Olaylar Ve Görüşler

‘Heybeliada Ruhban Okulu’ sorunu

07 Şubat 2019 Perşembe

Lozan Antlaşması madde 40, azınlıkların istediği şekilde okul açmasına izin vermemektedir. Madde Müslüman olmayan azınlıkların hukuken ve fiilen diğer Türk vatandaşlarıyla eşit olmasını temin etmektedir. Patrikhane’nin talep ettiği statü Müslüman çoğunluğun sahip olmadığı bir ayrıcalıktır.

Heybeliada Ruhban Okulu’nun (HRO) kapalı olması azınlıkların din özgürlüğü çerçevesinde ele alınmakta ve TC’nin siyasi bir karar alarak okulu açması gerektiği her platformda dillendirilmektedir. Oysa HRO, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ve HRO ile ilgili olmayan bir kararın ardından hukuka uygun olarak kapatılmıştır. Zira Anayasa Mahkemesi’nin belirlediği üzere özel üniversiteler anayasaya aykırıdır ve adı üniversite olmasa bile üniversite eğitimi veren özel yüksekokulların mevcudiyetine imkân tanıyan kanun hükümleri anayasaya aykırıdır. HRO da karar kapsamında bir yüksekokul olduğu için diğer yüksekokullarla birlikte hukuken kapatılmıştır.

Patrikhane’nin istemi
? HRO’nun yeniden eğitime başlaması ancak hukuk kurallarına uygun bir statü ile mümkündür. Hukuk kuralları herkes için eşit bir şekilde, ayrımcılık yapılmadan uygulanmalıdır. Bu itibarla HRO meselesinde incelenmesi gereken husus Patrikhane’nin talep ettiği statünün hukuka uygun olup olmadığıdır. Patrikhane tümüyle kendisine bağlı, yurtdışından kendi belirlediği öğrencilere eğitim veren uluslararası bir teoloji okulu talep etmektedir. Bir başka ifadeyle YÖK’e bağlı olmayan bir üniversite istenmektedir. Hemen vurgulanmalıdır ki bu statüdeki bir okul artık azınlık okulu değildir. Zira azınlık Türk vatandaşıdır, yabancı değildir. Yabancıların eğitim göreceği bir okul azınlık okulu olarak mütalaa edilemez ve azınlıkların din özgürlüğü başlığı altında ele alınamaz.

Din eğitimi ve öğretimi
? Anayasa madde 24, din eğitimi ve öğretiminin devlet gözetimi ve denetimi altında olacağını belirtmektedir. Dolayısıyla laik TC’de sadece İslam değil, diğer dinlerin eğitimi de ancak devlet denetimi altında mümkündür. Üniversiteler ise anayasanın 130. maddesine göre sadece devlet tarafından kurulabilir. Günlük dilde özel üniversite terimi kullanılmasına rağmen, anayasaya göre özel üniversite yoktur, devlet ve vakıf üniversitesi vardır. Bütün üniversiteler de YÖK’e bağlıdır. Dolayısıyla YÖK’e bağlı olmayan bir yüksekokul talebi hukuka aykırıdır.
? Lozan Antlaşması madde 40, azınlıkların istediği şekilde okul açmasına izin vermemektedir. Madde, Müslüman olmayan azınlıkların hukuken ve fiilen diğer Türk vatandaşlarıyla eşit olmasını temin etmektedir. Oysa Patrikhane’nin talep ettiği statü, Müslüman çoğunluğun sahip olmadığı bir ayrıcalıktır.

Talep edilen statü
Ortodoks teoloji eğitimi için YÖK’e bağlı olmayan, yurtdışından gelen öğrenciler için bir yüksekokulun faaliyete geçmesi, eşitliğe ve hukuk birliğine aykırıdır. Bu yönde verilecek bir taviz kaçak medrese eğitiminin de meşrulaştırılması ve YÖK’e bağlı olmayan, İslami cemaatlerin kontrolünde, özel ilahiyat okullarının da kurulması anlamına gelecektir. Bu durumun laik ve hukuk devleti niteliklerini taşıyan TC’nin sonu olduğunu görmezden gelmek mümkün değildir.
? HRO, anayasa ve kanunlara uygun olarak açılabilir. Halihazırda kapalı olmasının nedeninin Patrikhane’nin talep ettiği statünün Türk hukukuna aykırı olduğu, hukukun ve adaletin herkes için geçerli olduğu, hiç kimseye, kuruma veya cemaate ayrıcalık tanınamayacağı hususu iç ve dış kamuoyuna net bir biçimde anlatılmalıdır. HRO’nun siyasi iktidar tarafından ne zaman açılacağı sorusu yerine, Patrikhane’nin neden HRO’nun Türk hukukuna uygun olarak açılmasını kabul etmediği sorusunun sorulması gerekmektedir. Mağduriyet iddiası üzerinden hukuk birliğini derinden sarsacak ayrıcalıklara izin verilmemeli ve meselenin hukuk üzerinden tartışılması sağlanmalıdır.

Prof. Dr. Sib el Özel / Mar.Ünv. Huk. Fak. Milletlerarası Özel Huk. Ana. Dal Başk.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları