Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tek parti çıkarı mı, ülke çıkarı mı? - 2

28 Temmuz 2022 Perşembe

İTALYA’YI FAŞİSTLER Mİ YÖNETECEK?

Nilgün Cerrahoğlu’nun alanına giremem. Umarım beni ayıplamaz! Ama derdimi anlatmak için İtalya örneğinden yola çıkacağım.

Draghi, koalisyonu oluşturan üç partinin güvenoyundan çekilmesi üzerine istifa etti. Kim bu üç parti? Şaibeli Berlusconi’nin Forza Italia’sı, sağcı Matteo Salvini Ligi ve Giuseppe Conte liderliğindeki popülist 5 Yıldız Hareketi.

Özellikle bu sonuncu parti hükümette yer aldıktan sonra kamuoyu yoklamalarında hızla oy kaybedince, hükümetin çökmesinde başrol oynadı.

İtalya’nın değil, partinin çıkarları! İtalyan gazetelerinde İtalya’ya ihanet edildi, manşetleri görüldü.

Eylülde seçim yapılacak.

Şu sırada merkez-soldaki Demokratik Parti ile faşist-faşist eğilimli İtalya’nın Kardeşleri partisi önde gözüküyor. Bu sonuncusu, Berlusconi ve Salvini ile ittifak eder ve destek alırsa, ki çok mümkün, İtalya faşist-yarı faşist güçlerin yönetimine girecek. Yorumcular bunlara post-faşist diyor. Mussolini’nin mirası ve taraftarları ile ilişki içindeler. “Meloni Kardeşler”, köklü genç işsizlikten ve sorunlardan beslendi. Meloni, Fransa’nın Marine Le Pen’i..

DEMOKRASİLERİN TEMEL DERDİ

 “Parti”, yani “bütünün parçası”, çoğulcu parlamenter sistem onlarca yüzlerce “parti”den oluşuyor.

Bunların hepsi ülkeyi en iyi kendilerinin yönetebileceği iddiasında. Bu amaca uygun hareket ederler. Parti çıkarı genellikle her şeyden önce gelir. “Ülke ne kazanır” değil, “biz ne kazanırız, bizi ne büyütür” öncelikleri.

Bunu tipik İtalya örneğinde yaşıyoruz.

Tabii bunun tersi de var. Tek parti olarak milletin çoğunluğunun desteğini alan da yozlaşır, diktatörleşir, iktidarını ebedileştirme çabasına girer, ülkeyi yer bitirir çökertir. Bizim de yaşadığımız olay bu.

Tunus’ta ise farklı bir gelişme oldu, Arap Baharı’nın ateşlendiği bu ülkede partiler, ülkeyi bataklıktan kurtaramadılar, hayal kırıklığı yarattılar. Tunus halkı, siyasi partiler ülkeyi yönetmekte başarısız olunca bu kez meclisi fesheden ve tek adamlığı güçlendiren Cumhurbaşkanı Kays Said’in anayasasına yüzde 94 oy verdi. Halkın birini indirdiği diğerini yükselttiği müthiş istikrarsızlık dünyaya damga vuruyor.

ALTILI MASA DERS ÇIKARMALI

 6’lı masa ise tek adam rejiminin ve artık giderek yozlaşan siyasi partinin ülkeyi sürüklediği bataktan kurtarmaya soyundu. Tunus ve İtalya örneklerini çok iyi izlemeliler ve dersler çıkarmalılar.

Ana bir programda uzlaşmak için çalışıyorlar. Bu çok değerli.

Parti çıkarı değil, ülke çıkarı ve geleceği için hepsi özveride bulunmak zorundalar.

İktidar, seçimlere doğru, kazanmak için ülkeyi, içinden çok daha zor kalkabileceği bir popülist ekonomik iflasa sürükleyecektir. Yani ülkenin zorlukları artacak. Uzun vadeli ciddi ve güven verici bir programla ülke düze çıkarılabilir. İki dönem sürecek büyük bir değişim hareketi düşünülmeli.

Umarım içlerinden bu süreci sabote edecek bir “hain” çıkmaz.

EĞİTİMİN İFLASI VE OKURLAR

Ergun Karamuk yazıyor: Eğitimin iflası üzerine yazıları ilgi ile okudum. İsviçre’de yaşayan 85 yaşında emekli inşaat mühendisiyim. Tayyip Erdoğan, üniversite sayısını 200’ün üzerine çıkarmakla övünüyor. Bunu ancak üniversite diploması olmayan, üniversitenin ne olduğunu bilmeyen biri yapabilir. 

İsviçre’de zorunlu eğitimi bitiren gençlerin ancak yüzde 20 kadarı liseye gider. Geri kalanı “çıraklık” diyebileceğimiz bir meslek eğitimi görür (apprenticeship). Gençler bir firmaya “çırak” olarak girer, az bir maaş alır, haftanın bir iki günü bir sanat mektebine gider ve üç sene sonra diploma alırlar. Mesela sekreter, mekanisyen, berber, desinatör, boyacı vs. gibi, ve rahat iş bulur. Fakat isterse, gereken sınavları vererek üniversiteye de gidebilir. Liseye giden gençlerin neredeyse yüzde 90 kadarı üniversiteye gider. Yani burada, lise üniversite bitirip boş gezen insana pek rastlanmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları