Olaylar Ve Görüşler

Sayıştay’ın bağımsızlığı - Turgut Aşçı

22 Ağustos 2024 Perşembe

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 3’üncü maddesinde, “Sayıştay; bu kanun ve diğer kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve kesin hükme bağlama işlerini yaparken işlevsel ve kurumsal bağımsızlığı olan bir kurumdur” denerek Sayıştay’ın bağımsız olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm gereğince Sayıştay herhangi bir kişi, kuruluş ya da kurumun denetim ve güdümünde olmadan yönetilerek işlevlerini tümüyle yerine getirmek yetkisine sahiptir. Ne var ki gerçek yaşamda kuralların konduğu şekilde değil, bazen farklı şekilde uygulandığı görülmektedir. Sayıştay için böyle bir durumun mevcut olup olmadığını aşağıda irdelemeye çalışacağız.

Anayasanın 160’ncı maddesi uyarınca Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetleme ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlama görevlerini yerine getirmekle yükümlü tutulmuştur. 

Mülga 832 sayılı Sayıştay Kanunu’nun yürürlüğünde Sayıştay anayasa ile yüklenilen görevlerini yerine getirmek için yapmış olduğu denetim ve incelemeler sonucunda düzenlenen raporlar yargılama konusu yapılmak üzere yargı dairelerine taşınıyordu. Yargı daireleri de kendisine gelen bu raporlar üzerinde gerekli incelemeleri yaptıktan sonra raporlara konu edinen hesap ve işlemleri yargılıyor ve verilen kararlar da usulüne uygun olarak muhataplarına ulaştırılıyordu. 

Yargılama süreci başlatılana kadar “iç işlem belgesi” sayılan ve yargılama sırasında da tutanağa dönüştürülen denetim raporları kurum dışına çıkarılamıyordu. Hal böyleyken iktidar, anayasada herhangi bir değişiklik yapılmadan, Sayıştay Kanunu’nu AB mevzuatına uyum gerekçesi ile sil baştan düzenledi. 6085 sayılı yeni kanunla Sayıştay’a hesap denetlemek yerine düzenlilik (uygunluk) denetimi, hesap yargılamak yerine de kamu zararlarını yargılama görevleri verildi.

Düzenlilik denetimlerinde idarelerin hesap ve işlemleri ile mali tablolarının mevzuata uygunlukları araştırılıp incelenmekte ve denetimler sonunda tespit edilen bulgular denetim raporlarına konu edilmektedir. Bu şekilde oluşturulan denetim raporları TBBMM Başkanlığı’na sunulurken raporların bir nüshası da ilgili idarelere gönderilmektedir. 

RAPORLAR TBMM’YE

Ancak, bağımsız bir kurum olması nedeniyle Sayıştay, denetim görevlerini kendisinin başlatıp yine kendisinin tamamlaması gerekmektedir. Denetim raporlarının TBMM’ye sunulması Sayıştay’ın bağımsızlığı ile bağdaşmamaktadır. Her ne kadar anayasanın 160’ncı maddesinde Sayıştay’ın denetimlerini “Türkiye Büyük Millet Meclisi adına” yapacağı ifade edilmiş ise de burada geçen “adına” sözcüğü ile yapılacak denetimlerin asıl sahibinin TBMM olduğu belirtilmiştir. Zira bütçe hakkının gereği olarak kamu kurumlarının gelir ve gideri ile mallarını denetlenme yetkisi TBMM’ye ait bir görevdir. Ancak söz konusu denetim görevi uzmanlık gerektirmesi nedeniyle bu görev anayasa koyucu tarafından Sayıştay’a bırakılmıştır.

Özetle; anayasaya göre Sayıştay’ın hesap denetimleri ile ilgili olarak karar verme (sonuçlandırma) yetkisi yargı dairelerine (hesap mahkemelerine) yani Sayıştay’a aittir. Sayıştay’ın yapmış olduğu denetimler sonucunda düzenlediği düzenlilik denetimi raporlarını TBMM’ye sunmuş olmakla, Sayıştay’ın denetim yetkisi hukuken sakatlanmış olmaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları