Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Doğru mu Samet?'Karkamış Höyüğü

12 Ekim 2012 Cuma
\n\n\n

İÖ 2. bin yılın çoktanrılı dönemlerinde yaşayıp tektanrılı inancın öncüsü olan Urfalı hemşerimiz Hazreti İbrahimin o tarihlerdeki adı Abraham idi. Dilimize İbrahim olarak geçti. Yahudiler ona Avram dediler. \n

\n

ABD başkanlarından Abraham Lincoln de en azından 4 bin yıldır süregelen bu adı taşır. Günümüzde Urfalıların çok kullandıkları bir addır. Türkücü İbrahim Tatlıses de onlardan biridir. İbrahim ABDde doğsaydı belki adı Abraham Sveetvoice olacaktı!\n

\n

Yabancıların Spaindediği ülkeye bizim dil kurallarının gereği başına İekleyerek İspanyayapmışız. Abrahamın oğlu Samuel de dilimize İsmail diye geçmiş.\n

\n

Öteki peygamberlere göz atalım: Moses günümüzde Türk erkeklerinde Musa; Josef, Yahudilerde Yasef, Türklerde Yusuf diye sürerken Ionas da Yunus; Jacop da Yakup olarak tescillenmedi mi? Yakupun küçük oğlu Benjamin bizde Bünyamin, baş melek Mikael, Batıda Michael, biz de Mikail-Mihael değil mi?\n

\n

Adını Hıristiyansözcüğü ile bir dine veren Hristos günümüzde yabancılarda Kris-Christ olurken bizde İsa denilmiş. Şimdi kalkıp da Samsun Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürkün mantığı ile İsa, İbrahim, İsmail adlarını taşıyan Müslüman Türk erkeklerine gâvurmu diyeceğiz?\n

\n

Müftügibi dinsel unvanından ayrıca Yrd. Doç. Dr.gibi bilimsel bir unvanı da bulunan Öztürk ne diyor? Aileler ismin Kuranda geçmesine önem gösteriyor. Ancak Kuranda geçen her ismin çocuğa verilmesi uygun değildir.”\n

\n

Abrahamın bir eşinin adı Sara idi. Bu ad yabancılarda Sarah olarak sürerken dilimize Sera ya da Esra olarak yerleşmiştir. İsmailin annesinin adı da Hacer idi Bu ad hâlâ günümüzde kadınlarımızda kullanılmıyor mu? İsanın annesinin adı Miram-Mary iken bizde Meryem olmadı mı?\n

\n

İÖ 8. yyda yaşamış İzmirli hemşerimiz Homeros, Homer, Omar ve Ömere doğru bir evrim geçirirken Aleksander denilen ünlü Makedon komutan dilimizde İskender olarak yaşıyor. Aleksanderın kısa adı Aleks olarak ünlü Fenerbahçeli futbolcu Aleks De Souza, da yaşıyor. Bereket, İskenderin başındaki İharfini atıp Türk erkeklerine kısaca Sken denilmemiş! Yoksa müftü topa tutardı!\n

\n

Adlar konusunda en ilginç yakıştırmayı Yunan dostlar yaparlar. Adnan Menderesi Yunan kökenli olduğu için idam ettiniz derler! Antuan-Anthony adlarından hareketle, Yunanca Andonis sözcüğünde iki harfin yer değiştirmesi ile oluşan Adnan adına ulaşırlar. \n

\n

Yunanca kıvrım anlamına gelen meander sözcüğünden adlarını alan Egenin iki ünlü nehri Meandros dilimizde Menderes olmakla kalmamış, Aydın doğumlu Başbakana da soyadı olmuştu. Yunanlara göre o Adnan Menderes değil Andonis Meandros imiş!\n

\n

Fransızca sibelsözcüğü güzelanlamında olmakla birlikte, Anadolunun ana tanrıçası Kibeleden gelir. Romalılar, Sivrihisardaki Pessinus kentine düşünce Kibele Tapınağına konulup tıpkı Mekkede tapılan göktaşlarının dinselliğinden etkilenmişler. Romaya götürdükleri bu taşlar için bir tepede Kibele Tapınağı yapmakla kalmamışlar, Anadolunun Kibele inancını da Avrupaya yaymışlar. \n

