonuç, mahkeme, icra takibi kaynak kaybı oluyor.
Menkul kıymet borsası da bir oyun. Hiçbir kârı yüksek şirket, halka gitmek için halka açılmaz. Kaynak maliyetini düşürmek, riski dağıtmak, oluşan değer artışını vergisiz realize etmek, primli pay senedi çıkararak, yatırılan sermayeyi geri almak, şirketi fiilen sermaye yatırmadan yönetmek gibi güdülerle halka açılır. Borsa ünlü ekonomist Keynes’in ifadesiyle “casino”da (kumarhanede) sıfır toplamlı, katma değer yaratmayan bir oyun oynanır. Oyuncuların beklentisi, değer artışı, havadan inme kârdır. Casinoda makine kolu, kâğıt çekilirken, zar atılırken, belli numaralara para yatırırken alınan beklentidir. Borsa oyuncularına, onurlandırmak için yatırımcı deniyor. İktisatta yatırım, reel anlamda mal ve hizmet üretmek, katma değer yaratmak amacıyla kaynak özgülenmesidir. Oyuncular, yatırımcı değil, spekülatördür. 1929 büyük krizi ABD’de borsada panikle başlamış, bankalar batmış, bulaşma etkisiyle tüm ekonomiye yayılmış, ABD milli gelirinin üçte birini yitirmiştir.
Kripto varlıklar, para ve menkul kıymet değildir, belli bir reel karşılığı da yoktur. Oyunda birileri kazanırken katılımcıların büyük bölümü de kayba uğrar.
Teknolojik gelişmelerin de çevre kirlenmesi, iklim krizi, dışsal maliyeti olup katkısı sınırlıdır. Albert Einstein’ın bir öngörüsü, “Korkarım ki bir gün teknoloji insan iletişiminin ve yakınlaşmasının önüne geçecek ve aptal bir nesil ortaya çıkacaktır”. Aptallığın etkileri konusunda araştırmalar, tezler yaygınlaşıyor, sorun gerçekten aptallık ise çözümü iktisatçılar değil, eğitimciler, psikologlar sağlayabilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
Üşümezsoy ve Şengör arasındaki 'deprem' kavgası büyüyor
-
AYM Başkanı: Hassas teraziler bir gün kurulacak
-
4.3 büyüklüğünde deprem panik yarattı
-
'Cumhurbaşkanının bıyık takıntısı var...'
-
'Çok çekinilecek bir durumla...'
-
Kütahya'da bir deprem daha!
-
'Diplomasız Erdoğan' sloganı atan 5 genç için karar
-
Dev teknoloji şirketinin yeni adresi belli oldu
-
'1 Mayıs' ve 'Ümit Özdağ' kararını açıkladı!
-
Bülent Uygun'un kızı yaşamını yitirdi