Şikâyetname!

26 Ağustos 2023 Cumartesi

Ulu ozan Mehmet bin Süleyman, seni “Fuzuli” takma adınla biliyoruz. Çağları aşan büyüklüğünü, “boş”, “gereksiz” anlamında bir kimlikle taçlandırdın.

En önemli eserin “Şikâyetname” her çağda karşılığı olan bir başyapıt...

“Boş sözleri bırak, lafı uzatma çırak” dediğini duyuyorum ama söze nereden girsem diye düşünüyorum.

Sana büyük bir özür borcum var. 17 Ağustos Perşembe günü, beşinci kez hapse giren Barış Pehlivan’a mektup yazarken senin Şikâyetname’deki “Selam verdim, rüşvet değildir deyü almadılar” sözünü Neyzen’in diye naklettim. Neyzen’i tanırsın, o kadar sert taşlamaları var ki Barış’a yapılanları tarif etmek için ondan esinleneyim derken böyle bir hata yaptım. Senden ve okurlardan özür diliyorum.

***

Bugüne gelirsek...

Şikâyetname’de neyi dile getirdinse bugün fazlasıyla var ama rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, adam kayırmacılık, yağma, yalan, talan, bu tür şeylerin hiçbiri yok!

“Yazdıklarını bir daha oku, nereye gidiyor çektiğin yayın oku” diyeceksin ama gerçekten yok!

Çünkü bunların hepsi isim değiştirdi.

Rüşvetin adı, refah payı oldu! 

Eee, senin de sık karşılaştığın yüksek erkânın üyeleri onca işi görecek de bundan pay almayacak mı? Eskiden bir ihale almak için verilen paralara, oynanan oyunlara “ihaleye fesat karıştırma” diye suçlar üretilirdi. Şimdi bunun adı “ihalede fırsat kollama” oldu. Bu da elbette suç falan değil!

Hırsızlığın adı, kaynak paylaşımı oldu! 

Eee, birisi bir değer üretmiş, onu tek başına bırakmak olur mu? Paylaşmak gerek.

Yolsuzluğun adı, bürokrasiyi ortadan kaldırmak oldu.

Eee, bunca büyük işler yapan büyüklerin ayağına taş değmemesi lazım. Onları engelleyecek her şeyi ortadan kaldırmak lazım. Zaten tek maddelik bir uygulama bu: “Haşmetlinin ve vekâlet verdiği kişilerin yaptığı her şey yasaldır”! O zaman ortada yolsuzluk, usulsüzlük, yasadışılık falan kalmıyor.

Adam kayırmacılığın adı, sadakate karşılık vermek oldu. 

Eee, hayatta her şey karşılıklı değil mi? Sana sadıksa, neyin başına getirirsen getir, hak etmiş demektir!

Yağmanın adı, özelleştirme oldu!

Yalanın adı, imaj düzeltme oldu!

Talanın adı, ekonomik program oldu!

***

Ulu ozan Fuzuli,

Sonraki kuşaklar seni, Kul Nesimi, Yemini, Hatai, Virani, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet’le birlikte “yedi ulu ozan” katına koydu.

Muhtemel birliktesinizdir.... Onları da saygıyla selamlayalım.

Nasıl dünyanın üzerinde yaşanabilirliği sağlayan bir ozon tabakası varsa Anadolu’da da ruhumuzu aydınlatan bir ozan tabakası var. 

Yaşadığın çağın eleştirisini “Şikâyetname”ye döktün... Bizim yaşadığımız çağı da o döküme koysak ne kadarını alır bilemem. 

Her şey yapaylaştı...

O kadar yapaylaştı ki zekânın da yapayını ürettiler!

Vicdanlar, vicdanların yuvası kalpler zaten yapay... Bugünlerde memurlar, emekliler, zam saldırılarından bir nebze korunmak için maaş artışı bekliyor. Devletlinin uygun gördüğü artışı, yapay zekayâ sordular.

Yapay zekâ bile, bunu kabul edilemez buldu! Vicdanlar, yapay zekâdan daha yapay!

En değersiz şey ise “gerçek”! Kimse almak istemiyor. Alıp anlatanı da “ger”ip “çek”iyorlar, hapse atıyorlar. 

İşte Merdan, işte Barış...

Yetiş Fuzuli yetiş...

Yaklaştı dünyadaki bitiş!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

31 Mart başlangıcı! 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları