Tanıdığım iyi bir bilimcimizden mesaj var: Gidiyorum Orhan bey... Nereye mi? Çin’e! Çin bilimde yer yer ABD’yi dünyayı geçen bilimsel başarıları ile göz kamaştırırken, iyi nitelikli bilimcilere de kapılarını açıyor.

Şüphesiz ki üzüldüm... Giden her bir gencimize, bilimcimize üzülmemek elde değil. Ama burada bu ülkede yaratıcılığını gerçekleştirebilecek bilimsel, demokratik, siyasal, maddi koşullardan umudunu kesmişse gidecektir.

Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü sürecinde geleceğe bakmak, geleceği inşa etmek demek, hamasi palavra dolu nutuklar atmak değil, geleceği nasıl neyle kimlerle kuracağımızı tartışmaktan geçiyor.

BEN TEK BİR NOKTADAYIM

Gelecek için gençlerin, nitelikli beyinlerin önünü açmak, önlerindeki engelleri kaldırmak... Ülke çapında fırsat eşitliği yaratarak nitelikli insanların en yüksek noktaya ulaşmasının koşullarını yaratmak. Hiçbir nitelik heba olmadan. Bilimde, sanatta, sporda her alanda!

Çünkü ülkenin en büyük zenginliğini nitelikli insanların yaratacakları ve ülkeye katabileceklerinin toplamı oluşturuyor. Refahın adı yolu yordamı budur.

AKP 20 yıldır iktidarda. Ne yazık ki geleceği inşada başarısız. Zar zor yetişen nitelikli beyin gücümüzü dış ülkelere yolcu ediyor.

Bu nasıl durdurulur, iktidarı ve liderini, ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden birinin bu yoğun göç olduğu konusunda nasıl ikna ederiz? Çünkü baktığımızda 5 yıl daha ülkenin başında bu süreci yönetecekler; ülkenin uğrayacağı kaybı düşünebilir misiniz...

ÜLKEDE PARLAYAN YILDIZLAR

Ülkenin bu ağır koşullarına rağmen, burada kalan, parlayan gençlerimiz, yıldızlarımız var.

Önceki gün TÜSİAD’ın Yüzüncü Yıl etkinliğinde, sahnede ülkeye dünya şampiyonlukları kazandıran voleybol milli takımımızı temsilen gençlerimiz vardı. Gizem Örge ve Simge Şebnem Aköz, TEV Üstün Başarı Bursiyeri Müge Naoko Gönül ve piyanist Kaan Baysal’ın görüşlerini dinledik. Onlar buradaydılar. Bu ülkede evrensel başarılarını sürdürüyorlardı.

Hepsi bu ülkeye varlıklarıyla mesaj veriyorlardı: Biz başardık, başarmak için çırpınan daha binlerce genç var! Onlara fırsat verelim!

Kızlarımızın müthiş yükselişinin mesajı şuydu: Buradayız ve geleceği biz kuracağız, Türkiye’nin geleceği biziz!

TÜSİAD başkanı Orhan Turan’ın mesajı: “... aklı ve bilimi kullanıyoruz. Ancak daha fazlasına ihtiyacımız var. Bize başarma azmi, birlik ruhu ve heyecan lazım... Yüz yıl önce yaptık, yine yaparız! Cumhuriyeti cumhuriyet yapan değerleri yeniden parlatmalıyız. Demokrasi, eşit yurttaşlık, laiklik, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, adil yargılanma, toplumsal cinsiyet eşitliği ve 21. yüzyıla uygun bir eğitim, ihtiyacımız olan temeli sağlamlaştıracaktır. Geleceğimize, bu kavramların hakkıyla hayata geçirilmesi yön verecek. Bütün bunları yapacak kapasiteye sahibiz. Cumhuriyetin devrimci ruhunu yeniden uyandıralım.”

GENÇ BİLİMCİLER DE BURADA

Yine iki ayrı toplantıda bilim alanında öne çıkan gençlerin ödüllendirildiğini izledik. L’Orêal-Unesco işbirliği ile kadın bilimcileri ödüllendirmenin 21’incisi düzenlendi ve yenilikçi bilimsel araştırmalarıyla gelecek vaat eden, ilham veren çalışmalarıyla bilimin gelişmesine katkı sağlayan genç ve yetenekli 4 bilim kadınına, bilimsel araştırmalarında kullanmak üzere 150 biner TL destek verildi. İsimleri şöyle: Doç. Dr. Açelya Yılmazer Aktuna, Doç. Dr. Begüm Yarar Kaplan, Doç. Dr. Feyza Kazanç Özerinç ve Dr. Sibel Kalyoncu Uzunlar. Yaptıkları, HBT’nin gelecek sayısında... Tabii bunlardan kaçı ülkemizde kalır, bilmiyoruz.

ÇÖZÜMÜ BİLİMDE ARAMAK

Derken Eczacıbaşı’nın Tıp Ödülleri törenini izledik: 2023 Tıp Onur Ödülü Prof. Dr. İmran Özalp’e, Tıp Bilim Ödülü ise Prof. Dr. Seza Özen’e, Tıp Teşvik ödülleri Doç. Dr. Savaş Taşoğlu ve Doç. Dr. Atay Vural’a, Bilimsel Araştırma Destek Ödülleri Prof. Dr. Tuğba Bağcı Önder ve Dr. Gözde Korkmaz’a, Tıp Öğrencileri Proje Ödülleri ise Muhammed Miran ve Muhammed Fatih Kırcalı’ya verildi.

Bülent Eczacıbaşı, 64’üncüsü gerçekleştirilen Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülü’nü, Dr. Nejat Eczacıbaşı, bilim, bilgi, araştırma ve geliştirmenin ışığında çağdaş bir Türkiye hayalini gerçekleştirmek için kurdu dedi ve pandemi, deprem doğa felaketlerini hatırlatarak, “Bütün bunlar doğaya, çevreye karşı olan sorumluluklarımız gibi, araştırma ve bilimin önemini bir kez daha hepimize hatırlattı. Yaşadıklarımızdan geleceğimiz için çıkardığımız en büyük ders, her zaman olduğu gibi, çözümü bilimde aramak oldu” mesajını verdi.

Evet her şeye rağmen inatla sabırla hâlâ burada varolmayı seçen bilimcilere ve onları destekleyenlere selam olsun.

İktidarın yaşadıklarımızdan ders çıkarması dileğiyle. Gelecek için, ülke için...