Bilindiği gibi Erdoğan, yaptığı her konuşmada faize karşı olduğunu açıklar. Erdoğan, kendisinin yarattığı bir ekonomi kuralını da şöyle sloganlaştırmıştı: “Faiz sebep, enflasyon neticedir.” Hemen her konuşmasında Erdoğan, “Bir Müslüman olarak nas ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” demektedir. 

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre nas, “açık ve belirgin olan” demektir. Nas kavramı ayrıca, Allah’ın ve peygamberin kelamı anlamına gelir. İslamda nas olarak tanımlanan sözler yoruma açık değildir. Erdoğan böylece “Nassa bağlıyım” diyerek “Kuran faize karşıdır, ben de faize karşıyım” demek istiyor. 

1500 yıl önce insanlığa indirilen Kuran’ın dünyasal olaylarla ilgili kurallarının geçerliliği bu yazının sınırları içinde değildir. Ancak Kuran’ın ve peygamberin emirleri gereğince, naslara bağlı olarak faize karşı olduğunu açıklayan Erdoğan, gerçek dünyada faize karşı mıdır, yoksa faizin destekçisi midir?

Bu kritik soruya ancak rakamlara bakarak yanıt vermek gerekir. AKP, hükümetinin geçen hafta Meclis’e sunduğu ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2023 bütçesinden kimi alıntılar yapmalıyız. Bu bütçe aslında bir seçim bütçesidir, temel niteliklerinden bir diğeri de “gerçek bir faiz” bütçesidir.

Çünkü 2023 bütçesinin büyük bölümü faiz ödemelerine gidiyor. 2022 bütçesi, ek bütçelerle birlikte hesaplandığında faiz giderleri 330 milyar TL’yi buldu. Bunun anlamı, 2022 bütçesiyle devlet bankalarla yerli ve yabancı finans kuruluşlarına 330 milyar faiz ödemesi yapmıştı. 

2023 bütçesinde faiz ödemeleri için 566 milyar TL ayrılmıştır. 2022 bütçesine göre 236 milyar TL daha fazladır. Üstelik faiz ödemeleri şimdilik bu kadar. Ek bütçe gelince faiz ödemelerinin 600 milyarı aşması beklenmektedir. 

Bu bütçede faize ödenecek para sosyal yardımlara ayrılan 259 milyarın yaklaşık iki katına denk geliyor. Bu faiz ödemeleri nereye gidecek?

Kuşkusuz en başta “kur korumalı mevduat” hesaplarına gidecek. Ayrıca tahvil ve borç faizlerine gidecek... “Kur korumalı mevduat hesapları”nın sahipleri ekonomik sıkıntısı olmayan bir kitledir. Ayrıca, tahvil, borç faizleri de başta bankalar ve finans tekellerine gidecektir. Büyük kitleler enflasyon ve pahalılık baskıları altında nefes alamazken AKP’nin 2023 bütçesiyle ekonomik olanaklara sahip olanlara ve bankalara büyük faizler ödenecektir. 

Şimdi sormak gerekir, “nas” nerededir? Bütçede tartışmasız olarak faiz için 566 milyar TL ayrılmıştır. Bunun anlamı, “Ben faize karşıyım nas da böyle diyor, ancak borç alıyorum ve faizini de ödüyorum”dur.

Faize karşı olduğunu her vesile ile söyleyen, konuyu kutsal kitaba, peygamber buyruğuna bağlayan Erdoğan’ın ve AKP’nin Türkiye’yi getirdiği yer faizcilik, faiz ödemeleri ve faiz batağıdır.

Şimdi sormak gerekiyor: Bu nasıl faiz karşıtlığı, bu nasıl nassa bağlı kalmak?