Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Profesyonel mahkûm
Profesyonel mahkûm... Gazetemiz yazarı Barış Pehlivan’dan bahsediyorum. Cezaevine girme durumu söz konusu. Beşinci defa...
Libya’da şehit düşen iki vatan evladına şehadet dilediğimiz, haber yaptığımız için meslektaşlarımla birlikte tutuklandık.
Vatan evladını şehit edenler affedildi ancak haber yapan kişiler ceza aldı.
Pehlivan ve ben denetimli serbestlik tedbirinden yararlandırıldık ve tahliye edildik. Kararın bir maddesinde “Senin hakkında bir dava daha açılırsa tekrar cezaevine dönebilirsin” denildi.
Buna “Ayağını denk al” kararı diyorum. Bir gazeteci, özellikle iktidarı eleştiren bir gazeteci için bu madde “Mesleğini yapma” anlamı taşır, “Yazmayın” anlamı çıkar.
Barış, Cumhuriyet gazetesinde mahkeme dosyalarına yansıyan usulsüzlükleri yazdı. Dosyadaki kişi Yargıtay üyesi. Yazıda ismi olmamasına rağmen hakaret gerekçesi ile şikâyet edildi. Savcılık dava açtı ve Barış’ın denetimli serbestliği “yakıldı”.
İktidarın son yaptığı infaz düzenlemesi ile kapalı cezaevinde olan ve 31 Temmuz itibarıyla açık cezaevine geçmesine üç yıl kalan bazı hükümlüler, açık cezaevine nakledilecek ve üç ay sonra tahliye edilecekler.
Yasaya göre devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya, devlet sırlarına karşı suç işleyenler, silahlı örgüt, casusluk suçları ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hükümlü olan mahpuslar bu düzenlemeden yararlanamayacak ve cezalarının infazı devam edecek.
Peki kimler yararlanacak? İnsan öldürme, yaralama, cinsel saldırı, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, rüşvet ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenler bu düzenlemeden yararlanacak.
Barış’ın avukatları itirazlarını yaptı, reddedildi. En son Bakırköy İnfaz Hâkimliği’ne başvurdu. Bu hukuksuzluğa “Dur” diyeceklerini umut ediyorum. Şayet reddedilirse Barış, 15 Ağustos tarihinde cezaevine girecek.
Halbuki Pehlivan’ın cezaevine girmemesi gerekiyor, yasal değil.
Pehlivan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, süreci Gerçek Gündem’den Sema Kızılarslan’a şöyle anlattı:
“Barış Pehlivan, daha çok muhalif yönüyle tanınan bir gazeteci. Bu sebeple, geçmişte de bazı yasal düzenlemelerden faydalanmaması için çaba içine girildiğini, 2020 yılında yapılan infaz düzenlemesinde, o tarihte yargılandığı bir davada isnat edilen suçun kapsam dışı bırakıldığına şahit olmuştuk. Biz hukukçular olması gereken konusunda bir değerlendirme yapabiliriz. Bu konuda söylenebilecek tek şey ise 15 Temmuz’da yasalaşan infaz düzenlemesinde Barış Pehlivan’ı kapsam dışı bırakacak bir istisnanın öngörülmediği ve cezaevine girmemesi gerektiği.”
Bu mu adalet?
Suçu ne Barış’ın?
Adam mı öldürdü? Dolandırıcılık mı yaptı? Hırsızlık mı yaptı?
Hayır.
Ne yaptı Barış?
Gerçeği yazdı. Hem de resmi belgelerden yazdı. Mış gibi yapmadı. Bozuk düzeni, hukuksuzluğu gözler önüne serdi.
Düzenin tekerine yağ sürmedi. Gazetecilerin başında sallandırılan denetimli serbestlik kılıcına rağmen adaleti korumaya çalıştı. Memleketteki dayı ilişkisine, mafya düzenine, yargıdaki tarikat yapılanmasına eyvallah çekmedi.
Aman orada arı kovanı var yandan geçeyim, demedi. Yolundan dönmedi. Arılarla değil hep kovanıyla uğraştı.
Memleketin kanser olmuş konularına, ikiyüzlü siyasetçilere, düzenbaz bürokratlara dikkat çekti. Üstelik bunu herkesin anlayabileceği şekilde yaptı.
Zaten mesele de buradan çıktı. Herkesin anlayabileceği yazılarıyla halka ulaşınca yazdıkları can acıtmaya başladı.
Barış Terkoğlu ile birlikte oturdu Erdoğan’ın bile defalarca dikkat çektiği “Metastaz”ı yazdı. “Mahrem” kitabı çıkınca iktidar çalkalandı. Kitap yasaklandı, toplatılma kararı verildi. Kitapta Fethullah Gülen’in kardeşi Seyfullah Gülen’in bir çocuğa cinsel istismar davasını kapatmaya çalışan bürokratlar vardı çünkü...
Hele bir de siz ta 2012’de cezaevinde yazdıkları “Sızıntı” kitabını okuyun. Pehlivan, nasıl bir bataklıkta yaşadığımızı, Wikileaks belgelerine giren kriptolar üzerinden isim isim deşifre etti.
Şuraya geleceğim...
Bunların hepsi intikam. Barış yazdıklarının cezasını çekiyor. Maalesef bu memlekette gerçeği yazanların cezalandırılması hiç değişmiyor.
Ha Pehlivan geri adım atar mı atmaz. Atmayacağını bildikleri için bunları yaşatıyorlar zaten.
Boşuna mı Uğur Mumcu’nun çizgisini savunuyoruz. Geri adım atarsak gariban çocuklarını ahını alırız, ezilen köylülerin, yoksul işçilerin hakkına gireriz.
Emeği, gerçeği savunmadığımız sürece dayılardan, bürokratik ağalardan korktuğumuz sürece Atatürk’e onun Cumhuriyetine hıyanet ederiz.
Hürriyet, sadece hürriyet...
Adalet Barış’ın hakkı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da hissedilen deprem!
- Tel Aviv’i balistik füze ile vurdular
- 'Kanlı Noel' saldırganı hakkında neler biliniyor?
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- Salonu terk ettiler!
- Ukrayna 'bin kilometre' uzaktaki hedefleri vurdu!
- 'Bunu da yaptınız, yazıklar olsun!'
- 'Yaptığınız kötülük hiç unutulmayacak!'
- Türkiye bağlantıları dikkat çekti!
- Özlem Gürses'e ev hapsi!