\n

Eski Yunan harfleri ile başta cyazılıp kolarak okunan Kibele, Fransızcada sdiye okunduğu için Sibele dönüşmüş. Fransada olduğu gibi Türkiyede de pek çok kadının adı Sibeldir.\n

\n

Müftü, Sanem adının putolduğunu söylerken güzel kimsesözcüğünü dışlıyor. Arapça bilen müftüye bir örnek de biz verelim: Sanem-i mahlika (ay yüzlü güzel)”…\n

\n

Asiye sözcüğüneasi-yeden hareketle Allaha isyan eden kadın derken, bu adın Musayı Nilden çıkarıp büyüten Mısır firavununun eşinin adı olduğunu da göz ardı ediyor.\n

\n

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de haklı olarak müftü hakkında Doğrusu kastını aşan ciddi bir yanlış anlama ile karşı karşıyayızdeğerlendirmesini yapıyor. \n

\n

Müftü, Samet adı için de hiç kimseye muhtaç olmayanderken pek yüksek, ulu, ezeli ve ebedianlamlarına değinmiyor. Biz de Fenerbahçeden istifa eden Aleksin (Skenin) çevirmeni Samet Güzele soralım: Doğru mu Samet, söyle…”\n

\n

\n\n\n\n\n

9 Ekim Salı günkü yazım şöyle bitiyordu: Geçen gün Hıncal Uluçun yazdığı gibi Türkiye çıkışlı bu tür kültür olaylarını yabancı basından öğrenmek yerine, yabancı basına bizim kaynak olmamız daha doğru olmaz mı?”\n

\n

Yazımın yayımlandığı gün barut kokan, ölümlere, yüz bin kişinin zorla göçüne sahne olan Türkiye-Suriye sınırında uluslararası kültürel alanda önemli bir tanıtımtoplantısı vardı.\n

\n

Yıllardır mayınlarla örtülü bu sınırın 55 hektarı Gaziantep ilimizde, 35 hektarı da Suriyede kalan bir höyükte yapılan arkeolojik kazılar basına tanıtıldı. Karkamış Höyüğünün Türkiye tarafı yıllardır mayınlı olduğu için yasak bölge idi. Arkeologlar höyüğü görebilmek için Suriyeden tırmanıyorlardı.\n

\n

Tayyip ile Beşşarın kankalıkgünlerinde mayınların temizlenmesine karar verildi. Uygulamada bazı mayınlar istemeyerek patlatılırken 5 bin yıllık tarihe zarar verildiği de oldu. Temizlik bitince İtalyan arkeoloji profesörü Nicola Marchettinin başkanlığında, İstanbul Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Hasan Pekerin yardımcılığında kazılara başlandı. Yörede, Suriyedeki iç savaşın olumsuz etkilerine karşın, arkeologlar bilimsel kazıları sürdürdüler.\n

\n

Yöre savaşlara pek yabancı değildir. İÖ 1274te Hitit Kralı Hattuşilinin 3 bin savaş aracı, 17 bin zırhlı askerinin karşısında Mısır Kralı 2. Ramsesin 2 bin savaş aracı, 20 bin askeri savaşmıştı. Günümüz deyimiyle karşılaşma 1-1 bitti. Tarihin ilk yazılı barış anlaşması Kadeş bu yörede imzalandı. Anlaşmanın çivi yazılı tableti İstanbul Arkeoloji Müzelerindedir. Türkiyenin hediye ettiği anlaşmanın bakırdan büyük kopyası, BM Güvenlik Kurulunun önünde asılıdır.\n

\n

19. yy sonunda İngiliz Konsolosu Patrick Hendersonun British Müzesi adına başlattığı kazıları yüzbaşı rütbesine sahip, ünlü casus Arabistanlı Lavrence 20. yy başında bazı İngiliz arkeologlarla birlikte yürütmüştü. Ünlü casusun gazla çalışan motosikleti Gaziantep müzesinden İstanbuldaki Koç Müzesine taşındı.\n

\n

O günlerde gün ışığına çıkarılan Geç Hitit Döneminin anıtsal taş kabartmaları ise Ankarada Anadolu Medeniyetler Müzesinin orta salonunda sergileniyor.\n

\n

Böylesine önemli olaylara tanık olan Karkamıştaki toplantıya her zamanki gibi basınımız gereken ilgiyi göstermedi. Merak etmeyin, yakında yabancı basında çıkan haberler Türk okurlarına sunulur!\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları