Örsan K. Öymen

Ulusal güvenlik

01 Mart 2021 Pazartesi

Dünyada her devlet, kendi ulusal güvenliğini korumakla yükümlüdür. Bugüne kadar, dünyadaki tüm sınırlar tüm devletlerin ortak kararıyla aynı anda ortadan kaldırılamadığına ve tek bir dünya devleti veya devletin var olmadığı bir düzen kurulamadığına göre, devletlerin, ulusal güvenliği korumak doğrultusunda önlem almaları doğaldır.

Yeter ki söz konusu önlemler, ulusun, yani milletin, yani halkın güvenliği için alınmış olsunlar. Devlet, ulusal güvenlik konusunda sadece bir araçtır. Amaç ulusun güvenliğini korumaktır. Devleti yönetenler, ulusun güvenliğini bir kenara bırakıp kendi oligarşik yapılarının güvenliğini korurlarsa, ulusal güvenliği sağlamış olmazlar. Ulusal güvenlik, ulusun egemenliğinden bağımsız olarak ele alınabilecek bir kavram değildir.

***

Bir devletin temel yapısını, o devletin anayasası belirler. Bir devletin anayasasını da halkın temsilcileri veya halk belirler. Türkiye Cumhuriyeti, üniter, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ulusun egemenliği, anayasa tarafından güvence altına alınmıştır.

Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin olmadığı bir yerde ancak diktatörlükten, monarşiden, teokrasiden, oligarşiden söz edilebilir. Böyle bir ülkede ulusal egemenlik olmaz. Ulusal egemenliğin olmadığı yerde de ulusal güvenliğin bir anlamı yoktur. AKP hükümeti ve onun destekçisi MHP, bu nedenle ulusal güvenliği, milli güvenliği sağlayabilecek siyasi partiler değillerdir. Çünkü AKP’nin kendisi ulusun egemenliğine inanmamaktadır. AKP, teokratik monarşik bir düzen kurmak peşindedir.

***

Türkiye Cumhuriyeti, din, mezhep ve etnik kimlik temelinde bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti, vatandaşlık bilinci ve hakkı temelinde kurulmuş; insan haklarına saygılı; düşünce, ifade, yayın, örgütlenme, toplanma ve gösteri yapma hakkının var olduğu; yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığının geçerli olduğu; üniter, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.

Bu nedenlerle, AKP iktidarından önce, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında, milli güvenliğe, yani ulusal güvenliğe yönelik iki temel iç tehdit sürekli bir biçimde vurgulanmıştır: Bunların birisi, etnik kimlikçi, Kürtçü, bölücü, ayrılıkçı örgütlenmelerdir; diğeri de cumhuriyet ve laiklik karşıtı, irticacı, dinci, İslamcı örgütlenmelerdir.

Bu iki örgütlenme, cumhuriyetin kuruluşundan beri bertaraf edilememiştir. Emperyalizm, cumhuriyeti yıkmayı amaçlayan ve ulusal güvenlik açısından büyük tehdit oluşturan bu örgütlenmeleri, geçmişten günümüze, her zaman desteklemiştir. Bu örgütlenmelerin hâlâ bertaraf edilememiş olmasının nedeni, emperyalist güçler ve onların ülke içindeki işbirlikçileridir.

Ulusal güvenliği tehdit eden bu iki unsurdan birisi, yani cumhuriyet ve laiklik karşıtı, irticacı, dinci, İslamcı örgütlenme, bugün Türkiye’de iktidardadır! O nedenle artık “Milli Güvenlik Kurulu” kararlarında, cumhuriyet ve laiklik karşıtı, irticacı, dinci, İslamcı örgütlenmeler, ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak ifade edilmemektedir! AKP öncesi Milli Güvenlik Kurulu kararlarının ne kadar haklı olduğu, o kararları eleştirenlerin nasıl yanıldığı, zaman içerisinde ortaya çıkmıştır.

***

2008 yılında Anayasa Mahkemesi de Türkiye’yi uyarmış, AKP’nin laiklik karşıtı odakların merkezi haline geldiğini tespit etmiş, iddianamede partinin anayasaya aykırı faaliyet içinde olmasından dolayı kapatılması istenmiş, ancak bir oy farkla, partinin kapatılmaması kararı çıkmıştı.

O dönemde AKP’nin kapatılmasına karşı çıkanlar, demokrasinin demokrasiyi ortadan kaldırma hakkı olmadığını kavrayamayacak kadar akıl tutulması yaşayanlar, dünyanın her demokratik ülkesinde, demokrasi ve anayasa karşıtı siyasi partilerin varlığına izin verilmediğini bilmeyecek kadar cahil olanlar, tarihin çöp sepetindeki yerlerini şimdiden aldılar.

***

Özetle, kendisi bir ulusal güvenlik sorunu olan, ayrıca geçmişte terör örgütü PKK ile müzakereler yürüten, iktidarını korumak amacıyla, işine geldiği zaman HDP ile, işine geldiği zaman MHP ile işbirliği yapan AKP’nin, ulusal güvenlik kaygısıyla HDP’yi kapatmak istediğine, kargalar bile güler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğan, Hamas ve CHP 22 Nisan 2024
İsrail-İran savaşı 15 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları