Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türeci ve Şahin’e ödül neden verilmedi?

03 Ekim 2023 Salı

Devrim niteliğindeki büyük buluşa en büyük ödül

Yazılmayı hak eden bir ödül. Devrim niteliğindeki mRNA aşısının gerçekleştirilmesine yol açan temel bilimsel buluşu gerçekleştiren iki bilimciye, Katalin Karikó ve Drew Weissman’a Nobel Tıp /Fizyoloji ödülü verildi.

Dikkat ederseniz Nobel, bu teknolojiyi/yöntemi kullanarak ilk aşıyı üreten Türk kökenli iki bilim insanı Uğur Şahin ve Özlem Türeci’ye verilmedi. Çünkü önemli olan mRNA teknolojisini bulmaktı. Bu teknoloji olmasaydı, mRNA aşısı gerçekleştirilemezdi.

Bu konuda iki yıl önce, 2021 Tıp Nobeli’nin mRNA aşısına neden verilmediği tartışma konusu olmuştu. Çok erken demiştim, çünkü aşı kendini kanıtlamalıydı ve henüz 1.5 yıl olmuştu... “Nobel Komitesi’nin ise acelesi yok. Komite, güncel davranmaya pek yanaşmıyor; çünkü verdikleri Nobeller bazen 30 yıl öncesinin çok önemli buluşları bile olabiliyor. Aziz Sancar ve Nobel’i paylaştığı diğer iki bilim insanının buluşları da Nobel aldıkları tarihten 20 yıl öncesine dayanıyor!

Türeci ve Şahin’i Nobel adayı gösterenler için de devamında şöyle yazmıştım:

Hemen “verilseydi, Nobelleri yakından izleyen bilim gazetecisi yönüme sürpriz olurdu... Hele BioNTech’in kurucuları, mRNA aşısının üreticileri ve bu yöntemle mesela bir çeşit deri kanserini iyileştirme çalışmalarında hayli ilerleyen, bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’ye verilmesi çok daha büyük sürpriz olurdu... Gelecek yıl ödül Katalin Karikó ve Drew Weissman’ın..

2022’de verilir diyordum ama bir yıl hata payıyla bu yıl gerçekleşti.

Önceki yazımın linki: www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/tip-nobeli-niye-asiya-tureci-ve-sahine-verilmedi-1875509

TEMEL BİLİM ÇOK ÖNEMLİ

Ödülü her zaman veya genellikle temel bilim araştırmaları alıyor.

mRNA (DNA’mızın protein üretilmesi talimatını ileten kısmı) teknolojisi üzerinde 30 yıl boyunca uğraşıldı.

Böyle çok temel, çığır açıcı buluşlara neden olacak konular üzerinde çok uzun çalışmalar yapıldığı bilinir.

mRNA ile hastalıklara karşı etkili aşı ve tedavi edici başka yöntemler geliştirilebileceği 30 yıl önceden görülmüş ancak laboratuvar deneyleri iyi sonuçlar vermemişti.

Önceki yazımdan: “Hikâye, birçok bilimsel keşfin yaşamı değiştiren yeniliklere dönüşme şeklini aydınlatıyor: Onlarca yıllık çıkmaz sokaklar, reddedilmeler ve potansiyel kârlar için verilen mücadeleler, aynı zamanda cömertlik, merak, şüphecilik ve inatçı ısrar...

Evet müthiş bir alınteri, uykusuz geceler ve sonuçta gelen başarı... İnsanlığa ne büyük hizmet!

Bilim olumsuz sonuçlardan hep öğrenir, nerede işlerin ters gittiğini arar bulur, bilim insanları ve taş üzerine taş koyarak gerçeği yakalar.

Bu teknoloji ile üretilen aşının önemi, eski klasik aşıya karşı, çok daha etkili ve hızlı bağışıklık sistemini hastalık etkenlerine karşı (COVID virüsü gibi) hızla harekete geçirmesi. Kilit konu bağışıklık sistemimizdir. Onu uygun şekilde uyarabilirseniz belki de savaşamayacağı hastalık etkeni olmayacaktır.

BÜYÜK BULUŞLAR BEKLİYORUZ

mRNA teknolojisi ile bilim olağanüstü yeni başarılara imza atmanın eşiğinde. İlk mRNA aşısını hızla geliştiren Türeci ve Uğur, deri kolon vb. gibi kanser türlerine karşı da mRNA aşıları üretiyor, bunların ilk denemelerini yapıyor. İngiltere’de ilk başarılı sonuçları almaya başladıklarını duyuyoruz.

Türeci ve Uğur’un bu teknoloji ile aşıyı çok hızlı geliştirmelerinin sırrı ise uzun zamandır mRNA üzerinde çalışıyor olmalarındandır. Pandemi çıkınca, tamam arkadaşlar hemen aşıya girişiyoruz dediler ve bir yıl sürmedi başarıya imza atmaları.

BİZİM AŞI?

Ne kadar geri olduğumuzu anlamanız için anımsatayım. COVID’e karşı klasik yöntemlerle aşı geliştirilmesi için 20 kadar üniversite, merkez vb. kolları sıvadı. TURKOVAC adı verilen bir aşı geliştirildiği açıklandı zar zor. Kimsenin klasik aşı kullanmadığı bir safhada... Kaç aşılanma oldu, bunların sonuçları üzerine bir bilgi ulaşmadı. İktidar birkaç Afrika ülkesine bu aşıları hediye diye götürdü. Oralarda kullanıldı mı, yoksa hediyedir koyalım bir kenara mı denildi, bilgimiz yok.

COVID, tıp bilimimizin yaratıcılığını teste tabi tuttu. Demek ki bu tür önemli olaylara bilimimiz hazır değil. Siyasal ve bilimsel kafalar hazır değil... Yarın olur mu bilemem...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları