Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çeşitli tek millet!

20 Eylül 2023 Çarşamba

Cumhurbaşkanının partili olmaktan öte partizan olmasına kamuoyu alıştı. Bizde demokrasi kurallara göre değil, kişilere göre biçimlendiği için her kişinin bir demokrasi edinişi var. 

En azından yurtdışında ülkenin bütününü temsil etmesi beklenir ama ABD gezisinde gördük ki, o da yok. Ana muhalefetin sığınmacılara karşı çok acımasız davrandığını söyleyip kendi tavrını övdü. Böbürlenerek resmen 5 milyondan fazla sığınmacıya baktıklarını ifade etti. 

Kendisini dinlerken millete şöyle bir çağrı yapmalı diye düşündük: 

- Ey ahali, bundan böyle makbul vatandaş olmak istiyorsanız, her sorununuzun anında çözülmesini bekliyorsanız, en önemlisi yurtdışında da büyük kabul gören bir kişi olmaktan yanaysanız, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı değil, sığınmacısı olduğunuzu söyleyin! 

***

Bugün ana konumuz anayasa idi. Erdoğan’ın yeni anayasa tarifinden nasıl bir yemek çıkacağını anlamaya çalışmaktı. Yeni anayasa muhtemelen sığınmacılarla da ilgili olabileceği için ABD’de yaptığı derin değerlendirmeyle girdik. 

Erdoğan’ın çağrısı şu: 

Gelin insanı önceleyen, milletteki çeşitliliği ve zenginliği yansıtan, topluma dinamizm katan yeni bir anayasa yapalım!

Öncelikle şunu vurgulayalım; Şu anda Türkiye fiilen anayasasız bir ülke. İstediği kuralı uygulayıp bunun en demokratik tutum olduğunu söylüyor, sosyal devletten hukukun üstünlüğüne kadar pek çok değer, anayasada mevcut olduğu halde uygulamıyor. 

ABD’li gazeteciye röportaj veriyor. Gazeteci sığınmacıları soruyor, tatlı tatlı cevap veriyor. Türkiye ekonomisini soruyor ballandıra ballandıra anlatıyor. Türkiye’de hapishanelerde olan kişilerle ilgili hukuki sorunu soruyor; bunlardan size ne diyor! 

Aslında Türkiye’nin nasıl bir hukuk devleti olduğuna ilişkin çok net bir değerlendirme yapmış oluyor. 

Türkiye zaten anayasasızsa ve istediğini yapabiliyorsa neden anayasa istiyor?

Sorunun pek çok doğrusu var. Öncelikle “banayasa” istiyor. Kendisinin de yeri geldikçe söylediği gibi kültürel iktidarını kurabileceği bir zemin arıyor. Bugüne kadar “tek millet” derken “milletteki çeşitlilik” kavramına geçmesini önümüzdeki günlerde açacağını düşünüyoruz. 

Bunun bir ayağında sığınmacıları vatandaş yapıp böylece kendisine has bir millet oluşturma hayali olabilir. İkinci ayağında ise yerel seçimler yaklaşırken önceki seçimde yaptığı gibi Öcalan’ı tekrar devreye sokup anayasada onlara sempatik gelecek bir yurttaşlık tarifi olabilir. 

Değişikliği yapamasa bile der ki: 

- Valla sizin için çok uğraştım. Şimdi olmadı, destek verin arkasını getireyim! 

***

Yazı aramızda ABD’ye gitmeden söylediği, “milletteki çeşitlilik” tanımının sığınmacılarla da ilgili olabileceğini yorumlarken “ihtiyatlı olmalı” diye düşünmüştük. Ancak ABD’de yazının başında vurguladığımız gibi davranması ilk aklımıza gelen yorumu kuvvetlendirdi. 

29 Nisan 2011’de Hatay Yayladağı’ndan giren ilk Suriyeliler için, “Kapıları sonuna kadar açtık” diyen iktidar, “2018-2023 Stratejik Uyum Planı” yapmıştı. “Göç Dalgası” başlıklı kitabımızda bunu ayrıntılarıyla işlemiştik. Planın özü şuydu: 

Türklere çaktırmadan Suriyelilerin uyumunu sağlamak! 

Planın süresi doldu. Acaba kafalarındaki “uyum” tamamlandı da yeni bir evreye geçiş mi var? 

Yıllardır, “Ne yapacaksak bu seçmenle yapacağız. Seçmen ithal edecek halimiz yok” derdik. Acaba 5-10 binlik değil de milyonluk seçmen üretimi mi söz konusu? 

İktidarda kalmak, toplumsal muhalefeti bitirmek için her şey mümkün! Yeni millet üretmek dahil!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

CHP’ye operasyon! 31 Ekim 2024
30 Ekim 1923! 30 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları