Özdemir İnce

Aile Mezarı ve berisi

06 Ekim 2020 Salı

Herkül Millas 1962 yılında atletizmde 100 metre Türkiye şampiyonu idi.. 2016 ve 2019 yıllarında ise ihtiyarlar arasında 100 metre ve yüksek atlamada Yunanistan birincisi oldu.

1940 yılında Ankara’da doğdu. İlkokulu Feriköy Rum İlkokulu’nda; orta, lise ve üniversiteyi Robert Kolej’de (Boğaziçi Üniversitesi) okudu ve inşaat mühendisi oldu. Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu. Askerliğini çavuş rütbesiyle yaptı. 12 Mart 1971 darbesinden sonra Yunanistan’a göçtü.

***

1978 yılında Demir Özlü aracılığıyla Atina’da tanıştık. Ben Ritsos’un peşindeydim; o Kavafis ve Seferis’in ham çevirisini yapmıştı. Emeklerimizi birleştirdik, üç şair üzerine yıllarca çalıştık ve Kavafis ile Seferis’in bütün şiirlerini Türkçeye kazandırdık. Bu arada Ritsos’tan da birkaç kitap çevirdik. Ben olmasaydım Herkül kendi çevirilerini yayımlayabilirdi. Ortaklığımızda onun emeği çok daha büyüktür. Gene çekinmeden yazabilirim: Kavafis, Seferis ve Ritsos’tan yaptığımız çeviriler dünyanın en iyi çevirileridir.

***

Herkül Millas’ın Ocak 2020’de Aile Mezarı (Doğan Kitap) adlı yazınsal bağlamda müthiş bir romanı yayımlandı. Kutlarım, gönendim. Kitabın kapağına ve künye sayfasına baktım çevirmen adı yok. Türkçe yazmış. Yandı ki yandı. İlkin romanının baş kahramanı İliç (Lenin’in İliç’i) lakaplı Adonis bozulacak bu işe. Kitabı Türkçe yazdığı için, Türk dilinin ve edebiyatının hapishanesine girdiği için. Bir de “Türkçe Edebiyat” zırvasını kullanan budalalar bozulacak bu işe.

***

Evrensel teamüllere (geleneklere) ve kurallara göre bir “yazar”ın yazar kimliğini yazdığı dil saptar. Konuştuğu dil saptamaz; ırkı ve etnisitesi saptamaz. Genetik bilimine göre ırk ve etnisite diye bir şey yoktur; varsayımsaldır (farazidir). Gen test sonuçlarına göre kendini yüzde yüz Türk sanan biri yüzde 40 Grek çıkabilir. Bunun tersi de kesinlikle olabilir. Günümüzün her insanı bir genler harmanıdır ve en azından 10-15 gen kaynağı vardır.

Bir vatandaşın aidiyetini kimlik belgesi ve pasaportu gösterir. Lakin bir yazar için kimlik belgesi ve pasaportu onun yazdığı dildir. Herkül Millas türkofon edebiyata da girmez. O ve ben, çağdaş Türk edebiyatının üyeleriyiz, yazarlarıyız. Kendisi de böyle düşünüyor. Anlayana!

***

Evrensel kural ve gelenekleri doğrulayan ve beni haklı çıkarkan bir başka örnek var: Bir Nefes Gibi romanı Can Yayınları (Temmuz 2020) tarafından yayımlanan Ferzan Özpetek. Bu romanı Neval Barlas İtalyancadan Türkçeye çevirmiş. Buna göre, Türk (Türkiye) kökenli Ferzan Özpetek hem İtalyan ve İtalyan edebiyatı yazarıdır, hemi de film yönetmenidir. İstedikleri kadar Türk, İtalyan ve uluslararası yargıya gitsin bizim budalalar, sonuç değişmez. Ferzan Özpetek İtalyanca yazmasının nedenlerini açıklıyormuş, açıklamalar beni ilgilendirmez. Yazınsal açıdan çok hafif romanını epeyce başarılı çeviriden okuyorum.

***

Herkül Millas’ın kaç okka çektiğini elbette çok iyi bilirim. Karısı Evi’yi, iki oğlunu bilirim. Torunlarını henüz görmedim. 6-7 Eylül fetih seferinin barbarlarından kurtulan ve yıllar sonra Atina’da bana hediye edilen kumaşla kendime ceket diktirdiğimi de siz bilin.

***

Herkül Millas romanının anafikrini tartışmıyor, romanın kahramanlarını da tartıştırmıyor. Okullarda öğrendiğimiz gibi her romanın gizli ya da açık bir anafikri vardır. Bu anafikir romanda tartışılırsa, bu türden romanlara güdümlü (angaje) roman denirdi. Şimdi “savgüden” deniliyor.

Herkül Millas’ın kitabı böyle bir roman değil. Romanın sorunsalı “vatan” kavramı; “anavatan” da değil. Vatan nedir, ne değildir? Roman kahramanlarının konuşmalarından (tartışmalarından değil) çıkardığım sonuç: “Vatan insanın karnın doyduğu yer” değildir. Bunu kesinlikle anladım.

***

Tanımı belirsiz ve epeyce karışık vatan kavramını aydınlar, elitler arasında değil, sıradan olduğu kabul edilebilir roman kahramanları tartışıyor. Bir bakıma soyut olan kavram epeyce somutlaşmış gibi oluyor ama bereket versin “vatan karnının doyduğu yerdir” bezirgânlığına varmıyor. Ancak, doğduğu topraklardan kopmuş (kopartılmış), din ve dil birliğine kavuştuğu topraklarda ise kök salma duygusundan yoksun kalan “İliç” Adonis ortak aile mezarlığından bir vatan yaratmak istiyor ama bunun da önünde bir yığın saçmalıklar var…

***

İroni sanatı anlatı sanatının salçası, tuzu ve biberidir: Herkül’ün romanında usulüne uygun nispette var. Kitabı okurken tuhaf bir mutluluk hissettim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları