AKP, 19 yıldır iktidarda olan, HDP de 9 yıldır var olan bir siyasi partidir. Ancak nasıl oluyorsa AKP, HDP’nin terör örgütü PKK ile ilişkili olduğunu 2021 yılında keşfederek ortağı MHP ile birlikte HDP’nin kapatılmasının yolunu açtı!

AKP, HDP ile birlikte sözde “çözüm sürecini” yürütürken HDP’nin terör örgütü PKK ile ilişkileri yok muydu? O dönemde, devletin güvenlik ve istihbarat yetkilileriyle birlikte, terör örgütü PKK ile görüşmeleri yürüten ve AKP hükümetine PKK’nin mesajlarını ileten HDP değil miydi? HDP, AKP’nin talebi üzerine, hükümet ile PKK arasında arabuluculuk yapmıyor muydu? Bazı HDP milletvekilleri, o yıllarda da PKK’ye sempatiyle yaklaşan açıklamalar yapmıyorlar mıydı? Bazı AKP’liler de PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’a övgü içeren açıklamalar yapmıyorlar mıydı?

Daha iki yıl önce, AKP hükümeti, belediye seçimlerinden önce, Öcalan’ın HDP tabanına yönelik seçimi boykot çağrısını içeren mektubunun postacılığını yapmıyor muydu? Hatta Erdoğan’ın kendisi televizyonda, Öcalan’ın seçimi boykot çağrısını seçmene duyurmuyor muydu? PKK üyesi Osman Öcalan, devletin televizyonu TRT’de, CHP’nin ve İYİ Parti’nin aleyhinde seçim propagandası yapmıyor muydu?

***

O zaman AKP neden bir anda, HDP’nin kapatılmasını savunur hale gelmiştir? Çünkü HDP’nin kapatılmasının amacı ulusal güvenliği sağlamak değil, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarda kalmasını sağlamaktır! Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş neden hapisteyse, HDP de o nedenle kapatılmaya çalışılmaktadır. Demirtaş, Erdoğan’a, “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için hapishaneye atılmıştır, HDP de bir sonraki seçimde Erdoğan’ın kaybetmesini sağlayacak kilit parti olduğu için, kapatılmaya çalışılmaktadır! Demirtaş’ın da açıkladığı gibi, cumhuriyet tarihinde ilk defa, bir siyasi partinin seçim kazanabilmesi için, bir başka siyasi parti kapatılmak istenmektedir. AKP ve MHP, HDP’yi kapatarak, HDP seçmeninin bir kısmının seçimleri boykot ederek sandığa gitmeyeceğini ve muhalefetin ortak adayına oy vermeyeceğini varsaymaktadır.

AKP’nin görünen gerekçesiyle, gerçek gerekçesi bağdaşmamaktadır. Gerçek gerekçe, hukuk üzerinden kılıf uydurularak gizlenmektedir. AKP, anayasa, hukuk ve özgür seçim ortamı üzerinden değil, kurnazlık, ikiyüzlülük ve baskı üzerinden iktidarını korumaya çalışmaktadır.

***

Öte yanda HDP’nin, terör örgütü PKK ile arasındaki ilişkileri ortadan kaldırması, PKK’nin terör eylemlerini düzenli bir biçimde kınaması, PKK’yi bir terör örgütü olarak resmen ve açıkça ilan etmesi, PKK’yi savunan açıklamalar yapmayı bırakması, Türkiye’nin anayasada ifade edilen üniter yapısını tanıması ve Kürtler için bağımsızlık, federasyon, özerklik gibi hedeflerden vazgeçtiğini açıklaması, Kürtlerin asimilasyona ve ayrımcılığa uğramasıyla ilgili sorunları siyasal mücadeleyle çözmeye odaklanması, sadece etnik kimlik üzerinden değil, Türkiye’nin bütün sorunları üzerinden siyaset yapmaya başlaması, mutlak bir zorunluluktur.

Demokratik ülkelerde, anayasal demokratik düzeni yıkmaya yönelik eylemlerde bulunan siyasi partilerin, demokratik düzeni korumak için kapatılması doğrudur. Çünkü demokrasi, demokrasiyi ortadan kaldırmak hakkı değildir. Demokrasi, şiddeti ve terörü savunmak hakkı da değildir. Almanya’da Nazi partisi bu nedenle kapatılmıştır. İspanya’da Herri Batasuna partisi bu nedenle kapatılmıştır ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kapatma kararını hukuka aykırı bulmamıştır.

***

Ancak aynı nedenler, AKP’nin de kapatılmasını gerektirmektedir. AKP’nin, MHP’nin ve VP’nin, HDP’nin kapatılması gerektiğini savunurken AKP’nin kapatılması gerektiğine karşı çıkmaları, büyük bir tutarsızlık ve çifte standarttır.

AKP’nin anayasada ifade bulan demokratik, laik, hukuk devletini ortadan kaldırdığı, anayasal düzeni yıkarak sivil darbe yaptığı, anayasanın 2., 6., 7., 8., 9., 11., 14., 24., 25., 26., 28., 34., 138. ve 148. maddelerini defalarca ihlal ettiği, gün gibi ortadadır. HDP’nin kapatılmasını savunanlar, AKP’nin de kapatılmasını savunmuyorlarsa hukuken de ahlaken de samimi olamazlar.