Öner Yağcı

Bedrettin Cömert’in aydınlığı

13 Temmuz 2024 Cumartesi

11 Temmuz 1978 günü Türk Dil Kurumu’nun kurultayının ikinci gününün sabahında öldürülmüştü Tüm Öğretim Üyeleri Derneği’nin başkanı Bedrettin Cömert.

Cumhuriyetin yıldızı, bilim ve sanat sevdalısı, Vezirköprülü bir memur çocuğunun oğlu olan ve “Alır yüreğimi giderim masallara/ Ben giderim masallara sıcak yürür içime/ İnce bir duman gibi süzülür gençliğim/ Islanır başım göbeğinde mavilerin/ Nasıl derseniz öyle olsun/ Kalmasın ellerim sizlerden uzak/ Birleşsin umudum en güzel eylemlerinize/ Erisin et/ Yitsin boşluk/ Bir biz kalalım çirkinliklere inat...” diyen bir can daha sonsuzluğa göçmüştü. 

13 Temmuz günü on binlerce devrimci, tabutu Türk bayrağıyla örtülmüş bir aydınımızı daha uğurlamıştı.

Onu çapraz ateşle öldüren kurşunların çıktığı silahlar pek çok cinayette kullanılmıştı ve katillerle azmettiriciler yıllarca yakalanamadı. 

ELEŞTİRİ VE ESTETİK USTASI

Sanat eleştirisi alanında Roma Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde doktorasını verip doçentlik unvanını aldı.

“Anladım ilkin öğrenmek gerek güzelliği/ Kömürcene kazmak gerek en son kıvılcımına dek soluğun/ Sonra yine öğrenmek yarattıkça daha çok öğrenmek/ Büyütmek elleri/ Kovuluncaya dek yabancılığımız/ Bir biz kalıncaya dek eğretiliklere inat/ Alır yüreğimi giderim masallara/ Ben giderim masallara sıcak yürür içime/ Masal masalı yer büyür koca gerçek/Akar mavilerim bütün karalara inat” diyen Bedrettin Cömert’in ömrü güzellik arayışıyla doluydu.

1960’lı yıllarda dönemin belli başlı dergilerinde şiir ve yazılarıyla yer aldı. 

Hasan Hüseyin’e yazdığı 4 Mart 1969 tarihli mektubunda, “Şiirdeki duyarlığımı eleştiriye uygulayınca daha verimli, daha yararlı oluyorum” diyerek eleştiride yoğunlaştı.

VE O ÇOK YARARLI OLDU

Dünyanın sanat birikiminin, kuramlarının, anlayışlarının ışığında sanatımızın her dalını inceledi, araştırdı, eleştirdi, değerlendirdi. 

Edebiyata, müziğe, resme, sinemaya, dile, eleştiriye, felsefeye, çeviriye ilişkin bilimsel ve özgün düşüncelerini sergiledi. 

Sanat tarihinin, eleştirmenliğinin, felsefesinin dününden bugününe uzanarak gerçekçi arayışı ve kendine özgü buluşları ve yakaladığı çözüm önerileriyle olağanüstü bir sanat ustası oldu. 

Bilim ışığıyla gerçekleştirdiği hiç eskimeyen değerlendirmeleriyle aydınlığımıza, bilim ve sanatımıza -genç bitirilen ömründe- müthiş çalışmalar bıraktı.

Gombrich’in Sanatın Öyküsü adlı klasik yapıtını çevirdi (1977 TDK Çeviri Ödülü; Remzi Kitabevi).

Hasan Hüseyin onun şiirlerini Kalmasın Ellerim Sizlerden Uzak (1979), eleştirilerini Eleştiriye Beş Kala (1981) adlı kitaplarda yayımladı.

Yeni basımları Deki Yayınevi’nce yapılan Giotto’nun Sanatı, Croce’nin Estetiği, Mitoloji ve İkonografi, Estetik ondan kalan güzellikler oldu.

Yaşamı ve yapıtlarıyla ilgili Bedrettin Cömert Üzerine (Hacettepe Üniversitesi’nce sunulan armağan kitap, 1980), 70. Doğum Yıldönümünde Bedrettin Cömert: Dil ve Sanat (Haz. Barış Gümüşbaş ve Sancar Seçkiner, 2012), Bir Eleştirmen Bedrettin Cömert (Özkan Eroğlu, 2013) adlı kitaplar yayımlandı.

Özdemir İnce, “Tükenmez Güzel İnsanın Baharı” adlı şiirini onun için yazarken Emre Kongar, onun “...Sadece trajik ölümüyle değil, gerek renkli kişiliği, gerekse çeşitli alanlardaki sanat, edebiyat, bilim etkinlikleri ve yazılarıyla her türlü dikkati, anılmayı hak eden müstesna bir insan” olduğunu yazdı.

Hasan Hüseyin’in “Sonuçsuz Bir Telefon Konuşması” adlı uzun şiirinden bir bölümle analım aydınlığımız Bedrettin Cömert’i:

“O akşam beş kişiydik orada/ Biri Gürler İliçin’di biri o/ Biri Yücel Kanpolat’tı, biri o/ Biri Akın Çubukçu’ydu, biri o/ Biri bendim, biri o.../ O akşam dört kişiydik orada/ Beşinci yoktu/ Bedrettin yatıyordu/ Karşıyaka’da; kurşun yemiş, karnı toktu...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Günümüzün Nazizmi 23 Kasım 2024
Büyük insan Atatürk 9 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları