Önceki dönem Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’den bir mektup aldım. 1 Nisan’da gözaltına alınıp ilk sorgusunun ardından tutuklanan Benli 75 gündür Bakırköy Kadın Cezaevi’nde!

Asansör iki kat arasında kaldığında yardım gelene dek geçen zamanı düşünün! Birkaç dakika bile size yıl gibi gelir.

Hapiste insan bazen böyle hisseder kendini. O an özgürlüğün kıymeti bir başka artar. Suçsuz olduğunuzdan eminseniz, başınız dikse, tüm çabanız ülkenizin daha yaşanır olması içinse vicdanınız rahattır ama özgürlük ateşi yakar içinizi!

Handan hanımın mektubunu okuduktan sonra bunları düşündüm...

***

Benli’nin mektubundan bir bölüm:

“Evim aranırken yaptığım açıklamada; ‘Benim tutuklanmamın bir siyasi bir proje olduğunu, asıl hedefin ben olmadığını, altı yıl önce CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak için hazırlanan ve içinin boş olması nedeniyle sonuç alamadıkları bir dosyanın tozlu raflardan indirilerek operasyona başlandığını, benim basamak yapılmaya çalışıldığımı, birilerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesini CHP’nin elinden almaya çalıştığını ve Ekrem İmamoğlu’nu da tutuklamaya kalkışacaklarını, bu kumpas hakkında herkesin duyarlı olmasını’ belirttim. 

Tutuklandığımdan sonraki geçen sürede bu görüşüm doğru çıktı. 

Bu uyarımın dikkate alındığını umuyorum. 

Ben tutuklandıktan sonra;

Gezi Direnişi mahkûm edilmeye çalışıldı. 

Kadıköy Belediyesi’ne operasyon yapıldı.

Maltepe Belediyesi’ne operasyon yapıldı. 

Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak kondu. 

Kumpasın hedefi; CHP’nin önünü kesmek, CHP’yi itibarsız kılmak, CHP’li belediyeler rüşvet, yolsuzluk batağında algısı yaratmak, muhalefet blokunu dağıtmak, muhalefet blokuna DSP’nin katılmasını engellemek.

Her yandan saldırmaya, hedefe bir an varmaya çalışıyorlar. 

Besbelli ki, çok aceleleri var...

Başarabilecekler mi? Sanmıyorum.”

Hak, hukuk arayan herkesin ve Benli’nin avukatı Celal Ülgen’le konuştuk. Şunların altını çizdi:

“Benli’nin suçlandığı işlemlerde ne imzası var ne de bunlara müdahale etmeye yetkili. Bir yıl önce İçişleri Bakanlığı bu gerekçelerle soruşturma izni vermemiş, sonra tozlu raflardan dosyalar indirilmiş. Bu kez tutuklu yargılanmasına karar verilmiş. Çıkarın mahkemeye... Onu da yapmıyorlar. Bu kadarına pes!”

***

 Benli mektubunun son bölümünde şöyle diyor:

“Tek kişilik hücrede kalıyorum. 

Ama yalnız sayılmam. 

Aynı avluyu kullanan yedi komşum var. 

Benden oldukça küçük yaştalar. 

Onların doktor ablasıyım. 

Planlı ve düzenli olarak sürekli çalışıyorum. 

Bir dakika bile boş zamanım yok. 

Atatürk’ün kurduğu kamucu-toplumsal sağlık sisteminin yeniden hayata geçirilmesine ilişkin rapor hazırlıyorum.”

Son cümlesi ise şöyle:

“Direnmek özgürlüktür!”

Türkiye’de bütçe açığından dış ticaret açığına kadar pek çok açık var. Bütün bunları doğuran açık ise şu:

Adalet açığı!

Masamda 20 kadar cezaevi mektubu var. Onları da konu edeceğim.

Benli’nin şahsında tüm adalet arayanlara “direnin” diyoruz. 

Bu açık sizi tutsak etti ama açığı yaratanları da mahkûm edecek!