Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
KHK'lerle Bürokrasinin Çanına Ot Tıkandı
Türk hukukuna 1961 Anayasası’nda 1971 yılında yapılan değişiklik ile giren kanun hükmünde kararname kurumu daha çok olağanüstü durumlarda değişen koşullara kısa sürede toplumu adepte etmek için kabul edilmiş ancak 1982 Anayasası’nda da sıkı şartlarla olağan hallerde de uygulanabilir olmuştur. Fakat AKP son KHK ile bir devrim yaparak kanun çıkarılması gereken çok önemli durumlar için de KHK çıkararak bürokrasiyi hallaç pamuğu gibi atmıştır.
\nBugüne kadar hâkim olan görüş şu idi: Devletin büyümesi ve yükünün artması ile gelişen bürokasi halkın gözünde “verimsizlik”, “işlerin ağır gitmesi”, “kuralcılık”, “kırtasiyecilik” gibi sevimsiz ve itici hale gelmiş ve “Aman bürokrata işin düşmesin” endişesi hâkim olmuştur. Bu algılama bürokrasinin demokrasi açısından bazı olumsuzluklara sebep olduğu hususunun tartışılmasını gündeme getirmiştir.
\nBürokrasi hakkında oluşan bu görüş, siyasileri bürokrasiyi kendilerine engel olan ve halkın gücünü temsil etmelerine rağmen bürokrasinin gücüne boyun eğen siyaset olmaz, kanaatine getirmiştir. Bürokrasi ile ilgili olumsuz düşünceler şunlardır. Bürokrasi, toplumda güç eşitsizliklerine veya dengesizliğine sebep olmaktadır. Siyasilerin baskıcı yönetim anlayışına hizmet eden bir araç haline getirilebilmektedir veya siyasi iktidarın denetimi dışında çıkabilmektedir. Buna örnek olarak MİT ve askeri bürokrasiye hâkim olamayan hükümetlerin askeri darbelerle karşı karşıya kalması gösterilmektedir. Bürokrasi siyasi bakımdan tarafsız olması gerekirken bir etkin “sosyal sınıf” haline gelmiştir. Bürokrasinin etkinliği demokrasi için dezavantajlı bir durum olarak görülmelidir.
\nAncak bunun tersi görüşler de söz konusudur. Bürokrasinin demokrasiye katkıda bulunduğu düşünülür. Çünkü bürokrasi demokratik bir toplumda siyasi bozulmayı veya hukuksuzluğu azaltır ve bürokrat, demokratik işlemlerin korunmasına bekçilik yapar. Kanun karşısında eşitlik ilkesi bürokrasi tarafından daha az hasarla uygulanır. Çünkü ilke ve standartlar kişisel düşünce ve etkilerle hareket etmeyi önler. Demokrasinde siyasi rejimin temel taşı olarak kabul edilen kanun üstünlüğü ve bütçe bürokrasi tarafından çok iyi uygulanmak zorundadır. Çünkü bürokrasi bu konuda siyasiler gibi hareket edemez. Bürokrasi siyasilerin danışmanı ve teknik bankasıdır. Siyasilerin karar alma süreçleri ve yasal düzenlemelerin altyapısı bürokrasi tarafından hazırlanır. Bu, yasaların ve mevzuatın daha iyi oluşmasına sebep olur. Bürokratik örgütlenmeler olmadan modern toplumlarda demokratik hedeflere ulaşmak kolay değildir. Batı toplumları yüksek hayat standartlarına özel sektördeki etkin bürokratik örgütlenme ile ulaşmışlardır. Bürokrasi kişilerin hayat standartlarının yükselmesini, demokratik performansın artmasını da etkilemektedirler.
\nBütün bunları AKP bir kalemde attı. Devlet adamlığı, devlet adamı formasyonunun kazandırılması ve Batı’nın bürokrasiye verdiği önemi ve devletin bir hizmet devleti olduğunu unutarak kanun hükmünde kararnamelerle bir gecede yıllarca seçkin devlet adamı yetiştirmiş Maliye müfettişlerinin “Siz vergi müfettişisiniz” diyerek tarihsel misyonunu ortadan kaldırdı. Vergi dünyasında çok başarılı işler yapmış, bugün özel sektörün gelişmesine büyük katkıda bulunan hesap uzmanlarını da bir kalemde silmiştir. Sektörel incelemelerde uzmanlaşan, tatlı rekabetin içinde güzel incelemeler yapan Gelirler kontrolörlerine de “rekabet yok” demiştir. Oysa bu kurullara girmek bir hedeftir; bu hedef okullarda belirlenir. Bu kurullarda yetişme tarzı usta-çırak ilişkisine dayanır ve müthiş bir motivasyon ortamına sahiptir.
\nVergi müfettişliği kavramı bu motivasyonu, tatlı rekabeti ve yarışmayı sağlamaz. Çünkü bu kurullar sadece vergi işlemleri ile uğraşmazlar. Onların arasından “maliye sanatçıları” çıkar. Onlar sadece vergici değil bir maliyecidir. Maliyecilik ise vergiciliği de içinde barındıran çok daha önemli bir meslektir.
\nDiğer yandan diğer bakanlıklarda da teftiş kurulları harmanlanmış, kimyasal uyum olmayacak birimler biribirine bağlanmıştır. Örneğin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri ile gümrük müfettişleri bir araya getirilmiştir. Teftiş kurullarının yapısı değiştirilerek farklı bir hiyerarşik düzen oluşturulmuştur. Adları bile “Destek ve Teftiş Başkanlığı” olarak hafifletilmiştir.
\nKHK ile bu kurulların kaldırılmasının bürokrasinin yukarıda açıkladığımız sakıncaları ile hiçbir bağlantısı da yoktur. Fırsattan istifade devletin koruyuculuğunu başarıyla üstlenmiş bu maliyecilere tahammül edilememiştir. Çünkü siyasi iktidar, denetim ve meslek sanatçıları istememektedir. Çünkü sanatçıların direnme kararlılığı ve belli bir görgüsü vardır. Bu da AKP’nin yönetim anlayışına, gücünü kullanma yöntemlerine aykırıdır.
\nSonuç olarak şunu diyebiliriz ki; artık bürokrasinin kimyası farklılaşmıştır. Bundan sonra devlet adamı yetişmesini beklemeyelim. Yazık, çok yazık…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı