Özdemir İnce

Bilimin dine, dinin bilime ihtiyacı yok (4)

30 Temmuz 2024 Salı

“Yapılan bilimsel gözlemler ile Güneş’in sabit durmadığı, aksine hareket ettiği ve Dünya’nın da hareket eden Güneş’in etrafında döndüğü anlaşıldı.

Ayetlerden de açık bir biçimde görüldüğü gibi bu devrimsel keşfe bu gerçeğin fark edilmesinden çok önce Kuran’da dikkat çekilmiştir. Bilim tarihindeki Güneş’in Dünya etrafında döngü yaptığı fikri de Güneş’in hareketsiz bir şekilde durduğu fikri de bilimin verileri tarafından çürütülmüştür.

Yasin suresinin 38. ayeti ise Güneş’in bir hedefe doğru akıp gittiğini söyleyerek doğru modeli ortaya koymuştur. Dolayısıyla Kuran, birçok konuda olduğu gibi Güneş’in hareketini de doğru şekilde açıklayan bilinen ilk kaynaktır.” 1

Gene aynı terane: İki ayetin anlamıyla Emre Dorman’ın yorumunun ne ilgisi, ne ilişkisi var? Uyduruyor! Güneş doğudan doğup batıdan battığı için onun hareket ettiğini (akıp gittiğini) milyonlarca yıldır insanlar görmektedir. Hareket dünyanın dönmesinden mi kaynaklanmaktadır? O başka! Bu hareketi gören ve arabayı keşfetmiş (ilk) insanlar ona “Göğün arabası” adını vermişlerdir. Ve ben de çok gençlik şiirlerimden birinde “Göründü göğün arabası” demişimdir. Kuran (Yasin 38): “Güneş bir hedefe doğru akıp gitmektedir” derken “dünya merkezli” bilgiye uygun olarak doğudan batıya yapılan gündelik yolculuğa işaret etmektedir. Gerisi boş laf! Hurafe üretimi!

***

EVRENİN OLUŞUMU2

İnternette evrenin oluşumuyla ilgili, Kuran’ı referans alan yüzlerce yorum var. Bunların tamamı Kuran’a bütün zamanları (gelecek dahil) kapsayan bir ilim kitabı muamelesi yapıyor. Bunlardan, Bülent Pakman-Pakman World sitesinden iki örnek alıyorum:

Evrenin oluşumuyla ilgili bazı Kuran ayetleri:

“[Allah] Gökleri ve yeri yoktan yaratıp donatandır!... Her şeyi yaratandır ve her şeyi en iyi şekilde bilendir!” (Enam 101)]

Yorumcu Pakman, “Gök (sema) kelimesi Kuran’ın pek çok yerinde uzay ve evren anlamında kullanılır” diyor. Ama neden? Kuran Arapçasında “uzay” ve “evren” anlamına gelen sözcükler yok mu? Pakman da Dr. Emre Dorman gibi uydurmacılık yapıyor. Allah, en azından Arapça “kâinat” ve “feza” sözcüklerini ve eşanlamlılarını bilmiyor mu?

[“O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk.” (Enbiya 30)]

[Ayette göklerin yerin birbiriyle bitişik yani “ratk” durumunda olduğundan bahsediliyor. Ardından bu ikisi “fatk” fiili ile ayrılıyorlar. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkıyor. Gerçekten de Bing Bang’in ilk anını hatırladığımızda, tek bir noktanın evrenin tüm maddesini içerdiğini görüyoruz. Yani her şey hatta henüz yaratılmamış olan “gökler ve yer” bile bu noktanın içinde “ratk” halindeler. Ardından bu nokta şiddetle patlıyor ve bu yolla maddeler “fatk” oluyorlar. (Bülent Pakman-Pakman World)]

Allah, “O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık” diyor.

Allah, yer ve gökleri ayırdı ise bu, yer ve gökler kendisinden önce de vardı demek olmuyor mu? Bence oluyor. Kendisi yarattı ise ayıracağı iki şeyi neden bitişik yarattı? Hikmetinde sual olunmaz mı? Siz Kuran’ı bilim kitabı yaparsanız, birisi çıkıp benim sorduğum bu soruyu sorar. Bu kafayla, kaynayan suyun fokurdamasından da Bing Bang çıkartılabilir.

Tevrat’ın “Dünyanın Yaratılışı” bölümünde, Allah’ın, yaratılışın üçüncü gününde kara ve denizleri yarattığını yazar. Tanrı, büyük deniz canavarlarını ve öteki deniz canlılarını ise beşinci gün yaratmıştır. Tevrat yazdığına ve Kuran bunu kabul ettiğine göre zaar öyledir. Ama bizler şöyle bir soru sorabiliriz: Beşinci gün yaratılan deniz canlılarının fosilleri nasıl olup da üçüncü gün yaratılan dağların katmanlarında bulunuyor şimdiki zamanda?

Bir başka sorun daha var: “Herkese Bilim ve Teknoloji” dergisinin 60. sayısında (19 Mayıs 2017) yayımlanan bir yazıya göre Güney Afrika’da bir mağarada bulunan insan fosillerine dayanarak “Homo Naledi” adı verilen en yakın atamız 200 bin yıl önce yaşamış. İlk ata sayılan Luci Ana’dan da yaşlı bu fosiller. “Neo” adı verilen Naledi iskeleti şimdiye kadar bulunmuş en eski insan iskeletiymiş... Çok güzel! Evrimin bir kanıtı. Soru şu: İlk yaratılan Âdem ve Havva, 2017 yılında yaşayan insanlara benziyorsa 200 bin yıl ve daha önce yaşamış ve bize benzeyen insanın fosili neden bulunamıyor da “Homo Naledi”nin iskeleti bulunuyor.

***

[1] Yrd. Doç. Dr. Emre Dorman, Hürriyet, 28 Mayıs 2017.

[2] Bülent Pakman-Pakman World.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kürt sorunu muamması 15 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları