Özdemir İnce

Bir amok koşucusu sanki...

15 Mayıs 2020 Cuma

“Amok hastalığı, özellikle Orta Asya’da ve Malezya’da daha yaygın şekilde görülen bir tür psikiyatrik hastalıktır. Bugüne kadar tespit edilmiş olan psikiyatrik hastalıklara oranla çok daha nadir olarak görülen bu hastalık, kişilerde saldırganlığa neden olur ve ölüme neden olabilecek kadar ciddi boyutlara ulaşabilir. Hastalığın daha yaygın olarak görüldüğü Malezya’da halk dilinde daha kaba bir tabirle öldürücü çılgınlık anlamına gelen ‘Mengamok’ veya dünya çapındaki adıyla ‘Running Amok’ şeklinde de ifade edilir. Hastalık genellikle ani olarak gelişir ve bireyde istemsiz hareketler, şuur kaybı, saldırgan tavırlar gibi olumsuzluklara yol açabilir. Bu tür semptomlarla birlikte hem hastanın kendisi hem de çevresindeki bireyler yaşamsal tehdit altına girebilirler. (...)” *

***

Edebiyatta “abartı” (mübalağa, exagération) adı verilen bir yazma tarzı vardır. Bir şeyi daha iyi anlatmak için kullanılır. AKP, boks deyimiyle nakavt olmak üzere, başı kesilmiş horoz gibi debelenmekte. Koronavirüs salgınında maske dağıtımı yapmayı bile beceremeyen partinin başkanı, sahibi olmadığı, müşteri ayarlı bir hastanenin çeyrek bölümünü açarken havalarda uçuyor. Köprü ve tünel tarzı yaptırılmış bir hastane...gösteriş ve para tuzağı.

***

Bir okurdan 19 Nisan günü yayımlanan “Aman Gelme” yazımı destekleyen bir ileti geldi. Okur, Bodrum’la ilgili olarak şöyle yazıyor:

“Bu arada Konacık, Ortakent mevkiinde inşaatına 2017 senesinde başlanan 55 bin metrekare üzerine kurulu 150 yataklı yeni Bodrum Devlet Hastanesi inşaatı, bilinmeyen nedenlerle durdu. İhale bedeli 41 milyon 850 bin liraydı. Son halinin fotoğraflarını ek olarak paylaşıyorum.”

Anladığım kadarıyla Bodrum hastanesi, hasta garantili kaymaklı kadayıf değil. Devlet bütçesiyle yaptırılan avantası az, epeyce mazbut bir inşaat.

***

AKP’nin Saray hükümetinin “sıfır” notlu hal ve gidişini “Koronaya karşı mücadeleye karşı mücadele” (21 Nisan 2020) adlı yazımda tasvir etmiştim. Başta CHP, HDP ve İYİ Parti belediyeleri olmak üzere hükümetin muhalefet belediyelerine karşı düşmanca siyaseti ancak amoklu bir kafanın ürünü olabilir. AKP, sadece belediyeleri değil aynı şekilde kendine oy vermiş yoksul halkı da cezalandırıyor. Kendi seçmenlerini cezalandıran bir parti ondan artık umudu kesmiş olmalı. Burada duralım ve düşünelim: AKP, önümüzdeki yıllarda yapılacak her türlü seçimden umudu kestiğine göre hesabı ne? Adı olup içeriği belli olmayan 2023 hedefi mi? Demokrasiyi ve Cumhuriyeti boğazlayacak çok karanlık bir hedef mi?!

***

AKP’nin seçimden vazgeçtiğini kanıtlamak için 20 Nisan 2020 tarihli Sözcü gazetesinin birinci sayfasından yararlanacağım:

“Bu sıkıntılı günlerde siyaset ve oy hesabı yapmayın; CHP’li ne yaparsa yasak, AKP’li ne yaparsa serbest. İktidar virüs önlemlerinin başladığı günden beri CHP’li belediyelerin halka yardımlarını çekemiyor. Engelliyor. AKP’li belediyelere ise ses çıkarmıyor.”

Aynen böyle: AKP amoklu bir kafayla siyaset yapıyor. Bu kafayla giderse Cumhurbaşkanlığı, genel ve yerel seçimleri kazanma ihtimali yok. Demek ki bilmediğimiz bir hesabı var.

“Mersin: CHP’li belediyeye ekmek dağıttırmıyorlar. Kayseri: AKP’li belediye ekmek dağıtabiliyor.”

“İstanbul: CHP’li belediyenin yardımını engelliyorlar. Balıkesir: AKP’li belediye koli koli yardım dağıtıyor.”

Amigo televizyon kanalları haber vermeseler de TELE1, Halk TV gibi televizyon kanalları haber yapıyorlar. Bundan dolayı da izleyicileri artıyor.

Havuz gazeteleri yazmasalar da Cumhuriyet, Sözcü, BirGün, Evrensel gibi gazeteler var.

Sosyal medya var.

Ve asıl önemlisi halkın gören gözleri var. Koş amok koşucusu koş!!!!!!!!!!

“AKP, yardım etmeyi bu kez ‘Paralel Yapı’ saydı. AKP’li Mahir Ünal, CHP belediyelerinin yardım çabasını ‘Ayrı baş çekmek’ diye niteledi. ‘Bunun devletteki karşılığı paralel yapıdır’ dedi.”

Bu adamlar Türkçeyi, deyimleri ve kavramları hep yanlış kullanırlar. Devlet içindeki paralel yapıları (ordu, polis, güvenlik vb.) her zaman iktidarlar kurar. İran’daki Devrim Muhafızları bir paralel ordudur. 12 Mart ve 12 Eylül’deki ülkücüler paralel polis gibiydi. FETÖ kendi paralel devletini AKP ile aile hayatı yaşarken kurdu. Yani muhalefetin belediyeleri halka hizmetlerini Saray nam ve hesabına mı yapacaklardı? Arsızlık dediğin bu aymazlığın yanında masum kalır vallahi.

* Vikipedi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları