Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Teğmenler olayı: Yoksa amaç başka mı…

09 Eylül 2024 Pazartesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 gün aradan sonra teğmenleri şöyle hedef aldı: “O kılıçları kime çekiyorsunuz? Oradaki birkaç tane kendini bilmez de temizlenecek. Bunlar kaç kişi olursa olsun ordumuzda bulunması mümkün değildir. Bunların süratle temizlenmesi için adımlarımızı atacağız.”

İlk başta özellikle sınıflarının birincileri kadın teğmenleri övdü. Dahası, bize kadınları eve kapatıyorlar diyor ve eleştiriyorlardı, bakın gördünüz mü sınıflarının birincileri üç teğmen kızımız, biçiminde konuşmuştu.

Bu, AKP sözcüsü Ömer Çelik’in ilk açıklamalarıyla tutarlıydı.

Uzun bir suskunluktan ve en yakınlarıyla istişare ettikten çok sonra, tutum veya strateji değiştirdi.

Nedeni tartışılıyor.

Anlamaya çalışıyoruz.

İLK AKLA GELEN

Teğmenler hakkında söylediklerinden yola çıkarak, olayı siyasileştirmek ve zor durumdaki iktidarın tehdit altında olduğunu belirterek ekonomi gündemini başka bir platforma çekmek istiyor, oldu.

Ama olay çok yönlü, eğer salt bunu hedefliyorsa, kısa bir süre sonra olay iktidar aleyhine dönüşecektir.

Teğmenler Anadolu’nun her tarafından gelen, bir kısmı mutlaka AKP’ye oy veren ailelerden de gelmiştir.

Evlerde teğmenleri tanıyan binlerce kişi bu konuyu tartışıyordur.

TEĞMENLERİN YEMİNİNDE İKİ UNSUR

Birincisi Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demeleri. Bu milletin çoğunluğunca itiraz edilecek bir konu değildir. Atatürk’ü herkes benimser, sever, saygı duyar.

Türkiye’yi kuran ve emperyalistleri yenen bir kahraman ve kurucu babadır.

Sevmeyen, tarikatlar, din tüccarları, AKP’nin aklı havalarda, yeni bir Türkiye ve Kurucu kişi olarak Erdoğan’ı Ata’nın yerine geçirebileceklerini sanan hayalperestlerdir. Erdoğan’ı da buna inandırmışlardır. Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş dönemini “reklam arası” olarak nitelendiren siyasi salak takımı bile ortaya çıktı.

Teğmenlerin yeminlerinin ikincisi, anayasada yazılı, Türkiye’yi demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak savunacaklarını söylemeleridir.

Hepsi bu kadar.

NE DEMOKRATİK NE LAİK NE SOSYAL NE HUKUK

AKP ve yandaşları, tamam, Mustafa Kemal’in askerleriyiz, asla demezler.

Fakat konu sivil halk değil, genç askerlerdir. Bu doğaldır, askerlerin orduda kurucu başkomutan olarak Atatürk’ü manevi olarak örnek almaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünselliği açısından gereklidir.

AKP’yi rahatsız eden, sakın yeminlerinin ikinci bölümü, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine olan inançları olmasın?

Anayasa’nın ülkeyi tanımlayan bu maddesi hem AKP’yi rahatsız ediyor hem de bu maddenin uygulanmasında bütünüyle uyumsuz bir politika izliyor.

Ne demokratik ne sosyal ne laik ne hukuk; hepsi ağır hasar ve yara almış durumda.

Erdoğan ve arkadaşları şöyle düşünmüş olabilirler mi: Genç teğmenler, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini koruyacağız, diyerek aslında bizi eleştiriyorlar, uygulamalarımıza karşı çıkıyorlar.

ORDU SİYASİLEŞTİRİLİYOR

AKP orduyu aslında bizzat kendisi siyasileştiriyor.

Bizzat subay alımlarında çok sıkı bir eleme ve dikkat var.

Jandarma komutanları arasında siyasilerin ellerini öpenleri hatırlayın.

İktidara biat kültürü ile yetişmiş, el etek öpen bir ordu düşlüyorlar.

Fakat ordunun asker niteliği, salt vatan savunmasına odaklı yapısı ve kendi hiyerarşisi gibi engeller var!

Orduya çeşitli tarikatlarla bağlantılı subaylar için sesler çıkmıyor. FETÖ bağlantılarının büyük kanlı darbe girişimlerini unutuyoruz.

Fakat Mustafa Kemal’e, sosyal demokratik hukuk devletine bağlılıkları neden iktidarı rahatsız ediyor.

Yoksa bu yemin törenini salt gündemi değiştirmek için mi kullanıyorlar?

Sanmıyorum.

Gördüğüm AKP içinde stratejik düşüncenin izlerinin kalmamasıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları