Muhafazakârlık Üstüne

20 Mayıs 2012 Pazar
\n\n\n

Şu günlerde edebiyat alanında bir tartışma var. Tartışma, edebiyat dışına da çıkıyor, siyasal bir konu oluyor.\n

\n

Muhafazakârlığı dinsel bir sorun olarak ileri sürenler var, tersini de yazanlar var.\n

\n

Değerli bir şeyi muhafaza etmek doğal bir iştir. Hepimiz dedemizden ninemizden kalan anıları titizlikle korumuşuzdur. Onlar değerli anılarımızdır. Yaşadıkça yanımızda, içimizde taşırız onları... Kırılsın, çarpılsın, başka bir biçim alsın istemeyiz.\n

\n

***\n

\n

Sanatta muhafazakârlık ise başka bir olaydır. Elbet geçmişin şairlerini, yazarlarını sevgiyle saygıyla anmak, o yapıtların değerini bilmek, gerektiğinde onlardan yararlanmak, bize, yeni ufukların açılmasında etkili olacaklarını bilmek!..\n

\n

Muhafazakârlığa sanat dışı bir anlam vermek ise yanlış bir görüştür. Bu dinsel ağırlığı olan yazılar, şiirlerle kendini gösterir. Muhafaza ettiğimiz, sevdiğimiz, yaşam boyu koruduğumuz değerlerle ilgisi yoktur.\n

\n

TVlerde karşılıklı tartışmalar yapılıyor. Hangi şair, hangi yazar muhafazakâr yapıtlar üretmişse ayrı bir önem kazanmış mı oluyor? Belki dönemin dinsel ağırlıklı iktidarınca istenen bir olay...\n

\n

Muhafaza edilecek değer vardır, bir süre kullandıktan, okunduktan sonra bir kenara itilecek olan da. Gereksiz şeyleri muhafaza etmeye, yaşatmaya, kuşaklar boyu değerlendirmeye değmeyen şeyler de vardır. Zamanlar geçer, insan da, yaşam koşulları da, duyarlıklar da değişir. Yüzyıl önce beğenilmiş, önemli bir değer sayılmış, ama zamanın acımasızlığı onu okunmaz, sevilmez, hiçbir etkisi kalmamış eski anı yapmış...\n

\n

***\n

\n

Geçmiş, hepimizin geçmişidir. Sevmek, anlamak, benimsemek kadar, geçmişte yaşanmış, sonra da eskimiş, bayatlamış bir şey, elbette günün beğenisine uymayacaktır. Onu kaldırıp bir yana atalım mı, yoksa bir kenarda yaşamını sürdürmesine olanak mı sağlayalım?\n

\n

Yapıtlar kendilerini savunur. Bir önemi, bir değeri, bir kalıcı gücü varsa... Onu zorla korumak, gelecek kuşaklara kadar yaşamasını kolaylaştırmak yararsız bir çabadır. Yapıt, roman, şiir, öykü, resim, müzik kendi gücüyle yaşar. Varsa gücü...\n

\n

Zorla korumaya çalışmak, gereksiz bir iştir. Kendini savunmayan sanat yapıtları kısa zamanda eskir, çürür, bir yana atılır. Bundan kaçınmak olanaksızdır.\n

\n

O kendini korumasını bilecektir. Gerçek değeri olan yapıtlar ölümsüzdür, yoksa kısa sürede bir yana atılır, unutulur gider.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları